3.9: I Missed You

135 15 11
                                    

Lütfen yorum atın, geri dönüş almayınca hiç yazasım gelmiyor.

Okulun bahçesindeki çardaklardan birinde oturarak geçirdikleri klasik bir gündü. Tek fark arkadaşlarının eksik olmasıydı. Bu yüzden hiçbiri konuşmuyordu. Zayn sessizliği bozarak ayaklandı.

"Ben gidiyorum. Varınca ararım sevgilim. Görüşürüz çocuklar." Harry başta onaylarcasına kafasını sallasa da sonra başını kaldırıp Liam'a döndü.

"Bir dakikaya ya! Nereye varınca arayacak?"

"Louis'nin yanına gidiyor, Harry."

"NE!?" Harry hemen ayağa fırlayıp okulun çıkışına yönelmiş Zayn'e yetişti. Omzunda asılı olan çantadan eskiz defterinin arasına sıkıştırdığı zarfı ona uzattı. Zayn kafası karışmış şekilde ona bakarken birkaç derin nefes alıp konuşmaya başladı.

"Bunu Louis'ye verir misin Zaynie? Telefonlarımı açmadığı için yazmıştım. Senden postalamanı isteyecektim."

"Veririm veririm. Şimdi gitmem lazım yoksa geç kalacağım." Eline aldığı zarfı salladı. "Umarım içine etkili bir şeyler yazmışsındır marul kafa."

"Onu bir hafta sonra göreceğiz Zain." Çoktan uzaklaşmaya başlamış çocuğa el sallarken mırıldandı.

.
.
.

Zayn nihayet otobüsten indiğinde uyuşmuş vücudunu esnetti. Sırt çantasını omzuna asıp etrafa bakınmaya başladı. Gidişinden beridir arkadaşını ilk kez görecekti. Her ne kadar telefonda dalga geçse de onun için cidden endişelenmişti. İyi olmadığını biliyordu. İki günlüğüne buraya gelmişken moralini az da olsa yükseltmek için her şeyi yapacaktı.

Liam'la tartıştıklarında Louis, ikisi barışana kadar uğraşır günün sonunda yapışık halleriyle dalga geçerdi. Kendisi de bunu kardeşi gibi gördüğü çocuğa yapmak istemişti. Ancak mavilerde gördüğü kırık cam parçaları dilini mühürlemişti. Yapabildiği tek şey ona sarılıp etrafa küfürler savurmak olmuştu. Yine de kıvırcık olanın pişman olduğunu ve ikisinin ayrıyken daha iyi olmayacaklarını biliyordu. Bu yüzden elinde sıkı sıkı tuttuğu mektubun gerçekten bir şeyleri değiştirmesini ümit ediyordu.

Gözleri yorgun mavilerle buluştuğunda yüzünde aydınlanan gülümsemeden habersizdi. Ancak o gülümsemenin çocuğa yaklaştıkça solduğunu adı gibi biliyordu. Zayıflamış bedeni, iyice koyulaşmış göz altları halinin düşündüğünden de kötü olduğunu gösteriyordu. Dolmaya başlamış gözlerini saklama gereği duymadan kollarını Louis'nin bedenine doladı. Ona sıkı sıkı sarılırken mavi gözlü olanın haftalar sonra yüzünde canlanan gülümsemeyi görememişti. Kollarını ayırdıklarında ayak üstü biraz sohbet edip evde devam etmek üzere arabaya geçtiler.

Eve vardıklarında Louis'nin teyzesinin hazırladığı şeyleri alarak balkona çıktılar.

"Anlat bakalım kirpi."

"Ne anlatayım Zain."

"Nasıl olduğunu... Telefonda iyiyim diye geçiştirdin ama gözlerinden belli. Hep dedin kendime kızıyorum. Kızman gereken sen olmadığın halde dedin hem de. Ben senden çok kızdım be o marul kafalıya."

"Eğer onu üzecek bir şeyler dediysen Zayn... Yemin ederim seni elimden Liam bile kurtaramaz."

"Kusura bakma ama dedim Louis. Söylediğim şeyler gerçeklerden başka bir şey değildi ve eğer gerçekler onu üzüyorsa bunu yapan da oydu. Neyse bırak şimdi anlat. Ne hissediyorsun, nasılsın; hiçbir şeyden haberimiz yok. Kalktın geldin buraya."

"Ben bile bilmiyorum ki ne hissettiğimi Zayn. Uzaklaşınca iyi olurum sandım. Olmadı. Geri dönsem o da olmaz. Sen gördün halimi. Bırak sadece o günü, onu sevdiğimi anladığım andan beri neler yaşadığımı gördün. Ben onun tek lafına bakardım bir şey yapmak için. O bana 'Zayn'le dışarı çık.' dedi. Hem de yıldönümümüzde. Sanki böyle birisi kalbimi almış da orası bomboş kalmış gibi hissettim. Nefesim kesildi. Kaçarsa geçer sandım geçmedi. Dönsem bilmiyorum ki kalbim hala sağlam mı. İçimde koca bir boşlukla dolaşıyorum. Ben nefesi onun gözlerindeki ormanlarda bulmuştum. Bilmiyorum ki o ormanlarda olmayınca nasıl nefes alınır."

"E dön o zaman be Lou. İkiniz de ayrı ayrı acı çekeceğinize bırak da nefesin olsun senin."

"Nasıl döneyim Zayn. Ağaçlar başıma yıkılmış yolumu tıkamışken nasıl döneyim. Nereden bilebilirim ki tekrar aynı olmayacağını. Sen inanabilir misin o köklerin eskisi kadar sağlam olduğuna."

"Sen de haklısın da bilmiyorum ki. Sana ondan başka iyi gelen bir şey görmedim ben. O yüzden de canını en çok o yaktı. Neyse ben yorgunum. Gidip uyuyacağım. Sen de şunu oku kararını ver."

Pantolonunun arka cebinden zarfı çıkarıp Louis'nin kucağına bıraktı.

"Ne var bunda Zayn?"

"Bilmem okumadım. Kıvırcığa güvendim. İyi geceler kirpi surat."

Louis sessiz kalıp Zayn içeri girdiğinde zarfı açtı. Yer yer ıslandığı için buruşmuş kağıdı zarftan çıkarıp parmaklarını üzerinde gezdirdi. Derin bir nefes alıp gece okumak üzere cebine sıkıştırıp yediklerini kaldırmaya başladı.

-------------

600 kelime olmuş uzun zamandır bu kadar yazmamıştım. Neyse yavaş yavaş toparlicaz merak etmeyin. Azcık da Louis'nin açısından bakalım istedim.

Dilek ve şikayet butonu🔮

İg: backwsev

Louve u byessss

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin