Bölüm 5

1.5K 173 144
                                    




Büyüyle evimi, bedenimi ısıtabiliyor olsam da ocağımda yanan ateşi izlemek bana keyif veriyordu. Tam olarak bu sebeple kara kışa aldırmadan odun kırıyordum. Baltamın kütüklere çarpışı ve o kırılma sesi içimde bir şeyleri sakinleştiriyordu.

"Ölesin mi var bunak kadın?"  sırıttım.

Bu ses Kajen'den başkasının değildi. Baltamı yere bırakıp ona şöyle bir baktım. Veletlerin arasında kafası en iyi çalışandı. Hırslıydı. İyi niyetliydi ama saf salak değildi.

Mükemmel bir kumaştı.

20 yaşına bastığında uzun dönem muhafızlık görevine gitmiş, kendini sevdirip Gün kulesine bağlı bir krallıkta Sözcülüğe başlamıştı.

Sözcüler, güzel yüzleri, tatlı dilleriyle bilinirdi. Kılıçları kadar dilleri de keskin olurdu. Kuleler ve Kraliyetler arası iletişimden sorumlu olurlardı. Yeterince yükselebilirse bir gün kendi öğrencileri bile olabilirdi.

Yükseliyordu da.

10 senenin sonunda kendi odası ve mesaj güvercinleri olan sayılı Sözcülerden biri olmuştu. Söylediğine göre adım hiç geçmiyordu. Bahsettiği hiçbir insan tarafından tanınmıyordum. Bir gün beni kralın büyücüsüne sorduğunda tek aldığı cevap pörtletilen bir çift göz olmuştu. Bunu bir daha yapmamasını söyledim.

"Senin davan, benimdir." demişti.

Belki de düşündüğüm kadar zeki değildi.
Çabalaması bile benim için yeterli olmaktan çok fazlasıydı.

"Diline hakim ol, velet. Görmüyor musun, elimde bir balta var."

Kafasını arkaya atarak güldü. Çalışmadığı günlerde eskiden giydiği gibi bol üstlerin arkasına saklanırdı.

"Bugün iş yok ha?" diye sordum, yeni bir kütüğe uzanırken. Baltayı elimden aldı ve benim yerime kırmaya başladı.

"Yok, her gün çalışmak isteyeceğim kadar ödemiyorlar." dedi sırıtarak.

Güleç yüzlü biri değildi. Ne zaman bir şeyler saklasa, çok gülerdi. Omzuna dokunup bana bakmasını sağladım. Gülüşü söndü.

"Anlat velet."

"Neyi?" dedi, adem elmasının boğazında yukarı aşağı hareket etmesini izledim.

"Her neyi saklıyorsan. Seni yiyip tüketmeden anlat. Suratındaki kabız ifadesi canımı sıkıyor." dedim burnumu kırıştırarak.

"Bugün biriyle tanıştım, Khalida."

"Sonunda bir kadın hah!"

"Hayır, hayır bir kadın değil. Hiç kadın tanımıyormuşum gibi de konuşma." Gözlerini devirdi.

"Sadece ne zaman evleneceğini merak ediyorum. Lian, 4. çocuğunu bekliyor. Lean 2. Sen ne bekliyorsun?"

"Çocuk sevmiyorumdur belki." dedi oflayarak.

"Hadi oradan, yeğenlerine bakışını gördüm."

"Her neyse, mesele benim aşk hayatım değil ki bilgin olsun diye söylüyorum. Kadınlar arasında oldukça popülerim."

"İnanası gelmiyor insanın."

"Gerçekten öyleyim," dedi kaşlarını çatarak. "Sadece, çevrem statümle evlenmek isteyen kadınlarla dolu. Doğru gelmiyor. Lian'ı gördükten sonra hiç doğru gelmiyor Khalida." kısık bir nefes verdi.

Ne demek istediğini anlıyordum. Suzi ve Lian'ı metrelerce öteden gören biri bile aşklarını en derinde hissedebilirdi.

Elimi omzuna koydum, "Senin o kişin de gelecek, Kajen." dedim. "Kiminle tanıştın peki?"

Khalida'nın GünleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin