DIRTY MIND • TAEKOOK +18 ✓

13

Haii, ben geldiim. Nasılsınız bakalıım. Bölümü düzenlemeden paylaşıyorum, yazım yanlışlarım varsa affoluna lokumlarım. Bol bol oy ve yorum isterim. Keyifli okumalar! Xx

**

Taehyung ile yaşadığım bu son olayın üstünden tam 3 gün geçmişti. Ve ben 3 gündür deli gibi içkiye vurmuştum kendimi. Düşünmekten uzaklaşmak için yapıyordum bunu, onu düşünmek istemiyordum çünkü.

Kapıma geldikten sonra bir daha görmemiştim onu, denk gelmemiştik. Neredeyse karşılıklı dairelerde oturuyor olmamıza rağmen görmemiştim onu. İstediğim de buydu zaten, aslında değildi ama zorundaydım işte.

Benim katil olduğumu öğrenseydi biterdim, benden gerçekten hoşlanmış olsa bile bu gerçeği öğrendiğinde beni içeriye tıkacaktı. Beni asla anlamazdı, beni Yoongi hyung bile anlamıyorken, bir polis hiç anlamazdı.

3 gündür müşterilere dönüş yapmıyordum. Kafamı toparlamam gerektiği için iş bile almamıştım.

"Yoongi hyung, bana vursana." Elimdeki viski bardağını kafaya diktikten sonra masaya sertçe bıraktım. Yoongi hyung bana ters ters baktı. "Jungkook, ne saçmalıyorsun?"

Arkasına yaslanmış, ayak bileği dizine gelecek şekilde bacak bacak üstüne atmıştı. Parmaklarıyla, oturduğu koltuğun kolçağına yaslı tuttuğu kristal bardağa hafif vuruşlar yapıyordu.

"Döv beni. Komalık et, hatta." Ancak kendime gelirdim. Gerçek anlamda siktiğimin duygusal yaklaşmamam gerekirken o kahrolasıca polisi aklımdan çıkaramıyordum. Bu çok sinir bozucuydu.

"Jungkook, sen bu işe acilen bir son ver, ciddi anlamda psikolojin gidiyor, farkında mısın?"

Sırıtarak, "3 gündür yapmıyorum zaten, özledim işimi. Neyse ben tuvalete uğrayayım, sonra da eve geçerim. Başım çatlıyor, sen de dövmüyorsun zaten." dedim, kelimeler ağzımda yuvarlanarak dökülüyordu.

Başını sabır dilercesine iki yana salladığında kıkırdadım. "İçkileri öder misin? Kartımı almayı unutmuşum."

"Beleşçi köpek, hallederim ben tamam." dedi yarım ağız gülerek. "İstiyorsan ben bırakayım, araba sürebilecek misin?"

"Araba beni sürer ne olacak. İlk içkiyle haşır neşirliğimiz değil bu hyung."

"Polis çevirirse onlara da içkiyle haşır neşir olduğunu söylersin, bir güzel ceza keserler sana." dediğinde ellerimi dizlerime vurarak sıvazladım.

"Polis deme bana. Çevirsin, ceza keserler, en kötü arabayı bağlarlar olur biter." Artık polis çevirse bile arayabileceğim bir Taehyung yoktu... Bunu isteyen bendim. Ondan uzaklaşmak isteyen kendimdim.

Ona bok gibi davranmıştım. Sikik gibi hissediyordum. Lanet olsun. "Genişliğe bak, çığır açıyorsun genişlikte sahiden, imrendim." dedi ağır ağır. Kıkırdayarak oturduğum koltuğun kolçaklarına abanarak kendimi ayağa çektim.

"Görüşürüz hyung." dedim ona asker selamı verip doğruca tuvaletlerin olduğu koridora yöneldim.

İşimi hallettikten sonra soluğu barın ön çıkışında aldım. Havasız kalan vücudum, amansız tenimi sarsan rüzgarla karşı karşıya kalınca dişlerimi sıkarak ceketimin yakalarını düzelttim.

Kapının eşiğinde dikilmeye son verip merdivenin basamaklarını inerek otoparka yöneldim.

Ensemi sıvazlayarak aracı nereye park ettiğimi hatırlamaya çalıştım. Lakin ayık kafayla bile nereye park ettiğimi hatırlamazken, içkiliyken hatırlamam mucize olurdu. Sikeyim, hep aynı terane.