Topraklarına ait olan güç, onu reddediyordu. Bir başkası için ne denli kolay olsa da bitkiler hiçbir zaman Leora'nın tarafını seçmemişti.
Yine bitki bilimine çalıştığı bir gün, Yönetici Toprakları'ndan düşen kaya parçaları altındaki zemini salladı...
Enkyros evrenine göz atmak için instagram kullanıcı adı: @ meld.aea
ꕥ
ENKYROS SERİSİ 1.KİTAP
On Birinci Bölüm
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ꕥ
Bardağını tezgaha vurduktan sonra etraftan gürlemeyle karışık alkışlar kazanan Kaja, çenesinden akan köpüklü birayı elinin tersi ile sildi. Biraz daha kaba olmayı sanki kaldıramayacakmış gibi öteki erkeklerin yaptığı şekilde sesli bir geğirik yerine hıçkırdı.
Önceki gece anlaştıkları üzere günlerini yabancı topraklarda geçirecek olmalarından vazgeçmemişler, öğleden sonra Leora ile birlikte Azurit'e gelmişlerdi. Asıl tuhaf olan, yollarının nasıl buraya çıkmış olduğuydu.
Uzaktan ona el sallayan Kaja, "Nasıl diktiğimi gördün mü?" diye bağırdı. "Bu herifler bana kişi başı beşer metalik borçlu!"
Leora hayal kırıklığı ile masaya dayadığı dirseğini indirerek sırtını dikleştirdi. Suratı asık, önünde alkole dair hiçbir şey bulunmazken çevresindekileri kaçırmakta ustaydı.
Ağzından hoş olmayan gevelemeler kaçarken kendi sesini bile gürültüden duyamadı.
Etrafındaki kalabalığı iteleyerek Leora'nın yanına gelen Kaja, "Ne dedin? Anlaşılmadı." diye sordu.
"Önemsiz." Homurdanışı aksini söylüyor olsa da Kaja çok üstünde durmadı.
Genç adamın üstüne içki kokusu sinmiş olmasına rağmen aynı şeyin kendisi için de geçerli olduğunu iyi biliyordu.
Bu mekanda içkiye batıp çıkmış gibi kokmamak imkansızdı.
"O kazandığın bozukluklar işimize yaramayacağını biliyorsun değil mi?" Azurit'in metaliklerini kendi para tiplerine çeviremiyor oluşları gerçeğini unutmuş olmalıydı.
Ne ara sipariş verdiğini bilmediği iki bira önlerine barmen kız tarafından koyuldu. Önlüğünün kirlenmiş olması, bacaklarını kapatmasına bir engel olmamalıydı.
Karşılık olarak Kaja ona gülümsedi. Sonra yanındaki Leora'ya dönüp, "Öyle deme. Ya buradan birilerini konuşturmak için bunlara ihtiyaç duyarsak?" Elini cebine atarak salladı fakat ses ortamdaki gürültü yüzünden yokla var arası Leora'nın kulaklarına ulaştı.
"İyi hatırlıyorsun." diye dudaklarını okuyabilmesi adına tane tane konuştu. "Yapmamız gerekenler senin içip kafayı bulman değil, yardımcı olacak bir şeyler toplamaktı."
"Saçmalama tatlı Leora... Hem bu kadar bardakla kafayı kim bulur ki?" Ve böylece önündeki yeni içkisinden ilk yudumunu aldı.
Burnundan soluyarak avuç içlerini masaya dayayan genç kız ayağa kalktı. "Ben gideceğim. Senin bu sorumsuz hallerine daha fazla şahit olmak istemiyorum."
