50

6.9K 460 113
                                    

Medya - boncuk gözlü Kevin 

Kevin: Sıkıldı işte beni Lucas.

Lucas: Sence de biraz abartmıyor musun bebeğim?

Kevin: Abartmak mı?

Kevin:  Sabah attığım mesajıma hâlâ cevap vermedi.

Kevin: Görüldü bile atmadı.

Kevin: Sıkıldı işte benden.

Lucas: Saçmalama bebeğim.

Lucas: Daha dün anlatıyordun onunla olan konuşmalarınızı,

Lucas: Seni ne kadar çok sevdiğini,

Lucas: Sana bakarken gözlerinin parladığını.

Lucas: Çocuk seni çok seviyor bebeğim.

Lucas: Anlattıklarından bu çıkıyor.

Kevin: Beni kandırmıyorsun değil mi?

Lucas: Sana ne zaman yalan söyledim bebeğim?

Kevin: Beni sürekli kandırıyorsun.

Lucas: Öhöm.. Bu sefer kandırmıyorum gerçekten.

Kevin: Lucas.

Lucas: Efendim bebeğim.

Kevin: Benden sıkılmamıştır değil mi?

Lucas: Aynı soruyu bir kez sorarsan ısırırım seni.

Kevin: Tamam ya sormayacağım bir daha, ısırma.

Lucas: Aferin bebeğim, şimdi gitmem lazım.

Lucas: Sende daha fazla düşünme ve resmine odaklan.

Uyuşuk adımlarla yatağımdan kalktım ve resim odama doğru ilerledim. Ben güzel sanatlar okuyordum. Resim çizmeyi seviyordum bana huzur veriyordu.

İngiltereye geleli 1 hafta olmuştu. Gökayla konuşuyorduk ama çok az. Sürekli geç cevap veriyordu mesajlarıma. Aklıma sürekli benden sıkıldığıyla ilgili şeyler geliyordu. Ama buraya gelmeden önce Gökayla konuştuklarımızı hatırlayarak kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. 

Gökay beni seviyordu ve biz sevgiliydik. 

O benden sıkılmayacağını söylemişti.. O zaman sıkılmazdı.

Fırçalarımı, boyalarımı ve tuvalimi hazırlayarak sandalyeme oturdum. İşte hazırdım. Cebimdeki telefondan hoş bir müzik açarak fırçayı elime aldım. 

Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama sonunda resmin büyük çoğunluğu bitmişti.  Elimi ağrıyan belime atarak ovuşturdum. Belim ağrımıştı..

Resme baktığımda Gökayı gördüm. Ben Gökayı çizmiştim. Daha doğrusu isteyerek çizmemiştim. Elim benden bağımsız olarak resme uzandı. O kadar özlemiştim ki onu.

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. Bir umut mesajıma cevap vermiştir diye yanımda duran telefonumu alarak çalan slow şarkıyı kapattım. Mesaj uygulamasına girdiğimde Gökay hariç bir sürü kişiden mesaj vardı.

Telefonu kapatarak önümdeki tuvale bakarken gözümden akan yaşa engel olamamıştım. Ne kadar sulu göz olmuştum böyle. 

Burnumu çekerek önümdeki tuale sinirle bakmaya başladım. Belki Gökay yanımda yoktu ama resmi vardı değil mi? Bütün sinirimi ondan çıkarabilirdim öyleyse.

''Hiç mi gelmiyorum aklına? Neden mesaj atmıyorsun? Hani hiç sıkılmazdın benden? Al işte sıkıldın benden. Uzak ilişkilerden hep nefret etmişimdir. O yüzden senden uzak durmaya o kadar çabaladım ki. Ben bir gün gidecektim ve ayrı kalacaktık..'' burnumu çekerek yanağımdaki yaşları sildim. Yerine tekrar yenileri akıyordu ama umursamadan tekrar araladım dudaklarımı.

Röntgenci bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin