ÇP [15] Hissediyorum, her yerim sızlıyor.

211 36 5
                                    

İzel'den...

Annem tartışırken harcadığım efor sayesinde yemek yemeye halim kalmamıştı. O akşam odamda beni o halde gördüğü günden beri o çocuğa olan nefretim büyümüştü. Annemin ortağının oğlu beni yarı çıplak görmüştü. Aman ne harika! Bize yemeğe gelecek olduklarını öğrendiğimde deliye döndüm. Şuan onlarla aynı masada olmamaya yemin edip sus pus oturmak ayrı bir ironiydi. Tabağımdaki yemekle oynadığımı gören annemin bana attığı delici bakışlar sayesinde kendime geldim. Karşımda sinsice beni süzen adını bilmediğim ukalaya gözlerimi diktim. O gözlerini benden çekmeden gözlerimi çekmeyecektim. Kafasını "Ne?" anlamında sallayıp o tiksinç, ukala gülüşlerinden birini yaptı. Kesinlikle gökyüzünde yıldız, onda ego bolca bulunuyordu.

Adam boğazını temizleyip bana baktı. Bir şey söyleyeceğini anlamıştım.

"Kaç yaşındasın, İzel?" diye sorduğunda kaşığı elimden bırakıp önce annemi sonra adamı süzdüm. Bu adamda en az oğlundaki kadar itici bir hava vardı.

"Ekimde 18 olacağım.

"Oğlumla yaşıtsın." Aman ne güzel!

"Senin de Mayıstaydı değil mi, Aras?" Adının Aras olduğunu öğrenmiştim. Gözlerim benden izinsiz onu bir kez daha süzerken kirpiklerinin nasıl bu kadar uzun olabildiğini düşünmeden edemedim. Bu konuda benimle yarışabilirdi.

"Görkem nerede?" Anneme dönüp merakla sordum. Bu saatte uyuyor olamazdı.

"Odasında canım."

"Neden?"

"Oyuncaklarıyla oynuyor." annem neden sorduğumu anlayamamış gibi bakan yüz ifadesini benden çekip adama döndü.

"Biraz daha ister misin?" Ortak olmaları bu kadar samimi olmalarını gerektirir miydi bilmiyordum ama bu hiç hoşuma gitmemişti. Yemeğimi bitirdikten sonra izin isteyip ayağa kalktım. Merdivenlerden çıkarken evde sessizlik hakimdi. Merdivenlerin sonunda lavabodan çıkan kardeşime rastladım.

Neden aşağıda değilsin?" Arkası dönük olduğundan beni görmemişti. Minik kahverengi gözerini bana çeviririp korkuyla baktı.

"Sessiz sessiz gezmesene! Korktum." Derin bir nefes aldı. "Gittiler mi?" diye sorarken korku dolu ifadesinin yerini merak almıştı.

"Hayır daha değil." Omuzları düştü. "Neden aşağıya inmedin?" diyerek sorumu yeniledim. Ellerini saçlarına götürerek geri doğru taradı. Kendince cool bir ifadeyle konuşmaya başladı.

"Annem o adamı döveceğimden korkuyor."

Buna karşılık ne diyeceğimi bilemedim. Annem mi aşağıya inmesini istememişti?

Ellerini bir kez daha saçlarına götürüp hareketini yeniledi. "O adam resmen anneme asılıyor." dedi yüzünü iğrenmiş gibi yaparak. Derin bir nefes aldım. Bu beni kızdırmıştı. Pis herif! Zaten onda bir şeyler olduğu belliydi.

"Onları telefonda konuşurken duydum. Sanki komik bir şey varmış gibi gülüyorlardı." Görkemin kızgın ifadesini arkamda bırakarak hızlı adımlarla merdivenlerden aşağıya indim. Söylenerek odasına gittiğini tahmin edebiliyordum. Annem bunu nasıl yapardı?

Annem ve adamın kahkahaları evi doldururken misafir odasına doğru adımlarımı daha da hızlandırdım. Gözlerim önce tekli koltuğa yayılan Aras'a takıldı. Annemle babasının samimiyetinden şikayetçi gibi görünmüyordu. Bir süre sessizce onları izledim. Annem sayamadığım kaçıncı kahkahasını atarken adamın elleri annemin sarı saçlarına uzandı. Gözlerimi kısıp daha net görmeye çalıştım. Bu şaka olmalıydı?

ÇAKMA POLYANNA #Watty2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin