old summer love in august /l.s

5.1: I'm Louis and I like Harry

*yorum atın lütfen*

Üniversitenin ilk günü...

Birbirinden farklı binlerce zihin, kimsenin birbirini tanımadığı yeni bir kurtlar sofrası...

'Louis yürüsene ne bekliyorsun? Daha öğrenci kartlarımızı almamız lazım çabuk ol.'

Bir de tabi Zayn ve Liam...

'Geldim. İzin vermiyorsunuz ki bir tribe girelim.'

'Önümüzdeki 4 yıl tribe girmek için bol bol zamanın olacak Lou. Hatta yetmeyecek depresyona da gireceksin. Şimdi tadını çıkar.'

Louis Zayn'e gözlerini devirirken cebinden yükselen sesle telefonunu çıkardı. Sevgilisinin yüzü ekrandaki küçük yuvarlakta belirince içine dolan özlem ve sevinçle görüntülü aramayı yanıtladı.

'Loueh! Kampüse vardın mı? Birileriyle tanıştınız mı? Üniversite nasıl?'

'Boş ver üniversiteyi ben seni çok özledim.'

Harry'nin merakla açılan gözleri gülümsemenin etkisiyle kısılırken gamzeleri yanaklarındaki yerini aldı.

'Ben de seni çok özledim Lou. Niall bana fotoğraflarını gösterip zorbalık yapıyor.'

'Hey! Kirpime beni kötü gösteremezsin.'

Harry'nin kafasını kenara itip ekrana dahil olan Niall Louis'nin gülümsemesini büyütmeye yetmişti. 

'Naber kirpi adam, beni de özledin mi?'

'Özledim Ni ama şuan sevgilimle konuşmayı tercih ederim.'

'Kırıldım ama aşkınıza aşık olduğum için aradan çekiliyorum. Görüşürüz Lou.'

'Görüşürüz Niall.'

Niall'ın kenara çekilmesiyle gözleri tekrar Harry'e odaklandı. Harry'nin kendisini dikkatle izlediğini fark etti.

'Ne bakıyorsun öyle meraklı kurbağa?'

'Lou sen şimdi uzaktasın ya öncekinden daha da yakışıklıymışsın gibi geldi. Bir şey yaptın da ben mi fark etmedim?'

'Bir şey yapmadım bebeğim muhtemelen hasretimden öldüğün için sana öyle geldi.'

'Sanki sen hiç özlemedin. Neyse hadi bana etrafı göster.'

Böylece Louis'nin Harry'e gördüğü her şeyi anlattığı, Zayn ve Liam'ın onu beklerken sıkıntıdan patladığı uzun bir telefon konuşması başlamış oldu. Artık işlerini halletmeleri gerektiğine karar verdiklerinde zor geçen bir vedalaşma sonrası telefonu kapatıp öğrenci işlerinin bulunduğu bölüme yürümeye başladılar. Öğrenci kartı almak gibi işlerini hallettikten sonra etrafı tanımak üzere kendi bölüm binalarına dağıldılar. 

Louis yalnızca psikoloji bölümü için ayrılmış olmasına rağmen kocaman olan binayı gezerken yaptığı tercihten ne kadar memnun olduğunu hissetti. Biraz dolaştıktan sonra kendi dersliğini bulup boş masalardan birine yerleşti. Diğer masalardaki insanları izlerken içine çöken yalnızlıkla telefonunu çıkarıp ekranın açılmasını sağladı. Kilit ekranındaki Harry'nin fotoğrafıyla gülümsedi.

'Kardeşin falan mı?'

Yan taraftan gelen sesle kafasını kaldırıp konuşan kişiye baktı.

'Seni ilgilendirir mi?'

'Hey, hey! Sakin ol kovboy. Kime kilit ekranın yapacak kadar değer verdiğini merak ettim sadece.'

'Hala seni ilgilendiren bir şey görmüyorum.'

'Merak etme dostum. Çok güzel olabilir ama yemem.'

'Sevgilim hakkında konuşmak dışında başka işin yok mu?'

'Yakışırsınız.' 

Umursamazca önüne dönen çocuğa kızgın bakışlarını atmayı kesip içeri giren profesöre baktı. Profesör kendini tanıtıp ilerleyen süreçte yapacaklarından bahsetti. Saat öğleni bulup diğerleriyle buluştuğunda yeni hayatına atılmış olmanın heyecanı ve gerginliği midesini bulandırmaya yetiyordu. Şuan kafasını Harrysinin kıvırcık saçlarına gömüp bayılana kadar kokusunu içine çekmeyi ne kadar istediğini düşündü. Ta ki düşünceleri bir sarı kafa eşliğinde kendisine yaklaşan grup tarafından bölünene kadar...

'Selam yakışıklı ve öfkeli psikolog ve onun arkadaşları, naber?

'Louis bu kim?'

'Demek Louis... Ben de Tristan.'

'Umurumda değil.'

'Hadi ama! Önümüzdeki bir sene aynı dersi alacağız. Tanışalım düzgünce tanışalım işte. Ben Tristan Evans. Müziği, eğlenmeyi, içmeyi severim.'

Elini uzattığında Louis gözlerini devirerek karşılık verdi.

'Louis. Harry'i severim.'

----------------------

Niye bi anda tris geldi bilmiyorum aşık olduğum için herhalde

not: normalde birkaç bölüme final olcaktı ama sevdiğim bütün hikayeler tarafından terk edildiğim için azıcık daha uzatıcam. bi de yıllardır benden istediğiniz şey özel bölüm olarak gelcek