Haiii ben geldiim, hızlıca yazdım böyle bir ilham geliverdi, hemencecik bölümü yazdığım gibi salayım dedim. Bir önceki bölüm bildirim gitmemişti ve hâlâ o bölümü okumayanlar var, o bölümü okumadan buna geçmeyin.
Bu bölüm de aynı boklar olur diye bölümü ekstra kısa tuttum, zaten fic mini fic ama 150 kelime kadar kısa oldu yani jsjsjs Neyse bol bol oy ve yorum istiyoruum <3
Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar kuzucuklarım! Xx
**
Yoongi hyung, viski bardağını uzatıp benimkiyle çakıştırdığında, "Şerefe." dedim gülümseyerek.
"Dün gece niye geleceğim diyip gelmedin it herif?" Yoongi hyung, yarı alaycı yarı ciddi ses tınısıyla viski dolu kristal bardağından bakışlarını ayırıp gözlerime odaklandığında dudaklarıma tembel bir gülüş asıldı.
"Meşguldüm hyung." dedim hınzırca kısılan bakışlarım eşliğinde, oyuncu bir sesle. Dün geceyi anımsadıkça kasıklarım alev alacak gibi hissediyordum. Kim Taehyung... Ne adamdı be...
"Meşgulmüş, insan haber verirdi." Namjoon hyung huysuzca homurdandığında, çenemi sağa sola kaydırarak gevşetmeye çalışırken ona baktım. Bugün yaktığım adama fazla sinirlenmiş olmalıydım, dişlerimi kıracak gibi sıkıp çenemi sıkmaktan yüz kaslarım ağrıyordu.
"Ya siz gelmeyince ben böyle yapmıyorum ama." diye hoşnutsuz bir şekilde yakındığımda Namjoon hyung önündeki masaya doğru eğilip dirseklerini masaya yasladı.
Elindeki viski dolu bardağını hafifçe çalkalarken, gözlerini hafifçe kısıp Yoongi hyunga çevirdi başıyla birlikte bakışlarını. "Bu hâlâ o abuk subuk meselelerine devam ediyor mu?" diye sorduğunda, Yoongi hyung deri koltuğa iyice yaslanıp ayak bileğini dizine attı.
Ardından telaşsız bir şekilde dirseğini yasladığı koltuğun kolçağından ayırıp viskisini kafaya dikti. Boş bardağı masaya bırakırken, "Ediyor." dedi tok sesi, bakışları masanın üzerinden benimkilere tırmanmıştı.
"İyi bok yiyor." diye tısladı Namjoon hyung şikayetçi bir tavırla bakışlarını Yoongi hyungdan ayırıp ters ters bana bakmaya başlamadan hemen önce.
"Sadece insanlara yardım ediyorum. Yaptığım şey dünya üzerinden silinmesi gereken insanların biraz daha nefes almaya çalışma çabasını sonlandırmak. Olay bu." diyerek umursamaz bir tavırla omzumu silktim.
Ardından içkimi kafaya diktiğim gibi boş bardağı gürültüyle masaya bıraktım. "Gerdiniz beni, gidiyorum ben." dedim tavır almış gibi görünmek istemesem de, ses tonumdaki o iğneleyici tını göz ardı edilemeyecek kadar yoğundu.
"Daha yeni geldin, nereye?" Namjoon hyungun sorusuyla birlikte kalktığım koltukta ona doğru eğilip elindeki bardağı aldığım gibi onun viskisini de tek bir dikişle mideme indirdim.
Boş bardağı hemen elinin önüne masaya bırakıp ona göz kırptım. Yoongi hyunga el sallayıp tek kelime dahi etmeden adımlayarak uzaklaşmaya başladım.Arkamdan ezber bozan küfürler ettiklerini duysam da geri cevap vermedim,kıkırdayarak mekandan çıktım.
Aracıma ilerlerken, telefonumun çaldığını duyunca yüzüme pişkin bir sırıtış yapıştı. Hızlıca otopark alanına yönelirken, ceketimin cebinden telefonumu çıkarttığımda, Taehyung'un aradığını görünce alt dudağımı ısırarak kıkırdadım.
Neredeyse çağrı sonlanmak üzereyken yanıtlayıp kulağıma dayadım. Şiddetli rüzgar tenimi ısırırcasına yalayıp geçiyordu.
Tek elimi pantolonumun cebine tıkıştırırken, Taehyung'un o derin sesi kulaklarıma dolan rüzgarın ıslık seslerini bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik ) Polis memuru Kim Taehyung, kiralık katil Jeon Jungkook'un peşine düşecektir. Ancak bilmediği bir gerçek vardır. Jeon Jungkook sadece masumlara zarar veren suçluları cezalandırmak adına öldüren bir katildir. Jeon Jungkook arka...