My Beautiful Babe {JIKOOK}

~45~

Selam, nasılsınız canlarım?

Bu bölüm için çok heyecanlıyım 😍

Satır arası yorum yaparsanız sevinirim:)

İyi okumalar 💓

🐰 🐥 🐰 🐥

Sonunda Jimin'in heyecanla beklediği ve canla başla çalıştığı gösteri günü gelmişti. Sabahtan beri Jungkook'u hiç görmemişti, aslında sadece bu sabah değil son bir haftadır sevgilisini doğru dürüst görmemişti. Yalnızca telefondan görüşmüşlerdi. Doğal olarak özlemişti de...

Biraz morali de bozuktu tabi bu durumdan dolayı. Ayrıca bugün için Jungkook'dan ayrı bir beklentisi vardı. Bugün onların tanışmalarının birinci yıl dönümüydü.

İki ay sonra da ilişkilerinin birinci yıl dönümü olacaktı. Ama maalesef bugün için herhangi bir şey olmamıştı henüz. Öğrencilerinin gösterileri başarılı bir şekilde devam ediyordu. Onlar bitirdikten sonra kapanışı kendisi solo bir dans gösterisi ile yapacaktı.

Son bir gösteri vardı ve onun ardından Jimin çıkacaktı. Sahne arkasında sahneye bakan boşluktan, sahnedeki öğrencilerini izlerken bir yandan da seyircilere göz atıyordu. Sevgilisi hala yoktu.

Babaları, arkadaşları, Jungkook'un ailesi, hatta Taehyung ile gelen Momo bile oradaydı. Ama Jungkook yoktu. Jimin doğal olarak en çok onu bekliyordu. Eğer Jungkook gelmezse gerçekten çok ağır bir trip çekecekti.

Öğrencilerin gösterisini tamamladığını müziğin sonlanması ile farkedince, bakışlarını sahneden inen bedenlere çevirdi.

Sıra ona gelmişti işte. Ve Jungkook hala ortada yoktu. Gerçekten ağlamak istiyordu.

Tüm öğrenciler sahneden indiğinde ışıklar kapandı. Jimin ise derin bir nefes alıp sahneye çıkmak için hazırlandı. Sahneye çıkmadan önce tekrar seyirci koltuklarına baktı. Sevgilisi yoktu.

Elindeki beyaz kumaşı sıktı ve dolan gözlerini kırpıştırdı. Kendini rahatlatıp duruşunu dikleştirdi. Jungkook olmasa bile iki ailesi ve arkadaşları buradaydı. Bu performansı onlar için bile olsa en güzel şekilde yapmalıydı.

Müziğin başlamasıyla yanında duran iki kişi elindeki kumaşlarla sahneye doğru koşarken o da onların arasından sahneye ilerledi. Yanındakiler onu sahnede yalnız bırakırken o; sahnenin ortasında, beyazlar içinde bir melek gibiydi adeta. Gözlerini kapatıp kendini müziğin ritmine bıraktı. Sahneye vuran spot ışıkları yalnızca onun hareketlerini takip ediyordu.

Elindeki kumaşı da kullanarak adeta bir kuğu gibi süzülüyordu sahnede. Havada taklalar atıyordu ancak bunu bile o kadar nazik hareketlerle yapıyordu ki insanlar onu hayran hayran izliyorlardı.

Sevgilisini hala düşünüyordu ama aklının bir köşelerine itmeye çalıştı onu. Tabi düşünceleri arasında ona trip atmakta vardı.

Sevgilisinin onu, az önce kendisinin öğrencilerini izlediği yerden izlediğini bilse böyle düşünmezdi sanırım. Jungkook sahne arkasından gururla sevgilisini izlerken, heyecanla atan kalbine elini koydu.

Jimin son olarak elindeki ince kumaşı havaya atarak gösterisini sonlandırırken, seyircilerden gelen alkışlarla yüzüne güzel bir tebessüm yerleşti. Bakışları, seyirciler arasında yine bir umutla gezerken sevgilisini görememenin verdiği hayal kırıklığıyla gülümsemesi tekrar söndü.