"Sen altı çizilmiş kitap cümlelerim..."
-bana ait
...Uyandım. Yeni güne. Yeni bir bene. Üstüme ne giyineceğimi düşündüğüm bir güne uyanmak içimde öldürdüğüm umutlarımı açığa çıkartmıştı. Yataktan kalktım. Örtü her daim bana sardığı kollarını kolayca benden uzaklaştırmıştı. Hissetmiş gibi beni ileri itmişti. Bir anne misali. Yıllar öncesinden tanıdık görüntüler ...
Dolabımı açtım. Siyah kazaklarımı geriye sakladım. Bir kenara attım geçmişin renklerini. Kendimi gök kuşağına boyadım.
Okula giderken daha cesaretliydim. Kendimden korkmuyordum dolaptan kahve kupasını alırken. Önce boğazıma dolanan sıkı kollarını gevşettim geçmişin. Sonra ise birilerinin sevgi ile sarmasına izin verdim.
İlk kendimi kaybettim biri beni bulsun istedim. Yalnız kalacağım yeni geleceklere içtim kahvemi. Sessizce şarkı mırıldandım kapı çalana kadar.
Mutfaktan çıktım ve kapıyı açtım. Gözleri dolmuş Kerem ' e şaşkın bir şekilde bakarken onu içeri aldım. Bazı şeyler saçmaladı ve evden çekip gitti. Aklım onda kalmıştı okula giderken ve de dönerken. Sabah ki plânların gerçekliğini yitirmesi uzun sürmemişti .
Okuldan eve geldiğimde kapıda beni bekleyen Keremi beklemiyordum. Beni görünce hafif gülümsedi ve çöktüğü yerden doğruldu. Bir şey demeden içeri girdik. Açıkçası sabah ki benden hoşlanma konusuna cevap vermek istiyordum ama o kaçmış ve buna engel olmuştu.
Kapıyı kapatmamla birlikte belimde geniş ellerin ileri geri hareketini hissettim. Boynumda nefesini. İyi hissettirmedi. Aşık olduğum adamın bu dokunuşları içten gelmemişti bana.
"Seni seviyorum ilke" dedi. Bu kötüydü. Sustum. Beni seviyor muydu? Gerçekten mi? Hani seni seviyorum demezdi.
Elleri ile yatak odasına ittirdi. Gözleri dudaklarımdaydı, dolan gözlerimi göremezdi. Görmedi. Uygarla gibi hissettim. Uygarla gibiydim. Elleri pantalonumun içine giderken ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. O an dudağındaki bakışlarındaki cesaret gitti.
"Özür dilerim.
Özür dilerim
Özür dilerim. Ağlama ".
Kolları sonunda sevgi ile belimi sardığında daha iyi hissetmiştim.