Bölüm 22

1K 152 125
                                    

Portal arkamdan kapandığında tam olarak yokluğun ortasındaydık. Etrafta ağaç sayılamayacak kadar zayıf ama çalıdan da biraz büyük ne halt olduğunu anlayamadığım birkaç bitki bozuntusundan başka bir şey yoktu. Portalımı düşünerek açtığım hiçbir şeyin bura ile yakından uzaktan alakası yoktu. Damarlarımda öfkeyle hızlanan kanımla kendi etrafımda dönerek çevreme baktım. Kierav'ın kucağında huysuzlaşmaya başlayan Sarı ile dümdüz bir hale getirdiği dudakları sinirimi daha çok bozdu. Darius,

"Biraz yürüyeceğiz. Hadi cadı." deyip başı ile yokluğu gösterdi.

"Nereye yürüyeceğiz bu tanrıların unuttuğu lanet yerde nereye yürüyeceğiz?" dedim kelimeleri kusar gibi.

"Herhangi bir tanrının burayı en başından bile bildiğinden şüpheliyim."  diye mırıldandı Kierav.

Yükselen tansiyonum ile gözlerimi ona diktiğimde sarılarını benden kaçırıp Darius'un adımlarının peşine düştü. Adımlarımı hızlandırıp Kierav'ı geçtim. Darius'a yetiştim ve önüne geçtim.

"Bu nasıl olabilir? Bana nereyi tarif ettiysen oraya açtım portalı."

"Tutturamamışsın gibi duruyor Lida." dedi arkamda kalan Kierav.

Eteğimin altına takılı kılıcı bedenimi çevirmeden ona doğrulttum. O kadar hızlıca olmuştu ki bu kılıcın havaya çarpan sesini duyduğumuzda parlayan gövdesi gözlerimiz ile henüz buluşuyordu. Saliselik refleksleri ile durmamış olsaydı boynunda ona beni hatırlatacak bir anı bırakmış olacaktım. Yutkunduğunda belirgin adem elması kılıcıma sürttü.

"Ben ıskalamam, kedicik."

"Şansa bak, ben de," dedi Darius parmakları arasında çevirdiği hançeri ile, "hadi cadı, uslu bir kız ol, yolumuz daha fazla uzamasın."

Gözlerimi Darius'tan ayırmadan geri çektim kılıcımı. Eteğimin altına saklı olan kınına yerleştirip Darius'a bir reverans selamı verdim. Gözlerini devirdi. Bunu daha önce hiç yapmamıştı.

"Portal doğru yerde açıldı. Hanın üzerinde bir mühür var. Kalkan gibi." başarısızlığın ağırlığı omuzlarımdan kalktığında, Kierav'a döndüm ve başına bir şaplak attım.

"Ya şamarı ben niye yiyorum? Burada durmuş kedini tutuyorum ya! Şamarı niye ben yiyorum ya!"

"Onu bir şamar kurtarmaz, dostun için bir fedakarlık olarak düşün." dediğim de Darius çok çok hafif kıvrılan dudakları ile başını iki yana sallayıp yürümeye devam etti.

"Bu kalkandan senin haberin yok muydu?" dedim yan yana Darius'un ardından yürüdüğüm kotkaya.

"Bilmem hiç dikkat etmemişim, elbet söylemiştir de yüksek ihtimalle ben hatırlayacak kadar umursamamışımdır."

"Sen bu yaşına kadar nasıl yaşadın?" dedim gözlerimi devirirken.

"Sen bu yaşına kadar nasıl yaşadıysan öyle," dedi gözlerimizi buluşturduğunda, " düşündüğünden daha çok benziyoruz bence."

Haklıydı belki de. Üstüne önceden düşünmemiş de olsam benziyordu yalnızlığımız, kimsesizliğimiz, kayıplığımız. Nereden gelmiştik? Kimlerden gelmiştik? İlk yıllarda düşüncelerim bedenimi sarmalayan zehirli sarmaşıklardan farksızdı. Gecem ben gözümü kapamadan gün olurdu. Bazen bir kadının sesini duyardım kulaklarımda. Anlamsız boğuk fısıltılardan başka bir şey değildi duyduklarım. Ne kadar odaklanırsam odaklanayım tek kelime çıkaramazdım duyduklarımdan. Başıma saplanan ağrılar kalırdı yanıma gecenin kucağında.

Çoğu gecem düşünmek ve düşünmek ile, her günüm işkenceden farksız talimler ile geçti. Aitlik hissini istedim. Bazen nadiren olsa da ait de hissettim. Bir göz kaçırma, bir laf sokma duyana dek sürerdi bu aitlik hissim. Kuleler savaşında meydanda kendimi kanıtladığımda, kanımla canımla onlar için savaştığımda kazandım sandım. Sonunda buldum. Kendinizi aradığınızı bilmediğinizde o anki bulunmuşluk hissi zafer adının altında yenilgi tadı veriyordu. Ben onlar için ölüme koşmuşken onlar beni ölüme sürdü. Yokluğa, unutulmaya, kimsesizliğe mahkum etti fakat tanrılar şahit ya, bir şans daha verilse bana yine kurtarırdım bebeği. Kuleleri kaybettim belki, tırnaklarım ile kazayarak elde ettiğim mezardan hallice olan statümü, korku ile gelen insanların saygısını kaybettim ama bir aile buldum. Geçen şu zamanda artık onları kaybetmiş gibi hissetmiyordum. Ruhlarının ızdıraptan uzak huzur içinde olduğunu bilmek, her geçirdiğimiz günün sebepsizce sadece benliğim için sevildiğimi bilmek kaybetmiş gibi hissettirmiyordu.

Khalida'nın GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin