-Giriş 1.Bölüm-

5.9K 308 247
                                    

Okumaya başladığınız tarihleri buraya düşün 31.12.21

Giriş

Binbir isim verildi bana.

Dündekiler, koruyucu dediler.

Gündekiler, seçilmiş.

Yarındakiler, tek getireceği karanlıktır, bizden değil dedi.

Belki de öngörü güçleri, kuvvetli hisleriydi onlara beni kabul ettirmeyen.

Gidecek yerim yoktu, bana ev verdiler. Bir aile verdiler, sevdim. Bir amaç verdiler, benim dedim; bu benim benliğim dedim ve uğruna ölmeyi göze aldım.

Bilmem gerektiği kadar öğrettiler.

İtiraz etmedim.

Tek bir hata.

Düştüğüm gaflet.

Kıyamadığım bir çocuk.

Bugün yüzlerce yıldır ailem, dostum, amacım bildiğim her şeyden sürgün edilme sebebim.

Kızmadım, küsmedim. Ne zaman çok güzel bir şeye sahip olsam, Tanrı bana bir çirkinlik gönderir, "Hadi üstünden gel," derdi. O çirkinliğe bu kez ben koştum.

Yasalara karşı geldim.

Kaderle oynadım.

Ölmesine izin veremezdim.

"Günleri biten birine hak etmediği bir hayatı bahşettin, doğru mu?"

"Biri değil. Bir çocuk."

Asasını yere vurdu. Yüce Lider, üç kulenin koruyucusu. Beni herkese savunan Efendi Chan. Dünlerimden birinde beni kabul etmeleri, eğitmeleri için ikna ettiği herkesle beraber karşımdaydı işte.

Yüzyıllar oldu, diye düşündüm. Bana karşı olan bütün iyi niyetini tükettiğim, sabırsızlığımla, bitmek bilmeyen sorularımla, beceriksizliklerim ve hatalarımla onu bıktırdığım yüzyıllar...

"Sen Khalida, Dünün ışığı, Günün koruyucusu, Yarınlardan gelen,"

Yarın Kulesinden homurtular yükseldi.

Beni ne geldiğim gün ne de gittiğim bugün kabul edeceklerdi.

"İhanetini kabul ediyor musun?"

"Bir çocuğu kurtardım! Büyüyle! Şifacılar her gün birilerini kurtarırken, benim bir çocuğu kurtarmam nasıl ihanet olarak adlandırılabilir?"

Sesim gereğinden fazla çıkmış olacak ki asasını bir kez daha vurdu. Bu sefer asanın ucunda olan yeşil taş parıl parıl parladı. Meydan okunmuş hissettim. Bu hislerin benim mi, yoksa onun mu olduğuna karar veremedim.

"O çocuğu, Dün Kulesinden hizmetçi bir orospu peydahlandı! Piçlerin günü azdır! Bu şekilde soyumuzu soylu tutmaya devam ediyoruz!"

Zavallı kadın. Kimse babayı sorgulamamış, kimin çocuğu diye sormamışlardı bile. Onlar için sadece kadın suçluydu. Bir tecavüz bebeği mi, yoksa aşk bebeği mi kimse sorgulamamıştı. Kadın suçluydu. Adamın kim olduğu umurlarında değildi. Gözlerimi Efendilerin üstünde gezdirdim.

Bu dünyaya geldiğimde genceciktim. Beni oradan oraya çekiştirmelerine, istedikleri kalıplara sokmalarına izin verdim.

Omuzlarımı geri ittim. Başımı dikleştirdim. Bugün beni cehennem çukurlarına da atacak olsalar gururumla yanacaktım.

Düşünceler aklımdan hızla uçup giderken, fısıldaşmaları fark ettim. Bir kesim, bu işin çok uzadığını, bir an önce ne yapılacaksa yapılması gerektiğini düşünüyordu büyük ihtimalle. Bir kesim ise Efendi Chan'ın bana yeterli cezayı veremeyeceğini düşünüyor olsa gerek ki karşı çıkmak için atakta bekliyorlardı.

Verdiği derin nefesi, omuzlarımı çöktüren bir yük gibi hissettim.

"Sen Khalida, Dününe, Gününe ve Yarınına ihanet ettin. Ailene, amacına ihanet ettin. Belirsiz ömründen 1000 seneni alıyorum. 1000 sene boyunca kimse geldiğini hatırlamayacak. Gittiğini bilmeyecek. Dağların arasında unutulmuş bir vadide tek başına kalacaksın. Şayet hayatta kalır, geri dönersen kefaletin ödenmiş sayılacak."

1000 seneni alıyorum.

1000 sene.

Titrediğimi hissettim. Orada ne kadar dikildim, bilmiyorum fakat gözlerimi tekrar odakladığımda karşımda sadece Efendi Chan vardı.

"Şimdi git çocuğum. Sınırlarını öğrenmeden dönme."

Ondan duyduğum son sözler bunlar oldu.

Khalida'nın GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin