Gazeteden bir saat erken ayrılıp eve gittim. Korkut odasından, Suzan abla da mutfaktan çıkmamıştı. Mithat bey hiç gelmemişti zaten, kimse yokluğumu fark etmedi. Sofraya oturduğumuzda üstümdeki durgunluk herkesin dikkatini çekmişti. Annemin anlattıklarına, neden diye sormayışım, babamla siyaset tartışmıyor oluşumuz bile Numune Şahıs'ın bir problemi olduğunun işaretiydi. Aslında problemim olmamalıydı, niye olsundu ki? Birlikte çalıştığımız insanlar kendi yol açtıkları sorunlar yüzünden yaptığım hatayı düzeltmeme bile izin vermemişlerdi, problem de benim olmamalıydı.
İçten içe teselli ile karışık moralimi yükseltmeye çalışırken iyiden iyiye ikna olmuştum. Kıyıda köşede kalan biraz şüphe vardı, beni ele geçirmesinler diye, aileme iş teklifinden de bahsettim. Bir ay sonra yeni yıla girecektik, yeni bir kadro oluşturulacaktı ve Feridun bey o kadroda adımın yazılı olacağını, bir ay sonra beraber çalışacağımızı söylemişti. Durgunluğumun sebebi aileme neşe kaynağı olurken abim manalı gözlerle bana baktı bir süre. Bana güvenmesini söylemiştim, güveniyordu da. Ama bu sorgulamayacağı anlamına gelmezdi. O sorana kadar konuşmamaya karar vererek sofradakilerin neşesine ortak olmaya çalıştım.
Soğuk havalarda sıcak bir duş kadar insanı rahatlatan bir şey yoktu benim için. Sıcak duş sonrası odama geçip saçlarımı kurutmaya başladım. Aynadaki yansımama takıldı yine gözlerim. Acaba saçlarımı kestirse miydim? Belki omzumdan biraz daha yukarıda olmak isterlerdi. Hem yeni tarzlar denemek fena olmazdı. Havluyu sıkıca başıma sürterken gelen mesaj sesiyle yerimden kalkıp, masamın üstünden telefonu aldım. Nigar komiser buluşmak istediğini yazmıştı. Anlatacaklarını hevesi kaçmış bir merakla dinleyebilirdim belki ama hiç dışarıya çıkasım yoktu. Zaten çıkmak istesem de bu ıslak saçımla annem bana izin vermezdi.
"Bize gelir misiniz komiserim?" Şansımı denemekten zarar çıkmazdı. Hem gelirse sıcak bir çay ve annemin elleriyle yaptığı tatlılardan ikram edebilme şansımız olurdu. Neresinden bakarsak bakalım makul bir teklifti. Bir süre cevap gelmeyince, kabul etmeyeceğini düşündüm. Kendi kendime güldüm, tabi ki kabul etmezdi.
"Yarım saate oradayım." Mesajı okuyunca da güldüm, duştan sonra üstüme çöken ağırlığın empatime verdiği rehavetle, Nigar komiserin yerinde olsam bu daveti kabul etmeyeceğim geçti aklımdan. Telefonu bir kenara bırakıp salına salına pencerenin kenarına geçtim. Hafiften yağmur atıştırmaya başlamıştı. Pencereyi açıp rüzgarın, yağmurun sesinin içeriye girmesine izin verdim. Eğer içimdeki sesi bastıracak başka sesler bulamazsam, yüzleşecektim... Bir şeylerle...
Kırk beş dakika sonra çalan zille kapıyı açtım. Annemle Nigar komiser daha önceden tanışmış olduğundan odaya geçmeden önce, uzun bir tanışma faslı yaşamaktan kurtulmuştuk. Kısa bir hoş geldin, annenler nasıl, babanlar afiyettedir inşallah konuşmasından sonra nihayet benim odama girebildik. Oturması için sandalyeyi işaret edip ben de yatağın üzerine oturdum. Başını kaldırmış, yaptığını gizleme gereği duymadan etrafı seyrediyordu.
"İş konuşmak için biraz değişik bir ortam sanki ha?"
"Elimizdekinin en iyisini sunmaya çalışıyoruz komiserim." İkimiz de güldük. Kırmızı renkli battaniyemin odaya kattığı, her an tatlı bir uykuya geçebilme hissiyle beraber, Harun beyin ölümünü konuşacaktık. Nigar komiser çantasından bir dosya çıkartıp yanıma oturdu. En başından beri yumuşak yatağıma oturmak istediğini seziyor gibiydim zaten. Parmağıyla bazı tarihleri gösterip, hikayeyi en başından anlatmaya başladı.
"Sen bekçi Musa'nın kullandığı ilaçları haber vermeden önce memur arkadaşlardan inşaatın geçmişine dair bazı bilgiler istemiştim. Fark ettik ki bu inşaatta yaşanan ilk ölüm değil. Bu güvenlik ihlali, bu bozuk makine yüzünden, bu yanlış malzeme... Son beş yılda yaşanan altı tane vaka var. Mahkemeye taşınanlar, hapse giren yöneticiler ve yüklü tazminatlar da kayıtlarımızda var." Bu ölümlerin aynı inşaat şirketinde meydana gelmesinin Harun beyin ölümüyle de mi ilgisi vardı? Bu kadar kural ihlali yapan ve insanların canını hiçe sayan bir şirketin hala varlığını sürdürüyor olması hataydı. İstemsiz kaşlarımı çatarak Nigar komiseri dinlemeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMUNE ŞAHIS
Aktuelle LiteraturHer şey eski taş binaya adımını atmasıyla başladı. İşini çok seven bir gazeteci Numune Şahıs. Çalışmak için başvurduğu gazete binası ise bir ay gibi kısa bir zamanda batmak üzere. Üstelik bunu isteyen de gazete binasının sahibi. Numune, çevresindeki...