İSA Gerçekten Yaşadı Mı?

0 0 0
                                    

İSA GERÇEKTEN YAŞADI MI?
İsa'nın varlığına dair Roma kaynaklarında direk atıf olarak hiç bir bulgu yoktur. Sadece iki yazar ayrılıkçı yahudilerden bahseder. Suetonius ( 75 - 130 ), 41 - 54 yılları arasında mesih'in kışkırtması sonucu çıkan bir isyandan bahseder. Tacitus ( 56 - 120 ). 64 yılında yaşanan Neron yangını hakkında bir bölüm de suçun Mesihçilere atıldığını söyler.
Mesih tanımı Yahudi ayrılıkçılar için kullanılan tabirlerden sadece birisidir. Kurtarıcı komutan ( Soter ) manasında İsyancı Zeolatlar arasından bir çok mesih karakteri ortaya çıkmıştır. İsevi tarihçiler dışında hiç bir akademik yazar bu anlatıları İsa'ya addetmezler. Ayrıca İsa'nın yaşadığı döneme ait bir çok Romalı yazar vardır ve hiç birinde İsa'dan bahis yoktur.
Arrian
Plutarch
Silius İtalicus
Petronius
Apollonius
Aulus Gellius
Seneca
Pausanias
Statius
Dion Pruseus
Valerius Flaccus
Columella
Pliny the Elder
Florus Lucius
Ptolemy
Appian
Quintilian
Dio Chrysostom
Juvenal
Favorin us
Hermogeones
İzmirli Theon
Lucanus
Lysias
Martial
Damis
Valerius Maximus gibi yazarlar İsa hakkında bir yazı kaleme almamıştır.
Dönem yazarlarının kayıp eserlerinde İsa ismi geçmiş olabilir ya da dikkate değer biri olmadığı düşünülerek kaleme alınmamış olabilir. Bu kısım muallak olduğu için yorum yapmanın bir anlamı da yoktur. Ancak İseviler'in Suetonius ve Tacitus'ta geçen Mesih kelimesini İsa üzerinden yorumlaması da yanlıştır. Tacitus, 64 yılındaki yangını Mesih'in ve takipçilerinin çıkardığı söylemektedir. Ama İsevilere göre İsa, 33 yılında çarmıha gerilmiştir. İki yazarda 2yy başlarında kitaplarını kaleme almışlardır. Bu durum görgü tanığı değil duyumlar ile geçmişe yönelik tarih anlatımı olduğunu gösterir.
Yahudi kaynaklarına bakarsak direk İsa ile ilgili olan tek kişi yahudi tarihçi Josephustur. The Jewish Wars (Yahudi Savaşları ) isimli kitabında şöyle geçer.
''Bu dönem dolaylarında, bilge bir insan olan İsa yaşıyordu-eğer gerçekten bir insan olarak adlandırılabilir ise. Çünkü, o, şaşırtan ziyafetler gerçekleştiren bir kişi idi ve yenilikler için hevesli olan insanların bir öğretmeni idi. O, Yahudiler'in ve Yunanlılar'ın bir­ çoğunun desteğini kazandı. O, Mesih idi. Pilate, aramızdaki önemli insanların yaptığı bir suçlayış üzerine, onu çarmıha gerilmeğe mahkum ettiğinde, onu en başından beri sevmiş olan kişiler ona bağlı kalmaktan vazgeçmediler. Üçüncü günde o, onlara yeniden hayata gelmiş olarak göründü; çünkü kutsal peygamberler bunu ve onunla ilgili çok sayıda başka mucizeyi önceden bildir­mişti. Ve onun ardından adlandırıldığı gibi, Hıristiyan sınıfı, bu güne dek hala yok olmamıştır.''
Hristiyanların, İsa'nın yaşadığına dair en büyük hatta tek delilleri Josephus'ta geçen bir paragraf olan anlatıdır. Yüzlerce yıl bu argümanı kullanmışlardır ancak şimdi hiçbir önemli araştırıcı, bu pasajların gerçekte Josephus tarafından yazılmış olduğuna inanmamaktadır. Bunların, bariz bir şekilde, daha sonra yapılan eklentiler olduğu tespit edilmiştir. Bunlar, Josephus'un yazı tarzı ile aynı değildir ve metinden çıkarıldığında Josephus'un özgün savı tam düzen içinde devam etmektedir. Günümüz otoritelerinin, Antik Kilise'nin en özenli araştırıcılarından biri olarak gördükleri, üçüncü yüzyılın başlarında yazmış olan Origen, bize, Josephus'un, herhangi Yahudi bir Mesih figürüne inanmadığı için, İsa'nın Christ olduğuna inanmadığını söyler.
Josephus aslında Roma yanlısı bir Yahudi idi. Hemşerileri, bir işbirlikçi olduğu için ondan nefret ediyordu; bu, onun Filistin'e kaçışına ve ölümüne kadar Roma'da yaşayışına sebep olmuştu. Burada Josephus, iki İmparatorun ve zengin bir Romalı aristokratın himayesine girmişti.
Josephus, kitabında bir çok ayrılıkçı mesihten bahseder ve hiç birini övgü cümleleri ile aktarmaz. Sadece İsa ile ilgili bölümde onun mucizelerinden bahsetmiştir. Hatta Mesihlik olgusunun saçma bir takıntı olduğunu dile getirir. Yazarın bakış açısı bu iken tek paragrafta İsa'nın övülmesi, bu durumun sonradan metne eklendiğinin belirtilerinden sadece birisidir. Josephus'un, İsa' dan saygı içinde bahsetmek için birden, yazış tarzını, tüm felsefi inançlarını ve karakteristik olan politik pragmatizmini değiştirmiş olabileceği hiçbir şekilde anlaşılmaz!
İlk Hristiyanların İsa'yı kanıtlamak için Josephus'un yazmalarından faydalanmamış olmaları da bir başka kanıttır. Hiç bir İsevi aziz Josephus'a atıf yapmamıştır. İlk atıf 4yy da İsevi Propagandacısı olarak bilinen Eusebius'tan gelir. Josephus ile aralarında 300 yıla yakın bir süre geçmiştir. Aynı durum Yahudi yazarlar içinde geçerlidir. İsa'yı bir düzenbaz olarak gören hiç bir yahudi rabbi, Josephus'a bu sözleri ile alakalı reddiye yazmamıştır. Bu gibi bir çok kanıt bu pasajın sonradan eklendiğini göstermektedir.
Hristiyanların faydalandığı bir diğer kaynakta Yahudi Talmudundaki bir kaç bölümdür.
* 'Şu öğretilmiştir: Musevılerin Fısıh Bayramı arifesinde Yeshu'yu astılar ... çünkü o büyücülük yaptı ve İsrail'i kötü yola soktu.'
* 'Hahamlarımız şunu öğrettiler: Yeshu'nun beş havarisi var idi Mattai, Nakkia, Netzer, Buni ve Todah.'
* 'Haham Elazar ben Damalı, biraz hain olan Kefar Somalı Jacob'a Yeshu ben Pantera adına yardım etmeğe geldi.'
* 'Bir keresinde Sepphoris'in yukarısındaki caddede yürüyordum ve Nazarene Yeshu'nun havarilerinden birini gördüm.'
Öncelikle Talmudda geçen 5 havari ismi, İsevi kaynaklardaki 12 havari ismiyle uyuşmamaktadır. İsa için kullanılan Yeşua ismi Yahudiler arasında sıklıkla bir isimdir. Tanah metninde ki bir kaç bölüm de bu isim geçer. Josephus, Yahudi tarihinde en az 10 farklı Yeşua'dan bahseder. Bir diğer nokta Talmud'un yazım aşamasının Ms. 200 den sonra tamamlanabilmiş olmasıdır. Ayrılıkçı olarak görülen İsa'dan bahsetmiş olsa bile bu gayet normaldir. Her halükarda, hahamların kronolojileri o kadar belirsizdir ki, İsa olup olmadığı belli olmayan kişiliğe atfettikleri tarihler 200 yıl kadar değişiklik gösterir!
İsa'nın gerçekten yaşadığına dair tek elle tutulur. Havarilerin mektupları ve incillerdir. Bilinen sadece 4 kanonik İncil olsa da onlarca farklı incil bulunmaktadır ve hepsi birbiriyle çelişkiler içermektedir. Kabül edilen incillerde Matta ve Luka da bile İsa'nın soy ağacı aynı değildir.
İnciller bu tür tutarsızlıklar ile doludur. Luka, bize, İsa'nın Quirinius'un nüfüs sayımı sırasında doğduğunu söylediği zaman, kabul edilebilir tarihsel bir ayrıntı gibi görünen bir şey sunar. Bu M.S. 6'da olmuştur. Ancak, Matta, bize, İsa'nın, M.Ö. 4'te ölen Kral Herod'un hükümdarlığı zamanında doğduğunu söyler. Luka, Herod'un hükümdarlığı zamanında Yahya ve İsa'ya mucizevi bir şekilde altı ay ara ile gebe kalındığını ifade edip, ama yine de Meryem'i M.S. 6'daki nüfüs sayımında çocuk ile birlikte tasvir ederek kendisiyle bile çelişmekte ve Yeni Ahit'te nadir olarak söz edilen mucizelerden birini üretmektedir. 10 yıllık bir hamilelik!
Yuhanna, tapınağın temizlenişini, hikayesinin başına, Matta ise sonuna koyar. Markos'ta, İsa, Filistin'de değil, sadece Galilee bölgesinde öğretmenlik yapmaktadır ve 70 mil ötedeki Kudüs'e, sadece bir kez, yaşamının sonlarında yolculuk yapmıştır. Ancak Luka, İsa'yı hem Galilee'de hem de filistin'de öğretmenlik yapıyor olarak tasvir etmiştir. Diğer yandan, Yuhanna'nın İsa'sı esas olarak Kudüs'te vazetmektedir ve Galilee'ye sadece ara sıra uğramaktadır.
Bu tür örnekler yeterlik olacaktır. 4 kanonik incilde bile bu kadar çelişki var iken tarihsel İsa için güvenilir bir kaynak olması imkansızdır.
Sonuç itibariyle elle tutulur hiç bir kaynak net olarak İsa karakterini bize tarihsel açıdan vermemektedir. Kronolojik olarak sonradan yazılmış metinler, çelişkiler barındıran kitaplardan bir kaç pasaj dışında maddesel bir kanıt yoktur.

İlişki Durumu: BİLİMSEL KARIŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin