4.1: Stupid Blue

113 14 2
                                    

Harry son şarkısına başlamak üzereyken dolu gözlerini saklamaya çalışarak mikrofona yaklaştı. Söz verdiği gibi gece boyu ona ayrılmış sandalyeye bakmış gelmesini beklemişti. Ama gelmemişti işte. Ne bekliyordu ki? Kalbini paramparça ettiği çocuk bir mektup için şehre geri mi dönecekti.

Tabi bu sırada gece boyu kafenin önündeki basamaklarda onu dinleyen Louis'den haberi yoktu. Sayamadığı kadar sigara içmiş dolu gözleriyle hasret kaldığı sesi dinlemişti. Sigara içmekten hoşlanmıyordu ve Harry duysa buna çok üzülürdü ancak elinin boş kaldığı her an bir şeyleri yıkmak isterken kendine daha iyi bir çözüm bulamamıştı. Kulağına dolan tanıdık melodiyle daha yeni yaktığı sigarayı yere atıp içeri girdi. Kendisine çevrilen birkaç göze rağmen sandalyeden ayrılmayan yeşillerle gidip kendisine ayrılan yere oturdu. Harry, onu görmesiyle afallasa da yeşillerini mavilere sabitleyerek birkaç ay önce birlikte yazdıkları şarkıyı söylemeye başladı.

Put a price on emotion
I'm looking for something to buy
You've got my devotion
But man, I can hate you sometimes
I don't want to fight you
And I don't wanna sleep in the dirt
We'll get the drinks in
So I'll get to thinking of her
We'll be a fine line
.
.
.

We'll be a fine line
We'll be a fine line
We'll be alright (alright, alright, alright)

We'll be alright
We'll be alright

Louis, şarkı biter bitmez kendini dışarı atarken   Harry de gitarını boynundan çıkarıp onun peşine takıldı. Louis eve girip kapının arkasına çöktükten birkaç saniye sonra Harry kapıyı çalmaya başladı. Bir yandan Louis'e seslenirken bir yandan zile basmaya yumruklarını kapıya vurmaya devam etti. Sonunda pes edip Louis gibi kapının dibine oturduktan sonra sesleri duyarak dışarı çıkmış ailesine gülümsedi. Onları içeri gönderip kendisi orada oturmaya devam etti. Ve sadece Louis'in duyabileceği bir tonda konuşmaya başladı. Louis'in orada olduğunu bilmediği halde...

''Yeşil maviyi çok üzdü değil mi Lou? Ama deniyor ki. Yeşil düzeltmeye çalışıyor. Mavi neden izin vermiyor ki düzelmesine? Aptallığından değil mi? Kendi acısının bencilliği yüzünden ikisinin de acı çekmesine izin veriyor. Yeşilin mavisine ihtiyacı var tıpkı yeryüzünün göğe ihtiyacı olduğu gibi... Ama gökyüzü ondan yağmurlarını sakladıkça o ölüyor. Aralarına da bulutları yerleştirmiş görmemezlikten geliyor. Yeşilin mavisine ihtiyacı var. Aptal mavi... Gökyüzü yağmurlarını vermezse yeryüzü kurur ve ölür. Gökyüzü de biriktirdiği tüm o yağmurda boğulur. Yeryüzü olmadan gökyüzü olmaz gökyüzü olmadan yeryüzü olmaz. Aptal mavi bencilliğiyle ikisini de öldürüyor. Aptal."

Bir süre sonra sesler kesildiğinde Louis kapıyı açtı. Uyuyakalmış bedenin arkaya doğru devrilmesiyle onu uyandırmadan kucaklayıp karşı eve yürüdü. Kapıyı çalıp açılmasını bekledi. Gemma onu görünce gülümsedi ve içeri geçmesi için kenara çekildi. Özlediği portakal kokusuyla sarılı odaya girip Harry'i yatağa yatırdıktan sonra kıvırcıkların arasına minik bir öpücük bıraktı. Odadan çıkıp kendi evine giderken ne Harry'nin kapı açıldığından beridir uyanık olduğundan haberi vardı ne de şuanda yüzündeki büyük gülümsemeyle camdan onu izlediğinden.

---------------

We'll be a fine line but we won't be fine.

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin