Yedi | Gizli Kadınla Tanışma Faslı

1.7K 144 62
                                    


Yedi | Gizli Kadınla Tanışma Faslı

"Günaydın..." Sağ kulağımda hissettiğim sıcak nefesle irkilirken gözlerimi araladım. Aramızda sadece birkaç santim bulunan boşluktan bana doğru fısıldayan Jungkook'la gözlerimi kırpıştırıp onu cevapladım "Günaydın..."

İkimizde fısıltıyla konuşmaya başladığımızdan odada değişik bir ortam oluşmuştu. Gözümden kaçmamış değildi.

Sakince ayaklarımla kendimi ittirip yatakta doğruldum ve yatak başlığına sırtımı dayadım. Ardından benden biraz daha uzaklaşan ve yatağın ucunda oturan Jungkook'a baktım. "Kaç saattir uyuyorum?" Uykulu sesimin ardından pencereye göz gezdirdim. Hâlâ hava aydınlıktı. "Yaklaşık dört saattir." Jungkook'un cevabının ardından kaşlarım anın şokuyla havalanırken, kafamı hızla yanımda oturan bedene çevirdim. "Neden uyandırmadın?!"

Bu kadar saattir aç kalmış olamazdı. Yemeğin gelmesi bu kadar uzun sürmüşte olamazdı. Beni uyandırmadan kahvaltıyı yapmışta olamazdı. Yani, umarım...

Onun cevabını beklemeye devam ederken derin bir nefes verdim. O ise sakince dudaklarını aralayarak beni cevapladı "Benimde uykum vardı. Yemek geldikten sonra biraz uyudum ve sonra seni uyandırdım. Şimdi uykumuzu aldığımıza göre biraz geç olsa da kahvaltı edebiliriz. Hm?" Sondaki sorusuyla beraber biraz bana yaklaştığında hızla ağzımdan bir şeyler gevelemeye başladım. "Saat... evet, saat kaç?" Jungkook gülümseyerek başını sağ kolundaki saatine çevirdi ve birkaç saniye içerisinde beni cevapladı "Henüz öğlen. Saat üçe geliyor" Cümlesinden sonra tekrar bana döndüğünde onu anladığımı belirtircesine başımı salladım ve aralı olan dudaklarım arasından tekrar konuştum "Şey, Jennie geldi mi?"

Bu kadar rahat ve mutlu göründüğüne bakılırsa bulmuş olmalıydı.

"Odasında dinleniyor." Duyduğum kelimelerle tekrar başımı oynatarak onu onayladım. Bu katta birkaç oda vardı. Demek onlardan biri de Jennie'nin odasıydı.

"Lalisa... sana bir şey soracağım" Jungkook cümlesiyle beraber kaşlarını kaldırırken hafif olan ama belli ettiği heyecanıyla beraber bana biraz daha yaklaştı. Farkında mıydı bilmiyorum ama şu an bana o kadar yakındı ki nefeslerimizin birbirine karıştığını hissedebiliyordum. Yavaşça yutkunduktan sonra anın etkisiyle kısık çıkan sesimi kontrol etmeye çalışarak konuştum "Sorabilirsin..."

Birkaç saniye irisleri yüzümde gezindiğinde bir şeyler mırıldandı "Aslında pekte benzemiyorsunuz..." Onu anlamadığımı belirtir şekilde cevapladım "Efendim?" Cümlemden sonra gözlerini tekrar gözlerime çıkararak gülümsemesini yüzünden düşürmedi "Boşver... Her neyse, biz konumuza geçelim." Bana yakınlığını unutmaya çalışarak onu dinlemeye devam ettim. Tanrım, istesem geriye gidebilirdim. Başım yatak başlığına çarpmadan önce kafamı geriye atabileceğim kadar büyüklükte yer vardı. Neden geri gitmiyordum ki?

"Kavga etmeyi sever misin?"

Evet, böyle bir insandan zaten normal bir soru beklemiyordum. Ancak bu kadarını da düşünememiştim. "Anlamadım...?" Sorar gözlerimi irislerinden çekmediğimde ince dudaklarını tekrar araladı "Hiç fiziksel kavga ettin mi? Ya da etmek istedin mi?" Göz bebeklerimi kaçırarak birkaç saniye odada bulunan lavabonun kapısını inceledim. Hayatımda gördüğüm en güzel lavabo kapılarındandı. Acaba kapalı kahve yerine açık kahverengi daha mı çok yakışırdı kapı rengine? Yok, yok. Bence bu renk daha güzel uymuştu. Hem odayla da uyuşuyordu.

"Lalisa...?" Hızla gözlerimi kapıdan çekerek Jungkook'a döndüm. Tanrım, yine saçmalamaya başladım... Hızla kendime gelerek aklımdaki tüm kapı modellerini beynimin derinliklerine gönderdim. Ardından tekrar gözlerimi onun gözleriyle buluşturarak dudaklarımı araladım "Birkaç kere lisede kavga etmiştim ama hiçbir zaman aşırıya kaçmadım. Ayrıca kavga etmeyi sevip sevmediğimi daha önce hiç sorgulamadım. Şimdi düşündüm de... sanırım sevmediğim birini fiziksel değilde psikolojik olarak alt etmek bana daha çok çekici geliyor."

Comatose, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin