İKİ GÜNDÜR YOKTUM, ÇOK YOĞUNDUM İNANIN. ÇOK ÖZÜR DİLERİM. BU SAATTE SİZİN İÇİN OTURDUM BİLGİSAYARA. SİZİ ÇOK ÖZLEDİM. İYİ OKUMALAR CANLARIMMM.
Deniz'in üzerine yürüdü ve ben aralarına geçtim. "Kendine gel Siyah!"
"Bu herif seni öptü Doğa farkında mısın?" dedi sinirle. Gözlerini nefret bürümüştü.
"Siyah, sana ne oluyor?" Deniz'in bu yaptığı benim de hoşuma gitmemişti, izin almadan bir anda öpmüştü ve çok rahatsız olmuştum. Ama şuan bunun tepkisini gösterme zamanı değildi. Siyah'ı daha fazla kışkırtamazdım. "Sena'nın yanına gitsene sen, neden burada hesap sorma görevini üstleniyorsun."
Siyah beni kenara itti ve Deniz'in üzerine çullandı. "Ömüür!" diye bağırdım ve koşarak buraya geldiler. Ben çadırdan çıkarken Ömür girdi ve ikisini ayırdı. Deniz'in dudağı patlamış kanıyordu. Siyah nefretini hala atamamıştı.
"Oğlum kendine gel, ne yapıyorsun sen?"
"Sen karışma lan!" Siyah, Deniz'e yeniden saldırmaya çalıştı ama Ömür izin vermedi.
"Siyah, kendine gel. Neden saldırdın adama? Derdin ne?"
Siyah sinirle bana baktı, hiçbir şey söylemedi. Küfür ederek çadırdan çıktı ve Sena'da peşinden gitti. Tam çadırlarına girecekleri sırada Siyah bana döndü.
"O gün o kasabada yapılan ritüeli unutma, senin için safsata olabilir ama gerçek."
"O zaman sen de bunu biraz kendine sor. Şuan nerede olduğunu hatırla. Buna son veren kendindin, komik olma."
Siyah çadıra girdi ve Sena'da yanındaki kendi çadırına girdi. Aynı çadırda kalmıyorlardı.
"Ne oldu?" dedi Yaso. "Neden saldırdı?"
"Sana gelelim!" diye bağırdım Deniz'e. "Bu hakkı kendinde nasıl görürsün? Benden hoşlanabilirsin, bunu bana söyleyebilirsin ama iznim olmadan öpemezsin beni Deniz!"
"Ne?" dedi Yaso şaşkınlıkla.
"Bir daha sakın bunu yapma Deniz."
"Özür dilerim." Dudağındaki kanı sildi. "Kendimi kaybettim bir an."
"Bir daha kaybetme o zaman. Bu kadar saçmalık yeter, ben dönüyorum."
"Saçmalama Doğa," dedi Yaso.
"Tamam gerildik ama birazdan toparlarız, özür diledi işte," dedi Ömür.
"Siz tadınızı kaçırmayın Yaso, ben gidebilirim. Bir taksi çağırırım."
"Kızım saçmalama."
Çoktan çantamı toplamıştım bile. "Eve dönmek istiyorum."
"Ben de geliyorum o zaman."
"Gelme diyorum Yaso, benim yüzümden tadını kaçırma," dedim Ömür'e bakarak.
"Lütfen kal," dedi Deniz. "Gerçekten özür dilerim."
Kapüşonumu kafama geçirdim ve sırt çantamı sırtıma taktım. "Size iyi eğlenceler, sonra görüşürüz Yaso." Israrlarını dinlemeden patikaya ilerledim. O sırada taksiyi aradım. Otobana çıkıp oradan binecektim. Yürüyerek uzak değildi.
Fakat otobana geldiğimde uzun süre bekledim. Taksi ortalarda yoktu. Taksi durağını aradım, gelecek dediler ama bir türlü gelmedi. Şimdi gidiyorum deyip apar topar çıktım oradan, bir de geri dönersem gurura bok süreriz. Ne yapacağım derken bir araba yaklaşıp yanımda durdu. Ben korkuyla geri çekilirken camı açıldı ve Siyah'ı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)
TeenfikceKendisine aşık olan bir akıl hastasından kurtulmaya çalışan Doğa aralarındaki ateşli çekime karşı koymaya çalışıyor ama bu genç adam kendisine sırılsıklam tutulmuş durumda. Üstelik akıl hastalıkları işi daha zor bir hale getiriyor.