Medya - Gökay (Nam-ı diğer Götay *-*)
Kevinden
Yanağıma sertçe konulan öpücükle içtiğim suyu olduğu gibi dışarı püskürttüm. Yanağımı öpen kişi gülerek arkamdan çıktı ve önümdeki sandalyeye oturdu. Bu kişi tabi ki Gökaydı. Ama ben ona günler önce kendi kendime verdiğim bir karar sonucu Götay demeye karar vermiştim. Ne kadar yaratıcıyım değil mi?
''Niye korkuyorsun bebeğim? Alt üstü selamlaşma öpücüğü verdim.'' dedi yüzündeki kocaman sırıtmayla.
Ona büyük bir göz devirip telefonuma geri döndüm. Ne mi yapıyordum? Hemen size açıklayayım.
Yakışıklı erkekleri stalklıyordum tabi ki. Ne yapacağım başka.
''Ne yapıyorsun bakayım sen o telefonda?''
Dediğini duymamış gibi yaparak işime devam ettim.
''Şhtt boncuk gözlüm, sana diyorum?'' dedi elini gözümün önünde şıklatmadan hemen önce. İrkilerek ona döndüm.
''Ha. Ne?'' dedim postu aşağı kaydırırken.
Olm bu çocuk çok yakışıklıydı ya. Ne olurdu yani benimde böyle üstün yakışıklı bir sevgilim olsa.
İç çekerek sayfayı tekrar aşağı kaydırarak yeni bir fotoğrafına baktım. Nalet olsun, neden benim bundanımdan yok.
Telefonumun elimden çekilmesiyle boş boş elime baktım. Sonra sinirle kafamı kaldırarak telefonumu elimden alan Götaya baktım.
''Ne yapiyor sen? Ver onu geri bana.'' dedim elindeki telefona uzanırken. Telefonu benden kaçırarak bir süre resimlere baktı.
''Sen iki saattir bunlara mı bakıyorsun?'' dedi telefonumu kapatıp masaya koyarken. Kafamı sallayarak onay verdim.
''Evet. Çok yakişikli onlar. Değil?'' dedim çoktan hayâl alemine dalmışken.
''Bunlara mı yakışıklı diyorsun sen. Ben daha yakışıklıyım.''
''Bir bakayim sana.'' Elimi çenesine koyarak sağa sola döndürdüm. Yakışıklı çocuktu. Ama onun bunu bilmesine gerek yoktu.
''Bak bak iyi bak.''
''Tch, Onlar daha yakişikli. Sen hiç yakişikli değil.''
Yalan kim ölmüş.
''Kim yakışıklı değil, ben mi? İyi bakamamışsın sen. Bir daha bak.'' dedi kendinden emin bir şekilde.
Tekrar elimi sağa sola oynatarak yüzünü inceledim. Bundanım olsun lütfen.
''Azicik yakişiklisin.'' dedim elimi geri çekerek.
''Neyse buda bir şey en azından.'' telefonumu elime alarak tekrardan yakışıklı oğlan stalklama işime geri döndüm. Götaysa beni izliyordu. Birazcık rahatsız olsam da bir şey demedim.
Karşıma çıkan yarı çıplak fotoğrafa gözlerimden kalpler çıkartarak bakıyordum. Tanrım sen neler yaratıyorsun öyle.
Ben hayranlıkla resme bakarken ''Kevin..'' dedi Götay.
''Efendim.'' dedim bir yandan da resme bakarken. Evet arkadaşlar sapık gibi resimden çıkamıyordum. Ama ne yapabilirim kasları çok mükemmel görünüyordu.
''Az önce erkek fotoğraflarına bakıyordun. Yani demek istediğim şey..'' cümlesini bölerek ''Evet eşcinsel ben.'' dedim. Bakışlarımı telefondan ayırarak yüzüne baktım. Söylediğim şeyle yüzünde garip bir ifade oluştu.
Homofobik olamazdı. Olsa bana niye yürüsün, değil mi?
''Eşcinselsin?'' dedi teyit etmek ister gibi. Kafa sallayarak onayladım onu. ''Bende öyleyim. Bak bir ortak yönümüz varmış. Hadi evlenelim.'' dediği şeyle gözlerimi kocaman açarak ona baktım.
Evlenmek? Ben ve Götay?
Yakışıklı çocuk bana uyar. Şaka şaka.
''Sen gidiyor çok hizli.'' dediğim şeyle gülerek ''Sen iste yeter ki yavaşta giderim ben.'' dedi. Gözlerimi devirerek telefonumu elime alacaktım ki buna izin vermeden kendisi aldı.
''Ne yapiyor yine sen? Ver bana onu.'' dedim elimi uzatarak. Elimi tutarak ters çevirdi ve elimin üstünü öptü. Ben şaşkınlıkla ona bakıyordum.
''Açma boncuk gözlerini o kadar. Seni yiyesim geliyor sonra.'' dedi parmaklarımızı birleştirmeden hemen önce.
Elimi geri çekecekken buna izin vermeden sıkıca tuttu ve masanın üstüne koydu ellerimizi. Ben hâlâ saf saf ne yaptığını izliyordum.
Bu çocuk niye bana böyle davranıyordu? Aşık mıydı? İmkansız daha tanışalı ne kadar oldu ki.
Çalan telefonuma kısa bir bakış atıp bana uzattı. Lucas arıyordu. Büyük ihtimalle ne zaman geleceğimi soracak ve beni çok özlediğini söyleyecekti.
-''Kevin dön artık. Seni özledim.'' dedi telefonu açar açmaz. Gülümsedim bu haline karşı.
-''Beni mi özledin yoksa evimi mi?'' dedim şakayla. Lucas ailesiyle birlikte yaşıyordu ve ben tek yaşadığım için çoğu zaman tek başıma korktuğumu iddia ederek benim evimde kalmaya geliyordu.
-''İkinizi de.'' dedi o da bana ayak uydurarak.
-''Anahtarı sana vermiştim. İstediğin zaman gidip kalabilirsin biliyorsun.''
-''Sensiz sıkıcı oluyor.''
-''Birkaç güne döneceğim merak etme.'' Biletimi almıştım. 1 hafta sonra İngiltereye dönecektim.
-''Tamam. Şimdi kapatmam lazım. Öpüyorum seni çok.'' dedi hoparlöre öpücük atarken.
-''Bende seni öpüyorum.'' dedim aynı onun gibi öpücük atarken.
Telefonu kapatarak masaya koydum. Yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. Lucasla konuşmayı seviyordum. En yakın arkadaşım olduğu için her bokumu biliyor ve bana destek olmaya çalışıyordu. Pek beceremese de.
''Ne konuştunuz o kadar gülümseyecek.'' dedi Götay yüzüne oturmuş bir hüzünle. Ne olmuştu iki dakikada buna be.
''Hiç, sudan havadan.''
''Peki.'' dedi elimin üstünü okşarken. Biz hâlâ el ele tutuşuyorduk değil mi? Elimi çekecekken daha sıkı tuttu. O ellerimize bakarken bende ona bakıyordum. Gerçekten çok yakışıklıydı.
''Kevin, ne zaman geri döneceksin İngiltereye?'' bakışlarını ellerimizden ayırarak gözlerime baktı.
Bakma bana öyle. Gitmemi istemiyormuşsun gibi bakma.
''Bir hafta sonraya bilet aldi ben. O zaman gidecek ben İngiltereye.''
''Biraz daha kalamaz mısın? Neden çabuk gidiyorsun?'' dedi baş parmağıyla elimin üstünü okşarken.
''Gerekenden çok bile kaldi ben.'' dedim gözlerine bakarken. ''Hiç gitmesen keşke.'' dedi garip bir ifadeyle gözlerime bakarken.
''Okul var benim orda. Ev var, aile var.'' dedim. Benim her şeyim oradaydı. Nasıl burada kalabilirdim ki. Gözlerime bakarak kafasını salladı.
Bana böyle bakma işte. Gitmemi istemiyormuşsun gibi bakma. Yoksa aşık olurum sana.
-----------------
Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Umarım beğenmişsinizdir. Ben bu ikiliyi yazarken aşırı eğleniyorum. Siz okurken ne hissediyorsunuz? Birde şimdi hep yapmak istediğim bir şeyi yapacağım. Ben aşağıya çiftleri yazacağım. Sizde onlar hakkındaki düşüncelerinizi yazın timam mı *-* Hepinize kocaman öpçük
Barın-Deniz
Ege-Barış
Kevin-Gökay
Fikirleri alayım..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Röntgenci bxb
Teen FictionBilinmeyen numara: Seni gördüm, beğendim.. Bilinmeyen numara: Dedim ki kendi kendime neden sevmeyeyim. Bilinmeyen numara: Ve sevdim gitti..