24

21.9K 1.7K 769
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ehehe karantinamın son günü ve DM getirebildim anca jsjsjsj Yazmaktan uzak kaldığım için biraz körelmiş gibi hissettim, pek içime sinmedi ama idare edeceğiz, ufak ufak açılırım bölüm yaza yaza yine eski formuma dönebilirim diye düşünüyor ben :D

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim. Xx

**

"Senin için... Ah senin için... Şu kelepçeleri çıkart sana dokunmak istiyorum."

Sırılsıklam olan ve kıpkırmızı kesilen dudaklarını yalayarak geri çekildi. "Benden kaçıp uzak durmanın cezası olarak o kelepçelerle kalacaksın ve haliyle bana doğru düzgün dokunamayacaksın. Bu da cezanın bir parçası Jeon Jungkook." dedi hırıltılı sesi, son derece ciddi bir ifadeyle.

Ağzım bir karış aralanırken kaşlarım havalandı. Kelepçeleri çözmeyecek miydi yani? Ah Tanrı aşkına...

Son derece kendinden emin görünen o tavrı karşısında gözlerim yavaşça kısıldı. "Ben her türlü sana dokunurum." diye soludum bilmiş bir şekilde. Ardından kelepçelerimi sallayıp şıngırdatırken, "Bunlar engel değil." dedim homurdanarak.

Sesimdeki o kışkırtıcı tını dillere destandı. Dudakları beğeniyle bükülürken, gözleri ihtiras tohumlarıyla kısıldı.Sanki bu sözleri duymak istemiş gibi tatmin bir ifade yerleşti yüzüne.

Uzanarak diliyle ıslak dudaklarımı yaladığında hırlayarak kelepçeli ellerime rağmen pantolonunun kemerine uzanıp çözmek için telaşlı hamlelerime başvurmak zorunda kaldım. Deliğim onun için delilercesine kasılıp gevşeliyordu ve fazlasıyla hazırken, daha fazla oyalanmak istemiyordum. Zaten günlerce onsuz kalmakla sınırlandırılmıştım, şimdi ona doyma vaktimdi. Onu doyasıya hissetme vaktimdi, anı yaşama ve doruklara çıkma vaktimdi.

Taehyung, boynumu öperek dirseğini koltuğa yaslarken kendini dengede tutmaya çalışıp aynı anda da bana yardımcı olarak önce kemerinin tokasını , ardından pantolonunun düğmesini açtı.

Titrek ve terleyen parmaklarımla fermuarını çekip koparmak istercesine indirmeyi başardığımda kıkırdadım.

Ağzımın ortasına sert bir öpücük kondurup geri çekildi ve aracın içerisinde doğrulurken, ayakkabılarını çıkarttı. Ardından pantolonuyla iç çamaşırını aynı anda sıyırarak aracın zeminine attı.

Üstündeki kıyafetlerinden kurtulmanın üzerine bacaklarımın arasına yerleşmek için hamle yaptığında bir an bile tereddüt etmeden uzandığım noktadan fırlarcasına kalktım.

Omzumdaki sızıyla yüzümü buruşturma isteğimi güç bela baskılarken, kelepçeli ellerimi kaldırarak onun kucağına müthiş bir atakla tırmandım. Öyle ki o bile şaşırdı.

Ellerimi koltuk ile ensesi arasında sıkıştırırken kucağına iyice yerleştiğimde burnundan sert bir nefes aldı. Onu içime almadan önce çoktan benim için sertleşen aletine ve hayalarına sürtünmeye başladığımda elleri hışımla kalçalarımı kavradı.

Sabırsız bir halde aletinin başını deliğime konumlandıracak şekilde beni kucağında kaydırırken içime vuruş yapması kaçınılmaz olduğunda başım geriye düştü.

"Ohhhh." dedi zevk içinde inleyerek. Benimse basınçtan ötürü kirpik diplerim hafifçe yaşarmış, beynimde şimşekler çakmıştı.

Tırnaklarımı ensesine saplayıp dizlerimden destek alarak bir an bile vakit kaybetmeden onun kucağında hoplamaya başlarken, o da beni kucağında ritimle kaldırıp oturtmaya devam etti.

Kan akışım hızlanırken, kanım fokur fokur kaynamaya başladı. Tanrım, onu o kadar çok özlemiştim ki! Bir süre boyunca ondan uzak kalmak için çabalayıp önüme ördüğüm duvarları şimdi paramparça ediyordu.

DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin