toxit-11

4.9K 165 17
                                    

Sessiz sedasız gideceğim yoluma.
Gelen, geçeni görmeden.
...

    Çıplak tenlerin bir birine çarpma sesi , ne kadar da kusursuz bir melodiydi (!) Kulaklarımı sıkıca kapatıyordum, tırnaklarım derimi çiziyordu ve hâlâ duyulan sesler midemi bulandırıyordu. Göz kapaklarım , kapanmaktan aciz kalmıştı  ve uzunca izliyordu hâlâ elleri yatağa kenetlenmiş çocuğu.

Çığlıklara sessiz kalıyorum. Çığlıklarda benim kadar sessiz. Dudaktan çıkıyor ve ölüme karışıyor.

  Gözleri doluydu. Kaçmak istiyordu. İstemediği belliydi. Yüzünü görmek istemiyordum. Zira biliyordum kim olduğunu. Kalbim sızladı. Kendimi bu denli aciz görmek aşk adı altında yaşadığım takıntıyı tekrar kendi gözlerimle görmek kalbimi aç bir köpeğin önüne atmışım gibi hissettirdi.

"İlke?"

"İlke!"

"Uyan güzelim. Rüya görüyorsun. "

  Sesler gözlerimi kapatmama yardım ediyordu. Nefes izi genzimden geçiyordu. Yavaş yavaş, yakarak hayata döndürüyordu.
   Gözlerim kısıkça açıldı. Güneş ışığı gibi doğdu yeşil gözler karşıma. Hastane kokusu son kez dolsun ciğerime umudu ile kuru duraklarımı dilimle ıslattım.

  "İyi misin ? Ne gördün ? "

  "Olmamam gerekecek kadar iyiyim. Senin sayende..."

  "Ne gördün ?"

  " kerem!"

  " ne gördün? "

  "Ne kadar kirli olduğumu ve senin temiz ellerini kirleticeğimi. Anladın mı ? "

  " Kimse temiz değildir İlke. Ben bile. "

...

  Evimin beyaz kirli duvarları yeniden beni içine hapsetmişti. Göz yaşlarım kurumuş ve yanağımda tuzlu bir yapışkanlık bırakmıştı.
  Salaktım. Değildim . Beni sevdiğini düşündüğüm birine ihtiyacım vardı ama sevgi nedir bilmiyordum. Yanlış anladım aşkı. Salak değildim. Annem bile gösterememişti sevgiyi bana.
   Salak değildim. Yürümeyi yeni öğrenmiştim kalpler arasında.

- kerem

-efendim.

-sevgi ne demek ?

- Neden soruyorsun?

-Kendimi kendime karşı savunabilmek için .

   Ellerini bir birine yapıştırdı. Hatırlamaya çalışır gibi gözlerini kapatıp kıstı. O benim temiz yanım olmaya başlamıştı. Ben daha onu tanımıyorken. Tanımama da gerek yoktu.

-sevgi...

-sevgiye inanmayan birine sorulabilecek en saçma soru.

-inanmıyor musun? Neden? Ben bilmediğim için inanmıyorum. Ya sen?

-ormandaki ağaç seni yaşatmayacak olsa değer verir misin ona? Aşka inanırım ama çıkarsız değer verdiğim kişilere seni seviyorum demem .

-peki beni seviyor musun?

-hayır . Seni sevmiyorum.

  Dedi ,hafif gülümserken. Kalbimde daha önce tatmadığım kadar sıcak bir duygu oluştu.

-Peki ya Sen? Sen beni seviyor musun?

-asla sevmem.

  Dedim. Dudaklarımda unuttuğum kıkırtımın sesi yankılandı. Gözleri gülüşümde takılı kalırken gülüşü dondu. Gözleri dudaklarımı soydu. Benim kiler ise onun dudaklarını. Gözlerinde bir acı belirdi. Sis bulutunun ardında ise pişmanlık var gibiydi.

-ben iyi biri değilim. Bunun için özür dilerim. Sen beni arkadaş olarak bil. Öyleyim. Kim ne derse desin.

-ne saçmalıyorsun?

-hiç. Öylesine.

  Daha fazla gücüm yoktu merak edecek. Sustum ve odamı dolduran sıcaklığa yaslandım. Uyumak istemiyordum. İlk defa yarın okulda ne yapacağımı düşünüyordum. Elleri bir erkeğe göre ince olan bedenimi okşarken uyumamak için direndim.

-Beni sevmediğin için teşekkür ederim.

*nasıl bölüm ama?
Ben yaptım. Ellerime sağlık.

onsra (gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin