16.

907 135 29
                                    

Taehyung'un hayatıma girişi, kalbime girişi gibi aniden, pervasızca gerçekleşmişti ya anlayamamıştım hiç, kokusuna kadar müptelası olacağımı, aniden verdiği bu karara, ki aniden verilen kararlar hiç hoşuma gitmezdi, sesimi çıkarmayacağımı, ona bu denli aşık olacağımı da anlayamamıştım hiç.

Otobüse binmiş, yanımda oturacak olan yaşlı amcadan yer değişikliği rica etmiş, eli yüzü düzgün, mütevazi adam da onun ricasını kırmayarak teklifini kabul etmişti, kucağımda YeonTan ile cam kenarına geçmiş, yanıma da sevdiğimi almıştım, inanamıyordum, rüya gibi geliyordu hâlâ, ağzından dökülen sevdiğim lafı rüyalardaymışım gibi hissettiriyordu, yanıyordum, bir kolunu kolumun altından geçirmişti, başı omzuma düşmüştü, yeni yeni binen insanların bakışlarına aldırmıyordu, yüzünde hafif tebessümüyle yakıyordu beni, yanıyordum lakin sormam gereken bir soru vardı.

"Taehyung."

"Efendim?"

Başını omzumdan kaldırırken gülümsemesi sönmemiş, bakışları gözlerimin içinden kalbime kadar inmişti, bir başka bakıyordu artık, kıyamıyormuş gibi, şefkatle doluydu bakışları, yutkundum, gözlerimi gözlerinden çektim, kaşları havalandı.

"Bana tutulduğunu söylemene rağmen baş ucundaki resmin bir açıklamasını düşünmeye çalışıyorum, bulamıyorum Taehyung."

Kırılmıştı, başı önüne düştü, elleri her gergin oluşunda yaptığı gibi birbirlerine kenetlendi, parmaklarıyla oynamaya başladı, kırılmıştı, bakışlarımdaki hüsranı görmüştü zira, sevgisine güvenemediğimi belli etmeme kırılmıştı, kolunu sardığı kolumdan ayırdı, kırmıştım kalbini, sözlerim küçük bir soru misali olsa da değildi ve o bunu anlayacak kadar zeki bir adamdı, yutkundu, gözleri dolmuştu tekrardan biriciğimin.

"Güvenmiyorsun sevgime değil mi? Haklısın, ben de güvenemezdim ama Jeongguk yemin ederim ki seviyorum seni, anlatacağım, lütfen sabırla dinle beni olur mu?"

Binlerce yemin dahi etse inanırdım ben ona, söylemedim, konuşmadım, bakışlarındaki kırılmaları fark etsem dahi konuşmadım, güven benim için çok önemliydi, bunu hissetsin istedim, kızaran göz kapaklarından öpmek istedim de yapmadım, korktu, tekrar sokuldu bana, başını omzuma yasladı, bir eli elimi buldu da tutmadım, anlatana kadar da tutmayacaktım, aşık olsam dahi, zaafım olsa dahi bendeniz Jeon Jeongguk, hata yapmaktan nefret ederdim.

"Sana tutulduğumu söylediğim o gece, bir başıma eve geldim, tavanı izleyerek kaç saat geçirdim senin düşüncenden sayamadım, sonra korktum, çiçeklere ve hayvanlara ilgili ve sevecen duran sen insanlara karşı oldukça dobra ve mesafeliydin, yanlış fikirlere kapılmaktan korktum."

Başının üzerine başımı yaslarken kıkırdadı, elimi tutmuş, bir parmağımı okşuyordu şimdi, tebessüm ettiğini görsem dahi bir damla yaş düşmüştü serçe parmağımın ucuna, ses etmedim.

"Hastaneye gittiğimde dahi çıkmaz olmuştun aklımdan, kardeşimin ölüm yıldönümü gelmişti ve acımı senin düşüncenle sarabilmiştim, küçük prens kolyemi bulduğundaysa bu tutulma bir anda yoğunlaşmıştı fakat buna inanmak istemedim, hastaneyi aksattım, Jimin'in yanına gidip ona seni anlatmaya başladım, duygularımdan emin olmak benim için çok zordu, beni terk eden eski sevgilimden sonra aşka inancımı da onunla birlikte kaybetmiştim zira, sonra, kendimi test etmek istedim."

Yutkundu, asıl zorlandığı kısım gelmiş olacak, parmağımın üzerindeki hareketini durdurdu, bir eliyle göz pınarlarında biriken yaşı sildi, çocuk gibiydi bu adam, ne ağlamaktan çekinirdi, ne de duygularını kolayca ifade edebilirdi, tebessüm ettim, tekrar konuşmasını bekledim.

3:00 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin