SAPLANTILI AŞIK 2 (+18)

BÖLÜM 23

EVVET, İKİNCİ BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR BEBEKLERİM. ❤❤

Beni zorla eve soktu. Salondaki masada gül yaprakları ve mumlar vardı. Deniz cebinden çıkarttığı çakmakla mumları yaktı. "Teklifimi kabul etseydin seni buraya getirecektim, tüm bunlar onun hazırlığıydı ama sen ne yaptın?" Sinirle bana baktı. "Reddettin. Neyi kaybettiğine bak Doğa! Bir yanda sana kötü davranan Siyah var, öbür yanda senin için her şeyi feda etmeye hazır olan ben varım. Neyi kaybettiğine bak. Ama merak etme, yeniden kazanman için her türlü fırsatı vereceğim."

"Deniz, sen hastasın."

"Eminim bunları Siyah için de söylemişsindir. Ama sevgili oldunuz, o halde ben de şanslı sayılırım. Sen normal insanlara aşık olamazsın."

"Beni arayacaklar."

Güldü ve cebinden benim telefonumu çıkarttı. "Yasemin'e mesaj attım, birkaç gün evde kalmak ve kafamı dinlemek istediğimi söyledim. Aynı mesajı Siyah'a da attım ve ailene de kampın biraz uzayacağını söyledim. Kimse seni aramayacak."

"Kaç gün idare edecek ki bu mesajın? Eninde sonunda beni arayacaklar."

"O zaman da seni bulamayacakları bir yere, çok uzağa gideceğiz."

"Deniz büyük bir hata yapıyorsun, yakalanınca hapse gireceğini biliyorsun değil mi?"

"Senin için her şeyi yaparım Doğa, inan bana." Bana yaklaştı ve elimle ayağımı açtı. Kolumdan tutup zorla koltuğa oturttu. "Bak, senin için yaptım hepsini."

Güllere ve mumlara bakmak istemedim ama çenemden tutup zorla baktırdı. "Hoşuna gitti mi?"

Suratına tükürdüm. "Senin gibi iğrençler!"

Elini yumruk yaptı ama bana vurmadı. "Sınırını zorlama." Suratını sildi. "Sakin kalacağım, beni kışkırtamayacaksın."

"Herkesin bir sınırı vardır, bakalım seninki aşılınca ne yapacaksın?"

"Görmek istemezsin."

"Benim gibi bir baban ve kardeşin olsaydı ve biri gelip bu cümleyi kursaydı gülerdin. Çok komiksin Deniz."

"Bu geceyi güzel geçireceğiz." Kalktı ve radyoyu açtı, romantik müzik eşliğinde kollarımdan tutup beni zorla kaldırdı ve kollarını belime doladı. Dans etmeye çalışıyordu.

Onu ittim. "Beni buraya getiriyorsun ve seninle dans etmemi mi bekliyorsun Deniz? Gerçekten hastasın."

Kollarımı beline doladı ve sıkıca tutup dudaklarıma baktı. "Seni öpmesi çok keyifliydi Doğa."

"Bir kez daha suratına tükürük yemek ister misin?"

"O tükürükleri ağzıma da bırakabilirsin, hoşuma gider."

Suratımı buruşturdum. "İğrenç fantezilerini kendine sakla."

"Öpüşünce zaten tükürükler birbirine karışıyor, nesi iğrenç bunun?"

"Bunu seninle yaşamak iğrenç olur. Midemi bulandırıyorsun, beni bırak artık." Ayağına tüm gücümle bir tekme attım ve acıyla geri çekildi. Ben de kapıya koştum ama açılmadı.

"Kilitledim," dedi acı dolu bir sesle. "Sandığımdan güçlüymüşsün, bunu sevdim. Bu haşinliğini keşke bir de yatakta görsem."

"Rüyanda görürsün, çükünü koparır boğazına tıkarım!"

Kahkaha attı. "Senin de değişik fantezilerin varmış, sevdim."

Sinirle tekrar salona gittim. "Aç kapıyı Deniz, bir kez daha söylemek istemiyorum."