1.9: what a feeling

302 29 3
                                    

30 Mart 2009

Louis 9 gün önce hastalanan amcasının çiftlik işlerine yardım etmek için gitmişti. Yakında olmasına rağmen ne o işlerden fırsat bulup gelebilmişti ne de Harry'nin okul ve kurslarla uğraşmaktan vakti olmuştu. Harry bu sürenin tamamını Liam ve Zayn'in aşk gösterilerini izleyerek ve Niall'ı doyurmaya çalışarak geçirmişti. Neyse ki yarın Louis'in kuzeni babasının yanına geliyordu da Louis'ine kavuşacaktı.  Şimdiyse arkadaşlarının yanına gidip çok sevdiği (!) çiftin aşkını izlemeliydi. Arkadaşlarının birbirlerini sevmeleriyle hiçbir problemi yoktu. Cidden. Sadece aşık olduğu çocukla öyle olamamak sinirlerini bozuyordu. Üstelik ne olduğunu bilmese bile nazını çekecek bir Louis olmaması da işleri zorlaştırıyordu. İç çekip çocukların oturduğu çardağa doğru yürümeye devam etti. Birkaç dakika sonra kendini Niall'ın yanına attı. 

''Hoş geldin kıvırcık.''  

''Hoş buldum Nialler.'' Başıyla neredeyse iç içe oturan arkadaşlarını işaret etti. ''Hala aynılar mı?''

''Maalesef kurbağa prensesim. Bunca yıllık kaptanım ben bunaldım.'' Harry elindeki rengarenk hırkayı onlara fırlattı.

''Sanki birbirinizi aylardır görmediniz ha. Bu ne cıvıklık. Futbol takımının ikinci kaptanına bak.'' Zayn onun aslında Louis olmadığı için bu kadar tepki verdiğinin bilinciyle gülerek kıvırcık saçlarını düzelten Harry'e döndü. 

''Sende yok diye kıskanma kıvırcık. Hem ayrıca dün gece ayrı kalmak için yeterince uzun bir süreydi.''

''Zayn hepimiz dün gece dayanamayıp Liamlara gittiğini biliyoruz.'' Harry alayla gülerek konuşsa da bir gece bile ayrı kalamayan arkadaşlarına baktığında aklına Louis'in gelmesine engel olamamıştı. İkisini ne zaman böyle görse Louis'le kendisini onların yerine koymadan duramıyordu. Niall onun düşen yüzünü görünce ayağa kalkıp Harry'i çekiştirmeye başladı. 

''Hadi kantine gidelim ben acıktım.'' Eh krizi fırsata çevirmek böyle bir şeydi sanırım.

''Olur. Benim de iştahım yoktu bir şey yiyemedim zaten.''

''NEEEE! Louis duyarsa öldürür beni sana bakmıyorum diye. Hızlan kıvırcık bugün benimkinden önce doyması gereken bir mide var.'' Harry sarışın arkadaşına gülüp onun hızlanan adımlarına uyum sağlamaya çalıştı.

                     The Larry Squad💚💙

Zayninki🧸: Aşama bir tamamlandı.

.

.

.

(Niall ve Harry, 3. ders)

''Pişt! Niall!'' Harry kendisini bir türlü duyuramadığı arkadaşının kafasına kağıdı top yapıp attı. Niall sabah bir saatte yaptığı saçlarına gelen topla sinirle ona döndüğünde Harry'nin telefonunu işaret ettiğini gördü. Telefonunu çıkarıp ondan gelen mesajı açtı.

Bir şekilde yanıma gel. Konuşmamız lazım. Başıyla onayladıktan sonra yanında oturan çocuğun kulağına bir şeyler söyledi. Bir dakika bile geçmeden çocuk el kaldırıp söz aldı.

''Efendim Harry uzun olduğu için göremiyorum. Yer değiştirsek sorun olur mu?'' Öğretmenleri ikisine de baktıktan sonra kafasını sallayıp dersini anlatmaya döndü.

''Çok zekisin sarışınım.''

''Biliyorum prenses. Şimdi anlat bakalım neymiş konuşmamız gereken şey.''

''Dün akşam Lou'yla telefonda konuştuğumuzda sesi çok yorgun geliyordu. Bütün hayvanlarla tarlayla falan o ilgilenmiş. Bir de şenliğe gelemediği için çok mutsuzdu. Tamam ben de çok üzüldüm ama elinde değildi ki. İşte neyse bu yüzden ona sürpriz hazırlamak istiyorum ama ne yapsam bilemedim.''

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin