old summer love in august /l.s

0.5: hepi böötdey loueh

24 Aralık 1997

''Louis kapıya bakar mısın?''
''Bakıyorum anne.'' Louis oyuncaklarını bırakıp kapıya doğru  koştu ve kapı kolunu indirdiği an-

''HEPİİ BÖTTDEY LOUEH'' /:')/

''Harreh? Seni çookk özledim.'' Birbirlerini bir haftadır görmemelerinin acısını çıkarırcasına sarıldılar. Harry ailesiyle hastalanan büyükannesini ziyarete gitmişti. Aslında annesi Noel'i orada geçirmeyi planlasa da bu Harry'e çok uzun gelmişti. Biraz da Louis'in kendisini unutmasından korkmuştu açıkçası. Dolayısıyla Louis'in doğum gününde kapısının önünde mavi gözlü kirpisine sarılıyordu. 

''Harry bu da ne?'' Kıvırcık saçların üstündeki kırmızı kurdeleli tokayı gösterdi.

''Kurdeleee çünkü hediyen benim.'' Louis'in kıkırtısı kulaklarına dolunca gamzelerini göstererek gülümsedi.

''Teşekkür ederim Harry. Aldığım en güzel hediyeydi.'' 

''Ama daha bitmedi ki. Bekle burada.'' dedikten sonra arkasını dönüp koşmaya başladı

''Harry nereye?'' Harry arabalarına gidip oturduğu koltuğun yanından küçük yeşil bir kutu aldı. Kutu da tıpkı saçlarındaki gibi kırmızı bir kurdeleyle sıkıca bağlanmıştı. Louis'in yanına bu sefer dikkatli ve yavaşça geldi. Sonra tüm o dikkatine zıt bir şekilde heyecanla kutuyu Louis'e uzattı.

''Hadi aç.'' 

''Önce içeri girelim Harry üşüdüm. Hem annem ballı süt yapıyordu.''

''Ballı süt mü?'' diye sordu tam yaşına uygun çocuksu bir heyecanla. Louis kafasını ''evet'' anlamında salladığında içeri koşup mutfağa seslendi.

''JAYY BEN DE BALLI SÜT İSTİYORUM LÜTFEĞNNN.'' Louis arkasından bakıp gülümserken Jay de gülerek ona da yapacağını söyledi. Birlikte salona gittiler. Louis, masanın üzerindeki oyuncaklarını kenara ittirip kutuyu koydu. Kurdeleyi çözüp kapağını açtı. İçindeki küçük cam küreyi eline aldı. Kürenin içinde ahşap iskeleye oturmuş kahverengi bir kirpi üzerinde nilüfer çiçekleri olan gölde iskelenin ayaklarının yanında yüzen kurbağayla konuşuyormuş gibi görünüyordu. Harry, onun beğenip beğenmediğini anlamaya çalışırken boynuna dolanan minik kollara yüzünü hiç terk etmeyen gülümsemesiyle karşılık verdi. 

''Beğendin mi Lou?''

''Tabi ki beğendim Harry. Bu çok güzel. Yine de ilk hediyemi tercih ederim.'' Harry kıkırdayıp küreyi göstererek anlatmaya başladı.

''Bak burası Boundary Parkı. Göl çok güzel biliyor musun Lou. Yazın gittiğimizde kenarında piknik yapardık.'' Louis gülümseyerek onu dinledikten sonra aniden ayağa kalktı.

''Hadi kalk.''

''Nereye?''

''Hadi Harryyy.'' Harry'nin elinden çekerek odasına götürdü. Çalışma masasının küçük sandalyesini çekerek üstüne çıktı. Hediyesini yatağının üst tarafında kalan annesinin ona okuduğu hikaye kitaplarıyla dolu rafa yerleştirdi. Sonra yine aynı şekilde Harry'i sürükleyerek salona geri götürüp koltuğa oturttu.

''Bekle burada sütlerimizi alacağım.''

''Tamam Loueh.'' Sütlerini içip akşama kadar birlikte oyun oynadılar. Akşam olduğunda Louis'in akrabaları ve arkadaşları doğum gününü kutlamak için toplandı. Birileri hariç...

''Hadi Niall! Hepimiz senden büyük değiliz ki. Harry seninle aynı yaşta. Hem büyük olsak ne olacak hep birlikte oynayacağız işte. Gel artık.'' 

''Selam Lou. Selam kıvırcık.''

''Selam Zain. Liam hadi gel artık.''

''Şu inatçıyı getirebilirsem geleceğim Harry.'' Harry bir Liam'a bir yanındaki çocuğa baktı. Liam'ın zorlandığı her halinden belliydi çünkü çocuk gerçekten hiç gelecekmiş gibi durmuyordu. Harry bahçede dikilen iki çocuğun yanına gitti. 

''Merhaba ben Harry. -parmağının ucuyla Louis'i gösterdi- O da Louis. Bugün onun doğum günü biliyor musun? Birazdan pastasını keseceğiz sonra da oyun oynayacağız. Gelmek ister misin...'' cümlesini tamamlamadan düşünür gibi baktığında çocuk ilk kez konuştu. 

''Niall.''

-------------------------------------

Ni hoş geldin sarı civcivim.

Bölümü quizimden önceki teneffüste yazdım ve quizi batırdım çok mükemmelim değil mi?

NEYSEEEE ASIL KONUMUZA GELELİM 

Birkaç gün önceeee birilerinin doğum günüydü. Sonra bir baktım ki doğum günü bölümü yazmışım. Veeeee işte buradayız. İyi ki doğdun bebek Louve you <3     

@larryevlkyuzugu