DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓

Final

Haiiii, ben geldiim son kezzzz. Ağğğ final yazısıyla bakıştık epeyce. Bu fici yarım bırakmadığım için seviniyorum aslında, çünkü defalarca ilgi görmediği için erken final yapacağımı söyleyip yine bundan defalarca vazgeçtim. Artık final vakti ne yazık ki geldi çattı :)

Umarım severek okuduğunuz bir fic sunabilmişimdir size. Yazım yanlışlarım varsa affoluna.

Bu arada bölüm smut içeriyor o yüzden iftardan sonra okumanızı tavsiye ederim. Son kez keyifli okumalar dilerim o halde <33

**

"Sana doyamıyor olmak suçsa, affet beni çünkü yenik düşüyorum beni esir alan arzunun gazabına."

Bu sözleri kendimi ona teslim etmeme yetmişti. Zaten dünden razıydım kollarında kaybolmaya.

"Bir kez daha bana yenik düş o zaman." diye fısıldadım tenine doğru, son derece işveli bir şekilde dilimle dudaklarını yaladım sonra.

Burnundan sert bir nefes çekerken gözlerini anlık yumdu. Fayansa yaslanan koluna abanmayı kesip belimden yakaladığı gibi beni çevirip atik bir hamleyle çoktan ısınan suyun altına çekti.

Duş başlığından akan su başımızdan aşağıya süzülürken ıslanan saçlarımız anında alnımıza yapıştı.

Belimdeki ellerinden biri oyuncu hamlelerle deliğime doğru yol alırken sıcak suyla gevşemeye başlayan vücudumu onun kollarına bıraktım.

Ellerim ensesinde sabitlenirken, deliğimin etrafında görünmez daireler çizmeye son verip uyluğumdan yakaladığı gibi bacağımı kaldırıp kalçasına atmamı sağladı.

Islak kirpikleri arasından kısık ve arzu dolu gözlerle bana bakarken, topuğumu iyice kalçasında kilitleyecek şekilde sabitledim.

Bunu fark edince, uyluğumdaki ıslak parmakları deliğime doğru geri yol aldı. "Yorgunsun ve dinlenmen lazım. Bu gece içine girmeyeceğim." Alnını alnıma yaslayıp dudaklarıma fısıltısını bıraktığında başımı çevirerek dudaklarına ıslak bir öpücük kondurdum.

Bu hamlemle birlikte parmakları duvarlarıma sürtünerek içime kaydığında başımı geriye kaydırarak fayansla buluştururken genzimden zevk dolu bir mırıltı yükseldi.

"Beni daha çok yormanı istiyorum." Başımı yasladığım yerden ayırmadan gözlerinin içine baka baka kışkırtıcı bir tınıyla mırıldandım.

Tek ayağımın üstünde duruyor olmam nedeniyle ensesinden tutunup dengemi kurmamı sağlıyorken, tek elimi ensesinden ayırıp boynundan omzuna, omzundan köprücük kemiğine ve oradan da göğsüne indirdim.

Teninde seyahet eden parmaklarımın dokunduğu her yer içimi titretmeye yetti. Teni cehennem ateşi gibi yanıyordu ve dokunduğum her noktada beni de beraberinde yakıyordu.

Tırnağımla göğüs ucunu dürtüklediğimde, genzinden hırıltılı bir inilti yükseldi. Burnundan sert bir nefes çekerken omuzları sarsıldı.

Sertleşmeye başlayan göğüs ucunu iki parmağımın arasında kıstırarak çekiştirdiğimde gözleri kayarken soluk soluğa kaldı. "Jungkook beni mahvediyorsun."

Alt dudağını ısırarak, parmaklarının içimdeki hızını arttırırken, kasıklarını öne iterek tenlerimizi çarpıştırdı.

Islak penislerimiz birbirine yapışırken, ikimiz de aynı anda deliler gibi inledik. "Sen de beni mahvediyorsun Kim."

"Ve ben... Biraz daha mahvolmak istiyorum, çok daha fazla. Mahvet beni, dağıt beni." Kasıklarımı ona sürterek ensesini ve göğsünü aynı anda okşarken, tahrik edici sesim karşısında başını geriye atarak inledi.