sabah kalktığımda gözümü açar açmaz yatağımın başında giyinmiş süslemiş bir taehyun görmeyi beklemiyordum. ne olduğunu anlayamadan taehyun konuşmaya başlamıştı.
"günaydın beomgyu. bu gün bir yerlere gidelim mi? kahvaltıyı da dışarda yaparız diye düşündüm."
"tabii olur. olur da uyanana kadar beni mi bekledin böyle başımda?"
"evet. "
"sıkılmadın mı? uyandırsaydın keşke."
"yok hayır. çok güzel vakit geçirdim aksine. neyse ben bekliyorum seni salonda."
dediğine minnacık utanmıştım. kafamı anladım anlamında sallamış ve çok geçmeden hazırlanıp salona gitmiştim.
"hazırım ben taehyun."
taehyun beni önce baya bir süzmüştü. açıkçası bu beni biraz germişti. utanmıştım çünkü. oldukça sade giyinmeye çalışmıştım. altımda koyu renk bol bir kot vardı üzerimde de bol lacivert bir sweatshirt. sırtıma da dışarıya çıktığımda taktığım siyah sırt çantamı almıştım.
taehyun ise gerçekten oldukça şık görünüyordu. beyaz tişört siyah deri bir ceket ve siyah dar bir jean giymişti.
"tamam çıkalım o zaman."
restorana gidene kadar hiç konuşmamıştık.
geldiğimizde taehyun dışarda ki masalardan birini gösterip oturmam için işaret etmişti."keşke üzerine bir şey alsaydın. hava şu an iyi ama belki soğuyabilir."
"yok ben kalın giyindim." demiştim.
az sonra garson gelip siparişi alıp gitmişti. o sırada sohbet etmeye başlamıştık.
"okula alıştın mı?"
"evet. ilk defa kendimi bu kadar rahat hissederek okula gidiyorum."
"okulumuz iyi."
"öyle."
"ee senin beğendiğin biri var mı?"
böyle tak diye de sormazsın be taehyun.
"hayır, yok."
"sen nasıl anladın böyle olduğunu?" demişti.
hala çekiniyordu bu konu hakkında konuşurken.
"ortaokuldayken sıra arkadaşım sayesinde anlamıştım. onunla beraber bir şeyler yaparken çok heyecanlanıyordum falan. öyle yani. sen?"
ay ben niye sen diye sordum ki? zaten biliyorum. şimdi bildiğim şeyleri duyarken utanacağım.
"bir arkadaşım vardı. başta ona çok kötü davranıyordum. sonra haksızlık ettiğimi düşünerek bu konu hakkında detaylıca düşündüm. düşündükçe ona farklı duygular hissetmeye başladım. aklıma onunla geçirdiğim zamanlar gelince salak salak sırıtıyordum, sürekli onunla zaman geçirmek istiyordum. en sonunda duygularım dayanılmaz hale geldi. bende ona aşık olduğumu daha fazla inkar edemedim ve anladım."
"hmm. güzel hikaye." demiştim sadece. ne diyeceğimi bilememiştim ki. biraz daha havadan sudan konuşup eğlenceli bir sohbetin içine dalmıştık. yemeklerimiz gelince de yemiş ve restorandan çıkmıştık.
"sırada ne yapalım? istediğin bir şey var mı?"
diye sormuştu taehyun.canım o an o kadar dondurma çekmişti ki, hemen "dondurma yiyelim mi?" demiştim.
"hayır beomgyu saçmalama hava soğuk."
"lütfen taehyun. canım çok çekti."
"hayır diyorum ya. sonra boğazın ağrır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can't pretend | taegyu ✔️
Fanfiction"hey choi, artık arkadaş olduğumuz düşüncesinden vazgeç. ben diğer arkadaşlarımla böyle şeyler yapmıyorum ya da onlara böyle hissetmiyorum." -text, düzyazı