0.8

2K 259 223
                                    

uyanmıştım. ama yerimden kalkmak veya uyandığımı belli etmek gibi bir niyetim yoktu. dün taehyun'un az çok homofobik olduğunu anlamıştım. artık aramız nasıl olur bilemiyordum. taehyun odasına girmiş ve bir daha çıkmamıştı. yemin ederim tam dört saat boyunca onun geri gelmesini, beni teselli etmesini bekledim. ama gerçeklerle yüzleşmiştim tabii.

saat geç olduğundan eve de dönememiştim. olduğum yere, koltuğa kıvrılmıştım. sabah uyandığımda üzerimde bir örtüyle uyandım. ben örtmemiştim. taehyun örtmüş olmalıydı. demek ki hala beni seviyordu. öyledir değil mi?

mutfaktan sesler geliyordu. taehyun çoktan uyanmış hatta kahvaltı hazırlamaya başlamıştı bile. yanına gittim.
"günaydın taehyun."

ses gelmemişti. tekrar konuştum. "taehyun?"

yine cevap vermiyordu. ben konuşmaya devam ettim. "homofobiksin öyle değil mi?"

taehyun ilgilendiği işi bıraktı ve bana döndü. bir kaç saniye suratıma baktıktan sonra yaptığı şeyi yapmaya devam etti. bu evet anlamına geliyordu. şimdi aramız nasıl olacak o zaman? aklımda ki soruyu aynen sordum.

"şimdi aramız nasıl olacak?"

"gerekmedikçe iletişimimiz olmayacak. şu an konuşmayı keseceğimiz gibi."

ne?! lütfen çıkıp sana şaka yapıyorum de.

"ama aynı evde kalacağız. çok fazla iletişim kurmamız gerekecek."

"hayır çok fazla gerekmeyecek. büyüdük zaten. yapmamız gereken şeyleri kendimiz yapabiliriz. bir şeye çok ihtiyacın olursa tek kelime etmeden yardım ederim." sessizlik oluştu ardından devam etti. "bak benim arkadaşımsın ve benim için çok zor bir durum. eğer seninle düzenli bir iletişimimiz olursa düzenli olarak kalbini kırarım. biliyorum kendimi, sürekli hakaret ederim sana, aşağılarım seni. böyle bir şey yaşansın istemiyorum. aynı evde iki yabancı olacağız. senin gibilerle daha fazlası olamam zaten."

"peki."

ama arkadaşımsın dedi. hala arkadaşız sanırım. buna çok sevinmiştim. son cümleye de asla takılıp moralimi bozmamıştım. bir kaç dakika sonra telefonuma gelen bildirimle irkildik. mesaj annemden gelmişti. yarın kaydım tamamen alınacakmış. koşarak taehyun'a haber vermeye gittim.

"taehyun yarın sizin okula geliyorum!"
taehyun suratıma bile bakmamıştı.

"üzgünüm unutmuşum." dudaklarımı büzerek mutfaktan geri çıkmıştım. içeriye gittiğimde biraz dışarı çıkmanın iyi olacağını düşündüm. evime gidip son kalan eşyaları da getirecektim. keşke hiç okul değiştirmeseydim. artık tek bir tane olan arkadaşımı da kaybetmiştim. evden çıkarken taehyun'a göz attım. gideceğimi haber verecektim aslında ama vazgeçtim. bana yine cevap vermezdi ve ben üzülürdüm.

yolda giderken de taehyun'a şaka yaptığımı söylemeyi düşündüm. ama bu hiç inanmayacağı bir yalan olurdu. moralim bozulmuştu.

kendimi tükenmiş hissediyordum. yaşımdakilerin yaşamadığı zor şeyler çekiyordum. zorbam vardı. beni sürekli döver, insanlara karşı küçük düşürür ve taciz ederdi. bunları paylaşabileceğim hiç bir arkadaşım olmamıştı. zaman geçirebildiğim tek insanı da yönelimim yüzünden kaybetmiştim. güvenerek sırlarımı paylaştığım birinden darbe almıştım geçen sene. babam bana sevgi göstermiyordu. harika bir hayatım var biliyorum.

yine de ümitsizliğe kapılmadım. yarın yeni bir ortama girecektim. bir çok şeyin başlangıcı olabilirdi benim için. su an ki tek stresim woohyun'a yakalanmamaktı.

★☆

beomgyu minik lolipopum kiyamam askim
merak etme yoluna kopek olucak birileri 😼

vote vermeyi unutmayin vote verene cupcake veriyorum ama sanal🧁


i can't pretend | taegyu ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin