Topraklarına ait olan güç, onu reddediyordu. Bir başkası için ne denli kolay olsa da bitkiler hiçbir zaman Leora'nın tarafını seçmemişti.
Yine bitki bilimine çalıştığı bir gün, Yönetici Toprakları'ndan düşen kaya parçaları altındaki zemini salladı...
Enkyros evrenine göz atmak için instagram kullanıcı adı: @ meld.aea
ꕥ
ENKYROS SERİSİ 1.KİTAP
Dördüncü Bölüm
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aʏ Kɪᴋɪʀᴛɪsɪ
ꕥ
Ertesi gün Leora bir başka yemek araklama girişimini başarıyla tamamlamış, gökyüzü daha aydınlanmadan ormanın derinliklerine dalmıştı.
Kaja'yı bulduğunda uyanıktı ve Leora'nın gelmesini mağaranın girişinden gözlerini çekmeden bekliyordu. Daha doğrusu Leora'nın getireceklerini.
Bohçasını açmadan önce avucundaki Ay Kıkırtısı'nı ona uzatmış, ekmek dilimini ona verecekken bitkiyi yutmak üzere olduğunu turuncuya boyanan dudaklarından anlamıştı.
Birlikte kahvaltı etmişlerdi. Leora bu sefer elma yemek yerine daha gerçekçi bir kahvaltı yapmayı uygun görmüştü. Bu yüzden sabahın kör aydınlığında mutfakta ses çıkarmamaya epey çabalarken bir dilim ekmek ve kenarından böldüğü peynir dilimini kendi için koymuştu.
Şimdi ikisi Leora'nın annesinin dün gece hazırladığı kekten birer dilim yiyorlardı. Karnı tok olduğundan sırf zevkine her bir lokmasını yavaşça çiğniyor, dilini tarçın ve elma aromasıyla dans ettiriyordu. Halbuki dün gece odasına kendini kapamışken nasıl da canı çekmişti uykusunun arasında.
"Yaraların nasıl?"
Kaja dudağının kenarına yapışmış kırıntıdan habersiz, "Oldukça iyiler." dedi. Ordu arkadaşları ile beraber yemediğinin farkında olmasa gerek lokmasının bitmesini önemsemeden konuşuyordu.
"Görmeme izin ver."
Kekini bohçanın üzerine bırakarak ayaklandı. Kaja ısırıklarına ve çiğneyişlerine devam ederken genç kızın yaralarını bir bir incelemesine ses çıkarmadı.
Kanamaları olmadığı için seviniyordu. Bu kadar büyük bir yarayı dikmeden tedavi edebildiği için gelecekte övünebilirdi. Aksi durumda dikmesi gerekseydi Leora ne yapacağını bilmeyecek olsa da zorunda kaldığından temiz bir dikiş çıkarabileceğine inanıyordu
Bir farklılık vardı. Küçük yaraları o kadar olmasa da karnının yan kısmındaki geniş yara sanki hafif pembemsi olup sulanmıştı. Bunu en iyi diğer yaralarına bakarak kıyaslayabilecek olsa da boyutlar ve derinlikler arasında görülebilecek farklılıkları göz ardı edemezdi.
En azından Leora, Kaja'nın sırtını taşlara vererek oturuyor olması ve bu pozisyonundayken karnındaki yaradan acı çekmiyor oluşunu iyiye yorabilirdi.
