iki haftadır taehyun ile beraber bu yeni evimizde kalıyorduk. telefonlarımızı, arkadaşlarımızla iletişim kurmak zorunda kalmadığımız sürece açmıyorduk. rahat, sessiz ve sakin bir hayatımız vardı. hemen hemen hayatımızı düzene oturtmuştuk artık. sadece annemi özlemiştim. onu yaklaşık bir aydır görmüyordum. en son dün telefonla konuşmuştuk. tedavisinin iyiye gittiğini neredeyse iyileştiğini söylemişti. belki de beni üzmemek için yalan söylüyordu. bunu sürekli yapardı. o yüzden onu yüz yüze görmek istiyordum. aslına bakarsak taehyun da çok özlüyordu ailesini. bencillik yapmak istemediğim için sık sık uyarıyordum onu. eğer isterse ailesinin yanına gidebilirdi. ona kırılmaz veya sinirlenmezdim bu konu için. ama o önemi olmadığını ve yanımda kalmak istediğini söylüyordu. bazen bunun için kendimi suçlu bile hissedebiliyordum.
iki haftadır okula gitmiyorduk. açıkçası bu işimize geliyordu. hem okula gitmiyorduk, tüm gün evde yatıyorduk hem de beraberdik. okula gitmedigimiz için belirli günlerde soobin, yeonjun ve kai gelir bize ne işledilerse anlatırlardı. bu günde yine onlar gelecekti. ben ders çalışırken bir şeyler atıştırmak için bisküvi gibi bir şeyler çıkarıyordum. taehyun ise içerde masayı topluyordu.
çok geçmeden zil çalmıştı. kontrol ederek açmıştım. gelenler soobinlerden başkası olamazdı zaten.
"hoşgeldiniz."
"hoşbulduk."
montlarını askıya asıp çantalarını koltuğa atmışlardı. sandalyelere geçip yayıldıklarında taehyun lafa girdi.
"iyi ki geldiniz. beomgyu ile gördüğümüz tek farklı surat sizinkiler. daha sık gelin."
soobin gülmüş ve cevap vermişti. "geliriz. biz geliriz de size bir şey diyeceğim. siz bu okul işini ne yapacaksınız?" onu anlamamıştık. ne okul işinden bahsediyordu? kaşlarımı çattın ve devam etmesini bekledim. "sınıfta kalacaksınız devamsızlıktan."
"açığa geçmeyi düşündük. ama bunu nasıl yapabiliriz bilmiyoruz. biraz araştırıp öyle karar vereceğiz." dedi taehyun.
"peki bu nereye kadar böyle sürecek? hep evin içinde tıkılı kalamazsınız." yeonjun gercekten de çok haklıydı. biz iki hafta dayanamamıştık. nereye kadar bu böyle devam edebilirdi ki?
hepimiz derin düşüncelere dalmış bir şekilde sessizce otururken zil çalmıştı. doğal olarak kimseyi beklemiyorduk kimse de gelmezdi zaten soobinlerden başka. haliyle hepimiz gerilmiştik. kai oturduğu yerden kalkmış tereddütle kalkmış ve kapının deliğinden bakmıştı. daha sonrasında bize dönüp sessizce fısıldamıştı.
"taehyun bu senin annen değildir değil mi?"
taehyun anlam veremeyen bakışlarla hızlıca kalkmış ve o da kapının deliğinden bakmıştı. aynı şekilde fısıldayarak "arkadaşlar sıçtık. bu annem." demişti.
hiç birimiz böyle bir şey beklemiyorduk. stres ve heyecandan parmak uçlarımın karıncalandığını hissetmiştim. umarım bu sefer aynı şeyler olmazdı.
"şimdi ne yapacağız?"
"saklansak mı?"
ısrarla çalan kapıya karşılık soobin bize yüzleşmemiz gerektiğini söylemişti. zaten taehyun ile başka bir şansımız da yoktu. kai'a kapıyı açmasını işaret ettiğimde kapıyı açtı. bayan kang hemen içeri dalmış, taehyun'un boynuna sarılmıştı.
"oğlum, çok korkuttun bizi. çok endişelendim."
"ne? anne gelirken kafanı bir yere mi çarptın?"
"hayır. sadece senin yokluğun detaylı düşünmeme sebep oldu. iki haftadır deli gibi düşünüyorum." taehyun'dan yavaşça ayrıldı. boğazını temizledi ve konuşmaya devam etti. " hatta özür dilemeye karar verdim."
taehyun ile birbirimize bakakalmıştık. şaşkındık. hiç beklemiyorduk böyle bir şeyi. şu an bunu yaşamak elmadan muz tadının gelmesi gibi bir şeydi. mutluluktan mı yoksa şaşkınlıktan mı bilmiyorum buz kesmiştim.
"çocuklar hata yaptığımın farkındayım. beomgyu'nun annesini arayıp onunla detaylıca konuştum. ve o konuşma bende çok şey değiştirdi. her şeyin farkına varmamı sağladı. ben artık değiştim. belki de bilinçli biri oldum. özür dilerim." çok hızlı konuşuyordu. konuşmasının sonunda nefessiz kalmıştı.
"tamam anne sorun yok. sakin ol."
"beomgyu, ya sen? sen affettin mi beni?"
dilim tutulmuş gibiydi. hemen kafamı salladım ve en içten gülümsememi sundum. kai'ın kahkaha atmasıyla ortam bozulmuştu. hepimiz gülmeye başlamıştık.
şu an son aylarımın en güzel günlerinden birini geçiriyordum diyebilirdim. yeniden her şey düzene girmişti. hem de ölene dek.
★☆
onumuzde ki bolum final 😋
sizi cokk ozledim ve bu fic bitince ozledim diyip gelemicem :(
vote vermeyenlerin poposunu kesiyorum!! gorusuruz 💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can't pretend | taegyu ✔️
Fanfiction"hey choi, artık arkadaş olduğumuz düşüncesinden vazgeç. ben diğer arkadaşlarımla böyle şeyler yapmıyorum ya da onlara böyle hissetmiyorum." -text, düzyazı