Medya - Barın yavrum
''Deniz, sen bu çocuktan etkileniyorsun baya.'' dedi Beren ışıldayan gözleriyle.
Düşüncelerimin içinden çıkamayınca çareyi Beren'e anlatmakta bulmuştum. Başka türlü içinden çıkamayacaktım çünkü. Ona her şeyi baştan sona anlatmıştım bütün detaylarıyla anlatmıştım. Biraz daha rahat hissediyordum en azından artık.
''Ya sadece geçici bir şeyse ya da bana olan ilgisi yüzünden öyle hissediyorsam. Ona boşuna umut verip kalbini kırmak istemiyorum.'' dedim üzgün çıkan sesimle. Onu üzmeyi gerçekten istemiyordum.
''Pekâlâ, biraz düşüneyim bakalım nasıl emin olabilirsin hislerinden.'' gözlerini denize çevirdi izlemeye başladı. Düşünüyordu.
Bende gözlerimi denize çevirdim ve izlemeye başladım. Derin bir nefes alarak denizin kokusunu içime çektim. Bana huzur veriyordu.
Barın gibi.
Onun yanında olduğum zamanlarda böyle hissediyordum. Huzurlu.
''Bak ne yap biliyor musun?'' devam et dercesine kafamı salladım ''Git dudaklarına yapış eğer hoşuna giderse seviyorsun demektir.''
''Salak mısın Beren? Ya hoşuma gitmezse o zaman ne diyeceğim. 'Kusura bakma sadece hislerimden emin olmaya çalışıyordum' mu diyeceğim?'' dedim sinirle. Ben onu kırmak istemiyorum diyordum bu kız ne diyordu.
''Tamam be ne kızıyorsun?'' dedi buram buram trip kokan sesiyle. Elimi omzuna atarak göğsüme çektim bedenini.
''Sadece onu üzmek istemiyorum güzelim. Eğer senin dediğin gibi yapıp da etkilenmezsem ne olacak?'' dedim sakin çıkan sesimle.
''Etkileneceksin, eminim ben.'' dedi kendinden emin bir şekilde çıkan sesiyle. Gülümsedim.
Ben onu üzme ihtimali olan bir şeyi bile yapmak istemiyordum.
Hay sikeyim ya, ne olacak böyle?
Nasıl anlayacağım ben ona olan hislerimi o zaman?
-------------
Ege beni aramış ve onlara çağırmıştı. Yapacak bir işim olmadığı ve sıkıldığım için gitmeye karar vermiştim. Dolabın karşısına geçerek beyaz tişört ve siyah pantolonumu aldım. Hızlıca üstümü giyindim ve beyaz tişörtümün bir kısmını pantolonun içine koydum. Yatağın üstündeki telefonumu ve cüzdanımı alarak cebime koydum.
Son kez aynaya bakıp yansımamı hayran gözlerle izledim. Son kez saçlarıma da şekil vererek dış kapıya doğru gittim.
Askılıktan ceketimi aldım ve ayakkabılarımı giyerek evden çıktım.
Acaba Barında evde olacak mıydı? Olurdu büyük ihtimalle çünkü bugün pazardı. Evde olmayıp ne yapacaktı değil mi?
Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Biran önce gidip onu görmek istiyordum.
Duygularımdan emin değildim evet ama onu görmek istiyordum.
Adımlarımı hızlandırarak evlerinin önüne geldim. Derin bir nefes alıp zili çaldım. Heyecanlanmıştım.
Kapıyı açan Barış'a gülümsedim.
''Hoş geldin enişte.'' dediğine göz devirdim ama beni umursamadan gülmüştü.
''Hoş buldum Barış.''
''Geçsene içeri. Abimde evde ama uyuyor.'' öğlen üçte ne uykusu be..
Ayakkabılarımı çıkararak içeri girdim. Adımlarımı salona doğru yönelttim. Ege koltukta oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Beni görünce ayağa kalktı ve yanıma gelerek sarıldı.
''Hoş geldin kanka.'' dedi benden ayrılırken.
''Hoş buldum.'' dedim koltuğa otururken. Barışta yanımıza gelerek sevgilisinin kolunun altına girmişti. Gülümseyerek onlara baktım.
Acaba bizde bir gün Barınla böyle olacak mıydık..
Ne diyorum ben ya.
Elimi saçıma atarak dağıttım saçlarımı.
''Ee knk ne yapıyorsun görüşmeyeli?'' dedi Ege sessizliği bozarak.
''Daha sabah beraberdik Ege.'' dedim gülerek.
''Ha doğru.'' Barış'a dönerek ''Gülüm Barın uyanmadı mı daha?'' dedi.
''Yok uyuyor hâlâ.'' dedi Barış mayışmış sesiyle. İki dakikada nasıl mayıştın acep sen yavrum. Aşk böyle bir şey demek ki.
Sevdiğinin kokusuyla mayışmak.
Nasip olur mu bee..
''Deniz. Uyandırsana sen. Biz uyandırınca kızıyor.'' dedi Ege.
''Bırakın uyusun. Niye uyandırıyorsunuz?'' dedim
''Şerefsizliğine.'' dedi Ege gülerek. Gülerek ayağa kalktım.
Nerede şerefsizlik orada ben.
''Nerede odası?'' dedim gülerek.
Ege gülerek cevap verdi. ''Dümdüz git, en sondaki oda.''
Kafamı sallayarak Barış'a baktım çoktan uyumuştu bile. Gülerek adımlarımı Ege'nin tarif ettiği odaya yönelttim.
Odaya fuhuş baskını yaparcasına daldığımda yatağında mışıl mışıl uyuyan Barın bir şey mırıldanmış ve uyumaya devam etmişti. Gülümseyerek yanına ilerledim.
Yatağa oturdum ve elimi yüzüne gelen saçlarına atarak geriye taradım. Elimi saçlarında biraz oyalandıktan sonra geri çektim. Elimi çekmemle mızmızlanarak kıpırdandı.
Gülümseyerek elimi tekrar saçlarına koydum ve oynamaya başladım. Çatılan kaşları anında düzelmişti. Yüzünde oluşan huzurlu ifadeyle gülümsedim.
Şuan gözüme aşırı tatlı gelmesi normal mi?
Elimi saçlarından çektim. Elimin tersiyle yüzünü okşamaya başladım.
Kendime engel olmadan eğilip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. u neden bu kadar güzel hissettirmişti.
Birden bileğimden tutulup yatağa çekildiğimde gözlerimi büyüttüm. Barın bir şeyler mırıldanmış ve yüzünü boynuma gömmüştü.
Onu uyandırmak için gelmiştim buraya. Ama şuan ki halimize bir bakın.
Saçlarından gelen kokuyla mayıştığımı hissettim. Bu, bu kadar güzel hissettirmemeliydi. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım.
------------
Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Deniz'in jeton düşmeye başladı biraz sanki mnbvcvbn. Hepinizi kocaman öpçük :**
Fikirleri alayım..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Röntgenci bxb
Ficção AdolescenteBilinmeyen numara: Seni gördüm, beğendim.. Bilinmeyen numara: Dedim ki kendi kendime neden sevmeyeyim. Bilinmeyen numara: Ve sevdim gitti..