1.7: frog princess

313 31 28
                                    

19 Mart 2009

''Of Niall bilmiyorum ki! Tam bir şey olacak bir anda kaçıyorum. Ben de anlayamıyorum. Hani seviyorsan gel konuş yani. Ne bekletiyorsun ikimizi de? Birbirimize yaklaşamaz olduk. Haksız mıyım Niall?''

''E madem seven konuşuyor sen konuşsana çilekli sütüm benim.''

''Saçmalama Niall. Ben nasıl konuşayım? Domatese dönerim karşısında.''

''Belki o da böyle düşünüyordur.''

''Ne alakası var? Louis o. Çekinmez içinden geçeni söyler. Sanki tanımıyorsun.''

''Aynı şey mi Harold? Aşk çok farklı bir kere. Eskiden seninle de açık açık konuşuyordu. Şimdi konuşmuyor. Neden? Utanıyor çünkü. E kaç yıllık arkadaşından bir anda utanmaya başlamayacağına göre bir şey var demektir.''

''Ciddi misin?''

''Harry bu konuşmaları Louisle yapsam çoktan beşinci çocuğunuza hazırlık yapıyor olurdunuz. Anla artık be adam!''

''Sakın! Bak Niall gidip Louis'e saçma sapan şeyler söylersen yıllarca konuşmam seninle. Ayrıca biz hamile kalabiliyor muyuz Niall? Arada yemek yemeyi bırak da bir şeylerden haberin olsun.''

''Ciddiyim süzme peynir gibisin Harold. Tek farkınız senin peynir değil süzme salak olman. Ben çocukların yanına gidiyorum. Limonatam şekerli olsun.''

''Süzme- Ne? Anlamadım ki ben! Niall! Gelsene buraya kafam karıştı benim.''

''Ne oldu? Niye kafan karıştı Harry?''

''Bilsem zaten karışmazdı Lima. Hem Niall ile konuşanda kabahat.'' Liam gülerek yanına geldikten sonra birlikte limonataları hazırlayıp bahçeye çıktılar. Kıştan sonra yavaş yavaş ısınan havayla beş çocuk kendilerini bahçeye atmışlardı. Minderlerde oturan çocuklara limonatalarını verdikten sonra yerlerine oturdular. Tabi Liam sevgilisinin yanına oturunca Harry'e de Louis'in yanı düştü. Niall bunu mutfaktan geldikten sonra özellikle ayarlamıştı ama bunu şimdilik kimsenin bilmesine gerek yoktu. Neyse ki kıvırcığın da bundan herhangi bir şikayeti yoktu.

Aradan on dakika geçtiğinde Niall ve Liam'ın muhabbetinden sıkılan Harry Louis'i birazcık(!) rahatsız etmeye karar verdi. Telefonunda Zaynle online bir oyun oynayan Louis'e yaklaştı. Kafasını kollarının altından geçirerek bacaklarına koydu. Ellerini uzatıp kirpisinin büyüdüğünü gösterircesine ortaya çıkan minnacık sakallarıyla oynadı. Louis gülümseyince iyice karnına yaklaşıp burnunu tişörtün üzerinden karnına sürttü. Louis gıdıklanma hissiyle irkilip Harry'e baktı. 

''Bir şey mi oldu kıvırcığım?''

''Çoooooooooook sıkıldım Lou. Hadi oyunu bırak lütfeennn.''

''Tamam bebeğim şu tur bitsin sonra ne istersen onu yaparız.''

''Hayır ben şimdi istiyorum. Bırak hadi.''

''Merak etme hemen bitiriyorum tamam mı?''

''İyi.'' Harry birkaç dakika öylece Louis'in kucağında yatarak bekledi. Oyunları hala bitmediğinde sinirle Louis'in karnını ısırdı.

''Ahhh! Harry ne yapıyorsun!?''

''Hani hemen bitiyordu oyunun. Kaç gündür şu oyunu oynuyorsunuz. Bir tur kaybetsen ne olur sanki?'' Louis Harry'nin ses tonuyla altı yaşındaki hali gibi hissettiğinde telefonu kapatıp kollarını birbirine bağlamış kıvırcığa döndü.

''LOUİS NİYE ÇIKIYORSUN BE! MADEM ÇIKACAKSIN EŞYALARINI VERSENE! EN İYİ ŞEYLERİ HEP SANA BIRAKTIK HEPSİ BOŞA GİTTİ.'' Louis kendisine bağıran Zayn'i umursamadan Harry'i oturtup ayağa kalktı. Elini Harry'e uzatıp onu da kaldırdı. 

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin