2.4: no matter what

233 25 36
                                    

4 Haziran 2009

''Alex beni rahat bırak!''

''Ama neden ki gay çocuk. Bak sana seni ojelerinle kabul edecek birini buldum. Sen onu memnun edersen o da senin kız davranışlarına laf etmez. Çok güzel anlaşma değil mi hm?'' Harry onun ima ettiği şeyi anladığında gözleri çoktan dolmaya başlamıştı. 

''Hadi ama Harry! Yeterince iyi olursan harçlığının on katını bile kazanırsın.'' Harry ona vurmak istedi. Hayatında ilk kez birine bilerek zarar vermek istedi ama yapamadı. İstese de Alex'e karşı şansı yoktu. Güçlü değildi ki bir kere. Hiç de ihtiyacı olmamıştı zaten. Louis onu hep korumuştu. İçinden 'Keşke Louis'i dinleyip gece dışarı çıkmasaydım' diye geçirdi.

''Alex yeter! Defol git artık!''

''Yoksa beni mi isterdin Harry?'' Harry kocaman gözlerle ona döndüğünde Alex'in elleri Harry'nin boynuna çıktı. Harry geri çekilmeye çalıştığında diğer eliyle kolunu tutup ona engel oldu. Boynundaki el yüzüne doğru çıkarken kolundaki baskının kaybolduğunu hissetti. Hemen ardından acı dolu bir inleme boş sokakta yankılandı. Harry şokla gözlerini açtığında az önce Alex'in üzerine çıkmış onu yumruklayan bir Louis görmek beklediği son şey bile değildi. Birkaç saniye sonra Liam ve Zayn gelip Louis'i tutmaya çalışırken Harry olduğu yere çöküp hıçkırarak ağlamaya başladı. Onun ağlama sesiyle Louis Alex'i bırakıp Harry'nin önünde yere oturdu. Yüzünü ellerinin arasına hapsederken bir yandan gözyaşlarını silmeye başladı.

''Harry o sana b-bir şey yaptı mı?'' Harry ağlamaya devam ederken başını iki yana salladı. Louis içinin azıcık da olsa rahatlamasıyla onu kucağına alıp Liam ve Zayn'e döndü. 

''Şunu karakola götürün. Niall'ı da arayın Harrylere gelsin.''

''Bunu da götürüp polisi arasak daha iyi olur. Harry'nin de ifade vermesi gerecek sonuçta.''

''Tamam ama o pislik bahçeye bile giremez. Ayrıca biraz geriden gelin.''

''L-louis o gelmesin lütfen.''

''Merak etme bebeğim. Ben yanındayım sana yaklaşamaz.'' Harry'nin saçlarını öpüp eve doğru yürümeye başladı. Liam ve Zayn de olanları Niall'a anlattıktan sonra arada mesafe bırakarak peşlerinden gitti. Eve vardıklarında iyice geç olan saat yüzünden sokağa bakan camın önünde bekleyen Anne ve Robin onların halini görüp sokağa fırladı. 

''Louis bu haliniz ne? Harry oğlum ne oldu sana? İyi misin?'' Sesleri duyan Gemma da aşağı inince Louis sorularına cevap vermek yerine Harry'e daha sıkı sarıldı.

''Odana mı gitmek istersin aşağıda mı kalalım?''

''Banyo yapabilir miyim Lou? Onun elleri hala üstümdeymiş gibi hissediyorum.'' Harry'nin ağlamaklı fısıltısıyla Louis daha da sinirlense de sakin kalmaya çalışıp Robin'e döndü.

''Liam ve Zayn arkadan geliyor. Onlar size anlatır. Ben Harry'e duş aldıracağım rahatlasın biraz. Gemma biz banyodayken kıyafet hazırlayabilir misin?''

''Tamam siz geçin geliyorum.'' Louis'e güvendikleri için üstelemeyip Liam ve Zayn'i beklemeye başladılar.

''Harry geldik bebeğim hadi.'' Harry boynundaki kollarını sıkılaştırınca istemsizce o da daha sıkı sarılmaya başladı.

''Harry seni ürkütmek istemiyorum. Hadi bak kapının önünde bekleyeceğim seni.''

''Sen beni ürkütmüyorsun Lou. Beni bırakırsan korkarım. Lütfen beni bırakma.'' 

''Hiç bırakır mıyım ben seni? Gitmiyorum tamam.'' Louis, Harry'nin kıyafetlerini sadece iç çamaşırıyla kalacak kadar çıkarıp onu küvete oturttu. Suyu da ayarlayıp küvetin kenarına oturarak saçlarını yıkamaya başladı. Yaklaşık on beş dakika içinde onu iyice yıkadıktan sonra havluya sarıp kucağında odaya götürdü. Gemma'nın bıraktığı kıyafetleri giymesine yardım ederken kapıyı çalıp kendisini çağıran Zayn'le konuşmak için koridora çıktı. 

old summer love in august /l.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin