Haiii, ben geldiiim. İşleyişi ufaktan hızlandırıyorum, çünkü kurguyu final yapacağım ufaktan hazırlanın :))
Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim! Xx
**
Beni bileğimden çekiştirerek son sürat, koridorda peşinden sürüklerken, "Bırak beni!" diye hırladım şaşkınlığımı bir rafa kaldırıp konuşma eyleminde nihayetinde bulunmayı başararak. Aniden adımlarına eşlik ederken bulmuştum kendimi.
Sesim içime kaçmıştı sanki. Huh, heyecanlanmıştım ve bu yüzden nefret ediyordum. Ondan etkilenmekten, onun bu erkeksi tavırlarına tav olmaktan... 'O benim' demişti. Ah Tanrım...
İstesem onu durdurabilecek numaralarım vardı, güzel dövüşebiliyordum. Zamanında aldığım eğitimlerden dolayı, ama şu anda bunu yapmak yerine tıpış tıpış onun arkasından gidiyor ve beni peşinden çekiştirmesine izin veriyordum.
Yeonjun arkamızdan bakmayı kesti ve bize yetiştiği gibi Taehyung'un yolunu keserek önümüze geçti.
"Gelmek istemiyor, ne zannediyorsun sen kendini? Bırak onu hemen!" Yeonjun, diğer kolumdan uzanıp beni kendine doğru çekiştirdiğinde, tam da vurulan kolumu çektiği için yüzümü buruşturarak inledim. Ah lanet olsun...
Taehyung sivil olduğu halde yanında taşıdığı polis kimliğini ceketinin cebinden çıkarttığı gibi Yeonjun'un gözünün önüne soktu.
Yeonjun'un rengi atarken sertçe yutkundu.
"Polissiniz demek. Öyle bile olsanız onu bu şekilde zorla götürebilme hakkına sahip değilsiniz." diyerek beni kendine biraz daha çektiğinde ona doğru savruldum.
Bu kez Taehyung serbest bırakmadığı bileğimi çekiştirerek beni gerisin geriye az önceki bulunduğum noktaya aldığında beynimin şartelleri attı. Beni bez bebek gibi oradan oraya çekiştirip duruyorlardı!
"Yeter! Çekiştirip durmayın ya! Bırakın, her ikiniz de siktirin gidin!" diye öfke içerisinde bağırarak bileklerimi canımın yanmasını dahi önemsemeden her ikisinin de tutuşundan kurtarmayı başardım.
Ayağımı sertçe zemine vurarak, onları arkamda bıraktığım gibi uzaklaşmaya başladım. Her ikisi de arkamdan seslense de durmadım.
Tozu dumana katacak kadar hızlı bir şekilde bardan çıkıp ana caddeye hiddetle yürüdüm. Aracım henüz tamirden çıkmamıştı ve buraya da taksiyle gelmiştim. Olay yerinde Taehyung'un gördüğü motosiklete binmeye henüz cesaretim yoktu. Ki iyi ki binmemiştim, burada da beni bulmuştu. Kahrolasıca.
Yoldan bir taksinin yaklaştığını gördüğümde kolumu kaldırarak durması için işaret verdim.
Soluk soluğa ilerlemeye son verip saniyeler içerisinde önümde duran taksiye binmek için hamle yapacağım sırada omzumda bir tutuş hissetmemle acı içerisinde inledim.
Yaralı kolumu koparmak istercesine sıkı tutan kişiye döndüğümde Taehyung ile burun buruna gelmem bir oldu.
"Ben bırakırım seni." dediğinde çenem kaskatı kesildi. Onu göğsünden itekledim. "Kendim giderim, uzak dur benden!"
Kapıyı açmak için uzansam da, araladığım kapıyı geri sertçe kapatıp aracın tavanına gitmesi için vurdu.
"Taehyung, fazla oluyors-" Omzumu tutan parmakları orayı bir pranga gibi sarmalarken cümlemi tamamlayamayacak şekilde büyük bir inilti fırladı dudaklarımdan.
Gözlerim dolu dolu olurken, vücudum alev topuna büründü ve kurşunun yaraladığı tenim feci şekilde sızladı.
"Omzuna ne oldu Jungkook?" diye soluduğunda arkamdaki taksinin uzaklaştığına dair sesi kulaklarımda uğuldadı. Beynimde şimşekler çakarken omzumdaki kolunu diğer elimle, neredeyse tüm gücümle itekleyip bırakmasını sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓
Fiksi Penggemar(+18 yetişkin içerik ) Polis memuru Kim Taehyung, kiralık katil Jeon Jungkook'un peşine düşecektir. Ancak bilmediği bir gerçek vardır. Jeon Jungkook sadece masumlara zarar veren suçluları cezalandırmak adına öldüren bir katildir. Jeon Jungkook arka...