Haiiii, ben geldiiim. Ehehe şaşırdınız değil mi jsjsj Güzel yerde bitmişti ve yazasım vardı ve yazıverdim öyle. İki gün üst üste yb görmek hoştur ama alışmayın :D Arada kıyak yapıyorum böyle eheh.
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx
**
Otelde yok gibi davranabilirdim, tamam paniklememe gerek yoktu. Kapıyı açmazsam olmadığımı anlar ve geri giderdi. Zorla içeriye giremezdi,giremezdi değil mi?
"Jungkook, kapının önünde kan var. Yaralanmışsın, iyi misin?!" Kapının ardından yükselen gür sesi beynimde şimşekler çaktırdı. Hasiktir! Büyük boka basmıştım. Kapıyı açarken fark etmeden parmaklarımdan sızan kan damlaları zemine dökülmüş olmalıydı. Ah siktir.
"Jungkook, kapı kulpuna da kan bulaşmış. Kırmadan aç şu kapıyı!" Sesi gittikçe daha da sertleşirken beynimde çalan tehlike çanları eşliğinde ayağa fırladım. İlk yardım çantasını yatağın üstünde bırakıp üstüme yaralı kolumu kapatacak bir kazak geçirdim.
Kurşunu çıkarttığım aleti banyo dolabına saklayıp kurşunu ise klozete atıp sifonu çektim. Giderden gittiğine emin olduğumda koşturarak odaya geri döndüm.
Sonra komodine tıkıştırdığım çakıyı alıp avcumu soğukkanlılıkla boydan boya kestim. Kaybedecek vaktim yoktu ve madem kan gördüyse ben de yaralandığımı düşünmesini sağlardım. Dişlerimi kıracak şekilde sıkarken, yüzümü buruşturdum. Huh, acıtmıştı.
Çok basit sayılmayacak, ama hayati riskte taşımayacak bir kesiğin ardından çakıyı komodine geri fırlatıp anahtarla kilitledikten sonra anahtarı yatağın altına gelişigüzel atarak kapıya yaklaştım.
Parmaklarımdan sızan kan damlalarını zemine akıtırken, Taehyung kapıyı kırmak istercesine kabaca yumrukluyordu.
Kapıyı sağlam olan elimle açtığım anda kapıya abanan bedeni öne doğru tökezledi. Neredeyse bana çarpacak şekilde dengesini kaybetse de hışımla toparlandı.
"Ne var?" Ensemden soğuk terler dökmüyormuş gibi, sesimi düz ve şüphe çekmeyecek bir tınıda tutmaya çalıştım. Kelepçeleri hâlâ belindeydi ve çıkartmaya niyetli görünmüyordu. O halde belli ki beni tanımamıştı ve her şeyden bihaberdi.
Sorgulayıcı bakışlarım gözlerinde gezinirken onun gözleri kanayan elime düştüğünde ağzı bir karış aralandı. "Siktir, iyi misin?"
Bileğimi tutarak kesiği kontrol etti. "Elin kesilmiş, kim yaptı? Nasıl oldu?"
Sanki bir saat önce ondan kaçan kişi ben değilmişim gibi davranmak olağanüstü zordu. Ama pekte benim olduğumu anlamış sayılmazdı. Bakışları pekte öyle görünmüyordu yani. Bana şüpheli bakmıyordu, ya da benden şüphelendiğini gösteren herhangi bir harekette bulunmuyordu. Belli ki gözlerimi görmemişti, ya da gördüyse bile tanımamıştı. Huh, ucuz atlattım.
Bileğimi parmaklarının arasından çekerek kurtardım. "Taehyung, iyiyim ben tamam mı? Kapımı kırar gibi çalıp beni gecenin bu vakti rahatsız etmen ne kadar doğru? Polissin sen, bunu biliyor olman lazım." dedim son derece iğneleyici bir tınıyla. O benim için büyük tehlike oluşturuyordu gerçekten.
Kısa sürede başka otele geçsem iyi olacaktı, ama hemen yaparsam dikkat çekerdim ve bu da şüphesini üstüme çekmeme sebep olurdu. Zamanını kollayacaktım.
Omzumun ardından yatağıma baktı. "İlk yardım çantası çıkartmışsın, gel temizleyelim elini." diyerek içeriye adım atmak için hamle yaptığında göğsünden tutarak onu durdurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓
Fanfiction(+18 yetişkin içerik ) Polis memuru Kim Taehyung, kiralık katil Jeon Jungkook'un peşine düşecektir. Ancak bilmediği bir gerçek vardır. Jeon Jungkook sadece masumlara zarar veren suçluları cezalandırmak adına öldüren bir katildir. Jeon Jungkook arka...