DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓

1

Haiii, ben geldiim. Bu saatte buralarda mısınız bilmiyorum amaaaa. İlham bir uğrayıverdi dedim gelmişken bölüm yazayım fırsattan istifade. Bölüm sonunda da belirttim, bu ficin bölümleri genel olarak kısa olacak arkadaşlar. 1000-1500 arası falan yani :)

Yazım yanlışlarım varsa affoluna inanılmaz hızlı yazdım çünkü, illaki vardır jsjsjs Öpüyorum çok, keyifli okumalar lokumlarım! Xx

**

"Polisim ben, az önce yanından geçen araçta yakalamam gereken bir suçlu var." diye soluk soluğa homurdandı. Ses tınısı öylesine derin ve boğuktu ki.

Kapıyı sertçe çekip kapattıktan sonra torpido gözüne vurdu. "Lanet olsun ne bekliyorsun? Sür şu aracı, suçlu kaçıyor!" Bir eliyle kolunu tutarken, diğer eliyle yüzünü buruşturarak ceketinin cebinden çıkarttığı kimliği bana gösterdi.

Kim Taehyung. Hasiktir, az önceki adamın öldürmemi istediği polisti bu...

Bana ters ters bakarken, üstüne oturduğu telefonumu fark edip yüzünü buruşturarak telefonu çekerek altından çıkarttığı gibi aracın konsoluna bıraktı.

Ona bakmaya son verip direksiyonu çevirdiğim gibi u dönüşü yaparak gaza bastım. Ceketinde ıslaklık vardı. Kolundan yaralanmış olmalıydı. Kolunu tutmaya son verip cebindeki telsizi çıkarttı.

"Merkez 34-41, merkez 34-41, şu anda 4. çevreyolu üzerindeyiz, size doğru geliyoruz yolu komple kapatın!" Yanımdaki polis gür bir sesle kükrediğinde, sesi kulaklarımın pasını sildi geçti.

Telsizden hışırtılı bir şekilde, "Anlaşıldı." Uyarısı geldiğinde yüzünü buruşturarak telsizi geri ceketine sıkıştırırken bakışları dikiz aynasından benim bakışlarımla çakıştı.

Çakmak gibi parlayan gözleri nefesimi tekletirken, gözlerimi bu tehditkâr bakışlardan ayırıp önüme çevirdim.

Direksiyonu sımsıkı kavrayan parmak boğumlarım beyazlaşmıştı. Ah, yanımda bir polis varken kendimi baskı altında hissediyor olmam gayet normaldi. Bir suçluyu yakalamak için ona yardım ediyordum, üstelik ben de bir suçluyken... Gerçi ben kötü olanları öldüren biriydim, ama yine de polisin gözünde bu asla önemli olmazdı. Her halukarda suçlu suçlu sayılırdı onların gözlerinde. Çünkü ben de adam öldürüyordum en nihayetinde.

Hız ibresi gittikçe yükselse bile araca yetişmeyi başaramamıştım. Yol ayrımına yaklaştığımı görünce öksürerek boğazımı temizledim.

"Ne tarafa döneceğim?" diye sorduğumda hızla başını araladığı camdan çıkarıp dışarıya baktı. "Sağa dön, gördüm onu daha hızlı sür!" diye otoriter bir şekilde kükrediğinde, gözlerimi devirme isteğimi bastırıp direksiyonu sağa çevirirken hafifçe frene basarak aracı döndürdüm.

Virajı aldığım gibi gaza yeniden köklenirken aracın motorundan yükselen gürültü kulaklarımda uğuldadı.

Önüme çıkan iki aracı sollayıp plakası bile olmayan araca yetişebilmek için gaza biraz daha bastım. "Biraz daha arka kaputuna yaklaşmayı başarırsan aracına ateş edeceğim."

Hızla dışarıya çıktığı camdan içeriye girdiği anda soluk soluğa konuşurken bir yandan da kemerindeki silahlık yuvasından silahını çıkarttı. Hızlıca şarjörünü kontrol etti.

Ardından yeniden araladığı cama abanarak üst gövdesini dışarıya çıkaracak şekilde bir kaç metre önümüzde kalan araca nişan aldı.

Yaralı koluyla aracın tavanından dikkatle tutunurken, gaza biraz daha basarak aramızdaki mesafeyi kapatmaya çalıştım. Bizi çoktan fark eden suçlu genişleyen yolda direksiyonu bir sağa bir sola çevirdi hızla.