SELAM CANLARIM. SİZİ ÇOK ÖZLEDİM, UMARIM SİZ DE KİTABIMI ÖZLEMİŞSİNİZDİR. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR. 🧡
Siyah gözlerimin içine baktı. "Beni gerçekten istiyor musun?"
Gülümsedim. "Seninle kendimi güvende hissetmem saçma mı?"
O da tebessüm etti. "Aslında saçma çünkü bu işleri başına saran ve seni kaçırıp zorla evlenen biriyim. Yine de bu çok hoşuma gitti."
"Ayaz'ın böyle biri olacağını tahmin etmemiştim. İyi birine benziyordu, sanırım insanları iyi tanıyamıyorum."
"Beni tanıman yeterli çünkü senin tarafından tanınmaya çok ihtiyacım var. Sen, benim merhemim gibisin."
Yanağını okşadım. "Yaralı olduğunu bilmiyordum."
"Beni ancak sen yaralayabilirsin ve bugüne kadar çok yaraladın. Seni yargılamıyorum çünkü çok haklıydın. Sana yaklaşma şeklim çok yanlıştı ama on sekizimde evlenmek zorundaydım ve senden başkasıyla evlenmek istemedim Doğa. Şimdi artık beni kabul ettiğine göre merhem olma vaktin geldi."
"Yine de seninle evcilik oynamak istemiyorum Siyah. Sadece sevgili olamaz mıyız?"
"Şöyle yapalım, benim açımdan seks yapmayan karı kocayız ve senin açından da sevgiliyiz. Uygun mudur?"
Güldüm. "Evet, harika."
"Yine de seks yapma işini bir düşünmeni istiyorum."
"Ne yani bakir misin? Buna asla inanmam. Artık bakir erkek bulmak çok zor."
"Ben bakirim, bizim kabilemizde işler bu şekilde yürümüyor."
"Buna saygı duyarım."
"Peki ya sen? Bakire misin? Benim tutucu biri olduğumu düşünme sakın."
"Ama tutucu birisin yoksa çoktan biriyle yatmış olurdun. Yine de tutucu biri olmanı yargılayamam ve ben de bakireyim. Bunu on sekiz yaşımdan önce yapmak istemiyorum."
"İki senemiz var o zaman. Koca iki sene..." İç çekti. "Sakın benden sıkılma Doğa. Bunu sadece seninle yatmak için söylemiyorum. İstersen ömür boyu sana dokunmayı bekleyebilirim ama sıkılmana dayanamam. Ben seni bulmak için çok bekledim." Kollarını uzattı ve belime sarıldı. "Umarım bunun sakıncası yoktur."
Başımı omzuna yasladım. "Hayır, yok."
"Canını yakmıyorum değil mi? Senden önce kimseye sarılmamıştım."
"Siyah." Işıl ışıl parlayan gözlerine baktım. "Sen beni üzemezsin, bunu gözlerinde görüyorum. Annem, babamın ona mücevher gibi parlayan gözleriyle baktığını söylemişti. Aşık olduğunu o ışıl ışıl gözlerinde görmüş. Ona kırgın olduğu zamanlarda o pırıltı sönermiş ve onu üzermiş. Ama eğer parıldıyorlarsa asla üzmezmiş. Senin gözlerinde de aynısı var. Bu sevgiyi görebiliyorum."
"Yine de istemeden üzebilirim, o zaman beni anlamalısın."
"Merak etme, seni hep anlayacağım."
"Bunu bir söz olarak kabul ediyorum."
Kafamı kaldırdım. "Babamı aradın mı?"
"Evet, buraya geliyorlar."
"Sakın sevgili olduğumuzu söyleme, buna çok sinirlenir."
"Merak etme, onu az çok tanıdım. Ayrıca Ayaz'ın takip etmediğinden emin olmak için yolu uzatarak gelecekler. Aslında bayağı geç kaldılar," der demez kapı çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)
JugendliteraturKendisine aşık olan bir akıl hastasından kurtulmaya çalışan Doğa aralarındaki ateşli çekime karşı koymaya çalışıyor ama bu genç adam kendisine sırılsıklam tutulmuş durumda. Üstelik akıl hastalıkları işi daha zor bir hale getiriyor.