Röntgenci bxb

25

Medya - Barın yavrum

Ödevi bitirmiştik ve kızlar gitmişti. Ders biteli kaç saat olmuştu ama Barın hâlâ gelmemişti. Laf arasında çaktırmadan Ege'ye sorduğumda 'Ödevi varmış, onu yapacaklarmış.' demişti. 

Şuan ise ben ikili koltukta tek başıma oturuyordum. Ege, Barışı'ı kolunun altına almış aşk dolu dakikalar yaşıyordular. Gülümseyerek baktım karşımdaki ikiliye. Cidden çok yakışıyorlardı. Barış kıvırcık saçlı küçücük bir şeydi. Ege Barış'a göre biraz daha kalıplıydı. 

Canım sıkılınca telefonumu çıkartarak mesajlar bölümüne girdim. Tabi ki Barın yazmamıştı. Göz devirerek mesaj atanlara kısa cevaplar verip Berenle olan konuşmamıza girdim. Bu aralar onu çok aksattığımın farkındaydım. En yakın zamanda gönlünü almayı aklıma not ettim.

'Özledim.. yakın zamanda görüşelim..' yazıp sohbetten çıktım. 

Barın'la olan sohbetimize girip son görülmesine baktım. 16.43

Saat şuan 16.45 di. 2 dakikayla kaçırmıştım onu. Dediğime bakın sanki konuşuyorduk da kaçırmıştım anasını satayım.. Sinirle uygulamadan çıkıp telefonu kapattım. Başımı kaldırdığımda Barış ve Ege bana imalı imali bakıyordu.

''Ne bakıyorsunuz lan öyle.'' dedim sinirli çıkan sesimle.

"Hiiiç." dedi Barış uzatarak. Ama yüzünde hâlâ imalı gülümsemesi vardı.

Cevap vermeden elimi saçlarıma atarak karıştırdım.

Gergindim..

Neden bilmiyorum ama uzun zaman sonra Barın'la konuşacağım içindi sanırım.

Peki bu içimdeki garip his neyin nesiydi..

Çalan kapıyla gözlerim o tarafa kaymıştı. "Açmayacak mısınız kapıyı?" dedim karşımdaki ikiliye. İkisi de omuz silkince oflayarak ayağa kalktım ve kapıya doğru yönlendirdim adımlarımı.

Kapıyı açınca karşımda kollarını önünde kavuşturmuş ve duvara yaslanmış bir adet Barın vardı. Benim kapıyı açmamı beklemiyor olacak ki şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Gelsene içeri ne dikiliyorsun orada." dedim sakin çıkarmaya çalıştığım sesimle.

Konuşmamla irkildi ve kafasını eğerek ensesini kaşıdı. Utanmıştı.

Evet Barın utanmıştı.. Ortada utanacağı bir şey bile yokken.

Gülümsememi saklayarak kapıyı daha çok araladım. Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Ceketini de çıkarıp astıktan sonra bana döndü. Elini ensesine attı ve orayı kaşıdı. Bir şey diyecek gibiydi. 

Eli ensesinde parlayan gözleriyle bana bakıyordu. Çok şey görünüyordu.. Ihm sevimli. Bu haline gülümsedim.

Daha ne kadar öyle bakıştık bilmiyorum ama gelen öksürük sesiyle bakışmamız bölünmüştü. Barış ve Ege bize imalı imalı bakıyordu. Onlara göz devirdim. Bok mu vardı da geliyordular. İçeride aşkınızı yaşayın kardeşim niye geliyorsunuz?

''Aşk dolu bakışmanızı böldük ama kusura bakmayın.'' dedi Ege buram buram ima kokan sesiyle. Bu çocuk ne çok ima yapmıştı bugün.

''Birazdan bende seni öyle bir böleceğim ki Ege.'' dedi Barın.

''Hadi sevgilim gidelim biz abin beni öldürmeden.'' Ege'nin gülerek konuşmasıyla ikili bizim yanımızdan ayrılarak bir odaya girdiler.

''Sen onun kusuruna bakma.'' Barın'ın konuşmasıyla ona döndüm. Sanırım Ege'nin yaptığı imadan rahatsız olduğumu düşündüğü için öyle bir şey söylemişti. Ama ben gram rahatsız olmamıştım. Çünkü alışmıştım artık Ege'nin imalarına.

''Sorun yok.'' 

Dudaklarını araladı bir şey söylemek için ama sonradan vazgeçip tekrar kapattı. Birden beni kendine çekerek kollarını belime dolayarak burnunu saçlarımın arasına daldırdı. 

Gözlerim kendiliğinden kapandı ve kollarım benden bağımsız ona sarıldı. Derin derin nefesler alıyor arada burnunu saçlarıma sürtüyordu. Bu an öyle garipti ki. 

Ona sarılmamdan cesaret almış olacak ki şakağıma küçük bir öpücük kondurup başını boynuma gömdü. Derin bir nefes aldı ve oraya da küçük bir öpücük kondurdu. Benim boynumdan öpülmeye zaafım vardı.

Kollarını belimden ayırmadan uzaklaştı biraz. Gözlerimi açtığımda yüzünde kocaman bir gülümseme ve gözlerinde karanlıkta bile belli olacak bir parlaklık vardı. 

Kollarını belimden çekerek arkama geçti ve ellerini sırtıma koyarak beni salona ilerletti. Bedenimi nazikçe koltuğa itti ve dizlerime yattı. Elimi de alıp saçlarına koydu ve gözlerini kapattı. Bu haline gülümsedim.

''Nereden alıyorsun bu cesareti kardeşim.'' dedim sinirli çıkarmaya çalıştığım sesimle. Birden gözlerini açarak kaşlarını çattı. Hızla doğrularak bana baktı. 

''Kardeşim mi?'' dedi sinirli çıkan sesiyle. 

''Evet kardeşim.'' dedim ona ayak uydurarak. Biraz oyundan zarar gelmezdi herhalde. 

Daha çok çattı kaşlarını. ''Ne kardeşimi lan. Sikerim kardeşini. Bir daha kardeşim dersen senide sikerim Deniz. Kardeşimmiş. Bok kardeşinim senin.'' sinirle söylenmesiyle gülmemek için kendimi zor tuttum. Ama 3 saniye falan.

Güldüğümü duyunca şaşkınca gözlerini açarak bana baktı. ''Şaka-'' dedim gülmemi durdurarak.

''Şaka yapıyorum.'' çatılan kaşları ben konuşunca yavaş yavaş eski haline dönmüştü. 

''Ben çok ciddiyim ama bir daha şaka yollu bile olsa kardeşim deme anasını satayım.'' homurdanmasıyla göz devirdim. Sanki ne demiştik anasını satayım.

Saçlarından çekerek dizime yatırdım tekrar. Canı acımış olacak ki yüzü buruşmuştu ama dizime yatırdığımı görünce kocaman gülümsedi ve gözlerini kapattı.

Bende saçlarıyla oynayarak yüzündeki o huzurlu ifadeyi izledim. Onun o huzurlu yüzünü izledikçe sanki bende huzur buluyordum. Derin bir nefes alarak başımı geriye atarak koltuğun başına yasladım.

İçimde tarif edemeyeceğim bir his vardı. Ne oluyordu bana bilmiyorum ama içimden bir his tükürüğümü yalayacağımı söylüyordu. 

Daha önce hiçbir erkeğe karşı böyle şeyler hissetmemiştim. Ya bu içimde oluşan hisler Barın'ın bana gösterdiği ilgi ve sevgi sonucu olan şeylerse. 

Sinirle ofladım ve dizlerimde yatan çocuğa baktım. Düzenli nefes alıp verdiğine göre uyumuştu. O huzurlu ifadesi hâlâ yerli yerinde duruyordu. 

Ya Ege'nin dediği gibi ondan etkileniyorsam. Ama ben gay ya da bisex değildim ki nasıl olabilirdi böyle bir şey. Ama ya öyleysem.

Kafam o kadar karışmıştı ki. İçimi birine döküp rahatlamam gerekiyordu ve bu kişi tabi ki Berendi. Eve gidince ilk işim onu aramak olacaktı.

-------------

Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Umarım beğenmişsinizdir? Hepinizi kocaman öbüyom :**

Fikirleri alayım..

Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..