ÇP [6] Arkana yaslan ve bekle, polyanna.

472 52 10
                                    

  Herkes için anlaşılmaz değilsindir belki de..."

 

 Gözlerimi zorlukla açarken odamı dolduran fülüt sesine lanet ediyordum. Alarmla uyanmak bile daha güzeldi. Melodisi vardı hiç değilse.   Füüüfüfüfüüüf  üfüüfüüfüü..  Bir  de çalabilse.. Ah! Biri şu sesi durdursun! Füfüfüfüff füfüüffüüü. Bu şey, gürültü kirliliğinden başka birşey değildi..

Hışımla ayağa kalktım.  Hayır yani anlamıyordum. Bu ses sadece benimi rahatsız ediyordu yoksa evdeki herkes dayanamayıp eşşek cennetini mi boylamıştı? İkinci şıkkın olmuş olma olasılığı daha yüksekti. Odamın kapısını açıp hızlı adımlarla merdivenleri indim.  Ses kesilmişti. Ah, nihayet!  

"Görkem?" 

Füfüüüfüüfü  üüfffüüff....  Ses tekrar başladığında  geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Her yaklaştığımda kulaklarıma dolan ses beni delirtmeye yetecek kadardı.

"Görkem kes şunu!" Onu bulursam ümmük denilen yerini sıkmayı planlıyordum.   Mutfağa girdim. Dolabın dibinde elinde fülütle duran kardeşime kınayan bir bakış attım. Dolabın kapağı açıktı ve birşeyler aradığı kesindi. Bakışlarımdan mahrum kalmıştı

"Görkem bırak şu lanet şeyi." Sabah sabah beynimin nöronlarını becerdin. Tebrik ederim.

"Görkem?"   Bir süre sessiz kaldı.Omzunu tutup sarstığımda yere düştü. Gözleri kapalıydı. Ne yani sartığım için mi düşmüştü. Afalladım. "G-Görkem uyan!" Uyanmıyordu.

"Aah!" Gözlerini ovuştururken inledi.  "İyi misin?" Kaldırıp kucağıma çektim. Nasıl olmuştu bu? Ufacık bir dokunmaydı sadece. Düşmesine ben mi sebep olmuştum?

"Ne oluyor kızım?" diye içeri atıldı Neşe abla. Eşşek cenneti konusunda ciddiyim aslında.  "Ne oldu kızım kardeşine? Bir şey yok ya!" derken Görkem sersemleyerek yerden kalktı. Görkem gözlerini tekrar ovup "Ben iyiyim." dediğinde ona ters ters baktım. Gözleri beni bulduğunda bebekleri andıran sesiyle konuştu. "Ne var izel?" No vor ozol.   "Dayak var Görkem. Deli misin sen? Napıyorsun elinde fülütle?" diye çemkirirken  gözlerini kocaman açtı. Neşe abla elindeki bir bardak suyu görkeme uzattı. "Dur kızım, çocuk suyunu için." Zıkkım içsin. Ödüm  koptu! "Ben rüya görüyordum." Rüya? Ayakta mı? Bir tane normal insan göremeyecekmiyim?

"Tamam yakışıklı, ben seni yatağına götüreyim."  Yanıma yaklaştı. Görkem fülütü alıp merdivenleri yöneldiğinde düşük voltajla konuştu. "Sanırım birileri uyur gezer olmuş." Harika! Bir bu eksikti.  "Annenle konuşacağım. Sen geç kalma, giyin gel. Hemen hazırlarım bir şeyler."

"Saol, Neşe abla. Ben okulda atıştırırım." Yanağına öpücük kondurup yanından ayrıldım. Uyur gezer ha? Elime iyi malzeme verdiniz küçük bey.  

Odama girip yatağıma  göz attım. Yatak toplamanın hobim olduğunu söylemeyi çok isterdim. Ama malesef, yoktu öyle bir  dünya.

 Battaniyeyi çekip  yere bıraktığımda  düşüncelere dalmıştım. Yarın yıl başıydı.  Ve sevgili annem, beni bir yere salmaycaktı. Geçen yıl dağıtıp eve gelmemiştim.  Bu onu delirtmeye yetmeyecek gibi yeni yılın ilk antremanına geç kalmıştım.

Kesinlikle şansım yoktu. Siyah yüksek bel panyolonunu giyip üzerime bir kazak aramaya başladım.  Kısa sürede giyinmeyi pek beceremiyordum. Kolay beğenen biri değilim.  Göbeği açık bir tişört alıp giydim.  Eyeliner çektiğimde hazırdım. Bugün uslu bir polyanna olmalıydım. 

Merdivenleri ikişer inip salon göz attım.  Kimse yoktu. Annem bu saatte evde olmuyordu.  Arasam bu iş imkansız bi hal alırdı  ki imkansızı başarmak, istedikten sonra imkansız  değildi.

ÇAKMA POLYANNA #Watty2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin