4.2: Welcome Back Lou

128 11 0
                                    

-gece attığım bölümü okumadıysanız önce onu okuyun-

"Okula hoş geldin Lou."

"Harry-

" Bir şey söylemene gerek yok. Sadece döndüğün için mutlu olduğumu söylemeye geldim. Çok fazla durmayacağım zaten şuan benimle konuşmak istemediğini biliyorum. Zayn'le konuştum. Güvenini kırdığımın da farkındayım. Ama söz güvenini ve sevgini geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazırım. Çünkü sen o gece oraya gelerek benim ihtiyacım olan tek şeyi bana verdin. O gece içeri girmesen de her şarkıyı dinlediğini, kapının arkasında konuşurken beni duyduğunu ve beni yatağıma taşıdığını biliyorum. İhtiyacım olan sadece buydu. Beni hala sevdiğini bilmek... Ve artık biliyorum. Güvenini geri kazanacağım ve tekrar senin kıvırcığın olacağım. Seni seviyorum."

Louis'nin yanağına hızlıca bir öpücük bıraktı. O kendisini bekleyen Niall'ın yanına giderken Louis de yanına gelen Zayn'le birlikte kantine ilerlemeye başladı. Başını arkaya çevirdiğinde mavi ve yeşil birbirine tutundu. Bu Zayn'in güveninin boşa çıkmayacağını Louis'ninse hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladığı andı. Hadi ama onun kıvırcığı o kadar utangaçtı ki onu insanların içinde öpemezdi bile. Bilmediği şeyse Harry'nin içindeki özlem ve pişmanlığın utancıbı ayakları altında ezdiğiydi.
.
.
.

İlerleyen birkaç hafta sakin geçmişti. Louis'nin beklediğinin aksine Harry sürekli etrafında olmamıştı. Ona gerekli olan zamanı vermiş ama varlığını hatırlatmakta da geri kalmamıştı. Arkadaşlarını defalarca bir araya toplamış bazen Jay'e mutfakta yardım etmiş bazen Ernest ve Doris'le oyun oynamaya gelmiş ve kızların yaptığı her film gecesine istisnasız katılmıştı. E Louis'yi sevdiğini ve ona değer verdiğini göstermeden de durmamıştı tabi. Onun kaçırdığı dersler için okuldakilerden not toplamış ona getirmişti. En sevdiği kurabiyeden yapmış gördüğü her yerde onu sevdiğini söylemişti. İkisi de biliyordu ki Louis için bu Harry'nin sürekli etrafında dolaşmasından daha değerliydi. Bu yüzden iki gün önce onu ağaç eve çağırdığı teklifini kabul etmeye karar vermişti. Her ne kadar oraya gitmek istemese de şuanda ormanda sakin adımlarla yürüyordu. Birkaç dakika sonra ağaç eve vardığında evin veranda kısmının altına asılmış bir hamak ve veranda da oturmuş ayaklarını sallandıran bir Harry gördüğünde gülümsemekten kendini alamadı. Harry de onu görüp gülümseyerek ayağa kalktı.

"Yanıma gelsene Lou burada oturalım." Louis onun yanına ulaştığında verandanın zeminine serilmiş bir piknik örtüsü; örtünün üstünde çeşitli yiyecekler, ağaç ev için aldıkları kirpi ve kurbağa oyuncakları ve müzik çalar görmeyi beklemiyordu. Örtünün diğer kenarına oturup ayaklarını Harry gibi aşağı sallandırdı.

"Buraya çağırdığım için üzgünüm muhtemelen gelmek istememişsindir. Ama eğer güvenini kazanıyorsam burayı da eskisi gibi sevmelisin. Ben burayı çok seviyorum. Sen yokken okulun olmadığı her gün buradaydım. Şey eğer rahatsız olmayacaksan o kutudaki cd'yi çalabilir miyiz? Biliyorum anısı çok güzel değil ama son zamanlarda başka bir şey dinlemeyi sevmiyorum."

"Sorun değil Harry açabilirsin."

"Teşekkür ederim Lou. Hep ben konuştum değil mi? Nasıl olduğunu falan da sormadım. Nasılsın Loulou?"

"İyiyim Harry, sen nasılsın?"

"İyiyim. Bir şeyler yemek ister misin? Daha sonra da yiyebiliriz."

"Sonra yesem daha iyi sanırım."

"Peki. Şey Lou. O gün... Ve daha sonrasında nasıl hissettiğini bana anlatır mısın? Zayn, Jay ve diğerleri bazı şeyler anlattılar ama senden dinlemek istiyorum. Eğer içinde bir şeyler kalırsa yaptığım her şey boşa gidermiş gibi geliyor." Louis derin bir nefes alıp bir süre düşündü. Anlatırsa Harry kendini suçlar mıydı? Evet. Louis daha rahatlamış hisseder miydi? Evet. Harry onun kafa karışıklığın hissetmiş gibi elini saçlarının arasında gezdirdi.

" Lütfen benim ne hissedeceğimi düşünme. Bunu isterken her şeyi kabul ettim."

"Senin yanından ayrıldığımda hiçbir şey hissetmedim. Sonra buraya geldim. Hazırladığım şeyleri görünce çok sinirliydim. Belki sana belki de kendime, bilmiyorum. Sonra oturup gelmeni bekledim. 3.gün boyunca. Gelmediğin her saniye biraz daha kırıldım. O andan sonra sana karşı hissedebildiğim tek şey kırgınlıktı. Sana kızamadığım için kendime kızdım. Sol göğsümü boş bıraktığın için sana kızmayı çok istedim. Ama olmadı. Sonra gittim. Seni özledim. Daha çok kendime kızdım. Yine de seni sevmeye devam ettim. Diyorsun ya güvenini ve sevgini geri kazanacağım diye; sen benim sevgimi hiç kaybetmedin ki. Şimdi dediğin gibi güvenimi kazanmak için bir sürü şey yapıyorsun. Ben ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemiyorum."

"Peki başarabiliyor muyum?"

"Başarıyorsun Harry."

"Devam etmemi ister misin?" Harry'nin ona umutla bakan gözlerine döndü. Yeşillerde yaşayan umudu, pişmanlığı, sevgiyi gördü. O an sadece içinden geçeni yapmak istedi. Ve yaptı da. İnce dudaklarını aralanmış pembe dudaklara bastırdı. Ne kadar olduğunu bilmedikleri bir süre birbirlerini öptüler. Hissettikleri her şeyi öpücükleriyle birbirlerine gösterdiler. Ayrıldıklarında Louis alnını Harry'ninkine yaladı.

"Devam etmeni istemiyorum Harry. Çünkü artık bitti. Başardın."

-------------

Hayat yeterince iğrençken bu kadar dram yeterliydi. Yine de bir anda hiçbir şey olmamış gibi devam etmeyeceğim hikayenin akışı bozulmadan devam edecek. Siz bana güvenin.

-Dilek ve şikayet bölümü-

İg: backwsev

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin