ENKYROS SERİSİ 1.KİTAP
Birinci Bölüm
ꕥ
Eskimiş sayfayı parmaklarının arasında çevirmesi ile çıkan hışırdama sesi, geniş ormanı süsleyen kuş cıvıltılarını bir anlığına böldü. Gözleri satır başına kaydığında elleri eskiden olduğu yere konumlanarak altındaki yeşil zemini okşadı. Her daim yeşil kalan çayırların arasına mevsim itibari ile minik çiçekler de serpiştirilmişti.
Leora küçük canlılara zarar vermemeye özen gösterirken bir yandan da kitabındaki çizimleri inceliyordu. Zarif çizimler, sararmış sayfalarda neredeyse kaybolmaya yüz tutmuşken boştaki parmağını kıvrık yaprak çiziminin üzerinde gezindirdi. Çizimdeki tüylü yaprakların dokusunu hissetmek ve ardından diğer eli ile tuttuğu minik çiçeğin yaprağı ile kıyaslamak isterken üstünden geçen ufak yusufçuk sürüsünü fark etmedi. Artlarından bıraktıkları altın tozlarından birkaçı rüzgarın ılık esintisi ile Leora'nın açtığı kitabın sayfalarına kondu.
"Chorus cachinnantae, Ay Kıkırtısı." İşaret parmağının ucu ile üzerinden geçtiği satırı okumaya devam etti. "Bebek Kıkırtıların çiçek özütü kişiye kendini iyi hissettirir. Alınması gerektiğinden fazla miktar, gerçek olmayan görüntülere sebep olurken yeterli dozu kişileri gülme krizine sokabilir. Taç yapraklar iyice çiğnenmeli ya da özütü halinde tüketilmelidir." Tarifen çizilmiş görüntüde gülmekten gözleri kısılmış olan Bebek Kıkırtıyı inceledi. "Bebeklerden özütü almak için yapılması gereken tek şey onlara daha önce hiç duymadıkları bir sevgi cümlesi sarf etmektir."
Ona yardımı dokunabilecek bu detayı unutmamak adına dudaklarında birkaç kez gezindirdi bu cümleleri. "Daha önce hiç duymadıkları bir sevgi cümlesi..." Kafasını bedenini yaslamakta olduğu yaşlı ağacın gövdesine dayadı. Gözleri mavinin serildiği sonsuz gökyüzünü kapatan devasa toprak parçasına takıldı. "Sevgi."
Sadece tek bir köşesini görebildiği, tepesi yarımay şeklinde olan taştan yapının ortasında konumlanmış çemberin içine dikkat kesildi. Aynı olmayan fakat benzer kılıç sembolünden biri bulundukları ay mevsimini, bir diğeri saat dilimini gösteriyordu. Sonuncu kılıç tombul ve içlerinden en süslü olup, en yakın kutlama gününü işaret ediyordu. Leora kısa fakat keskin olan kılıcın konumuna baktığında güneşin tepeyi henüz yeni terk etmiş olabileceğini düşündü.
Bakışları tekrardan kucağına düştüğünde merakını tekrardan kitaba verebilmesi için zihnini diğer tüm şeylerden tamamen soyutlayabilmeyi bekledi. Bu sırada bir tırtıl, ayaklarının ucunda kıvranırken halinden epey memnun görünüyordu. Az önce karnını doyurduğu delik yaprağın bir kalıntısı, daha sonra tadı çıkarılmak üzere peşinden sürüklenmişti.
Leora bir an dikkatini ona verdikten sonra kitabına nihayet geri döndü ve çizimi bir kez daha inceledi. Hafif turuncu renkteki taç yaprakları, çevresine göre ayırt edilmesini pek de kolaylaştırmayacak gibi duruyordu. Leora'nın ait olduğu Achatea Toprakları yeşil çimenden oluşan zemin ve ağaçların kahverengi gövdeleri gibi temel şeylerin haricinde yumuşak tonlarda, karanlık renklerden yoksun ağırlıklıydı. Buna rağmen bitkiyi zihninin derinliklerine yerleştirip bu sefer kalıcı olacağından emin olmak için çizimi defalarca incelemekten başka bir şey gelmiyordu elinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENKYROS -Hayat Boğumu-
FantasyTopraklarına ait olan güç, onu reddediyordu. Bir başkası için ne denli kolay olsa da bitkiler hiçbir zaman Leora'nın tarafını seçmemişti. Yine bitki bilimine çalıştığı bir gün, Yönetici Toprakları'ndan düşen kaya parçaları altındaki zemini salladı...