On İki | İş Teklifi

1.4K 131 39
                                    


On İki | İş Teklifi

"Gitmeden önce bu odada ne olduğunu öğrenmek istemez misin?"

"Bir alakam olmasa bana o odayı durduk yere göstermeyeceğini düşünüyorum..." cümlemin ardından kıkırdadı. Ben ise başımı önüme çevirerek ayağa kalktım. Ardından Jennie'ye karşı gülümseyerek yanından ayrıldım. O da orada oturmaya devam etti.

"Açıkçası, sırf öğrenmeden gitmeni istemediğim için gösteriyorum. Yoksa pek alakalı olduğun bir şey yok içeride." Kafamı iki yana sallayarak adımlarımla ona yaklaşmaya başladım. Henüz tam yanına gelmeden onu cevapladım "Alakam olmasaydı günlerdir o odayı bende saklamazdın."

"Sadece aksiyon yaratmak içindi."

"Komik değil Jeon!"

"Ah, pardon! Filmlerdeki mafyalara benzemek istemiştim!"

Gülüşüne karşılık kıkırdayarak kapıya bedenimi çevirdim. Ardından sağ elimi enseme götürerek onun kapıyı açmasını beklemeye başladım. İçeriye ondan önce dalarak merakıma yenil düşüp rezil olmak istemiyordum.

"Tatlı atışmanız bittiyse..." Arkadan Jennie'nin sesini duymamla sağ elimi ensemden indirip kafamı Jennie'ye çevirdim. O ise sol eliyle abisinin omzuna dokunarak konuştu "Madem heyecan yaratmak istiyorsun, kapıyı ben açacağım. Sende Lisa'nın gözlerini kapat."

"Ne, dalga geçmeyin!" Hızla araya girdiğimde Jennie kahkaha atarak elini abisinin omzundan çekip benim omzuma dokundurdu.

"Bence aksiyonlu olurdu. Değil mi abicim?"

"Kardeşim olduğunu bu kadar belli etme..." Cümlesinin ardından elindeki anahtarı Jennie'ye uzattı ve bana göz kırparak birkaç adım geriledi. Onların bu hareketlerine ise sadece iç çekerek karşılık vermekle yetindim.

"Açım ben ya!" Jennie elindeki anahtarı kapının kilidine sokacağı anda bağırarak çıkışıp elindeki anahtarı tekrar abisine uzattı. "Vazgeçtim, gidip kendime sandviç falan yapacağım."

"Tanrım, beni delirtecek misiniz?! İlla delirmemi mi istiyorsunuz?!"

"Anlamadım?"

Jungkook'un sorusunu duymamazlıktan gelerek hızla elindeki anahtarı kaptım. Dakikalardır beni sınıyorlardı sanki. Hayır, sakinim. Sakin olacağım... Hayır, sakin falan değilim!

Hızla, elimdeki anahtarı kapının kilidine sokmak için uzattım ve mutfağa yönelen Jennie'nin son bağırışını duymamazlıktan geldim "Bugüne kadar o merakla dayanması bile mucizeydi."

"Hey, Lalisa sakin ol..." Jungkook elimdeki anahtara sol elini uzatarak, benim aksime sakin bir şekilde saniyelerdir sokamadığım kilide anahtarı soktu. Ardından iki kere çevirdi. Bu sırada ellerimizin teması da kesilmedi.

Kapı büyük bir yavaşlıkla ve küçük bir gıcırtıyla açılmaya başladı. Ben ise gözlerimi baktığım kilitten kaldırıp içeriyi görmek adına kafamı biraz daha uzattım.

"Jennie'nin o kavgamızdan sonra gittiği gün benim bu odadan gelen seslerimi belki duymuşsundur... İşte burası Chaeyoung ile benim terapi odamız!"

Jungkook sağ eliyle kapıyı ittirdiğinde gözlerimi kırpıştırarak kapının ardındaki manzaraya gözlerimi gezdirdim. Bu sırada çattığım kaşlarım ve aralan dudaklarımdan bihaberdim.

Önce beni loş ışıklı bir ortam karşıladı. Ardından odanın ortasındaki, henüz dün gidip bir benzerini gördüğüm, Chaeyoung'un dövüştüğü alan gibi olan bir saha beni karşıladı. Sahanın karşı tarafındaki mini şarap mahzeni için özenle orası adına hazırlanmış birkaç ışık ve ışık altında parlayan, pahalı olduğu belli olan şarap şişeleri dikkatimi çekti...

Comatose, liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin