KARMAŞIK İLAÇLAR- 9

149 40 2
                                    

Nigar komiserin kilitli odasının önünde bekledim bir süre. Karakola ondan daha erken gelir olmuştum. Birkaç memurla tanışmıştık. Sürekli nöbetleri değiştiği için sıkı bir arkadaşlık kurma şansımız olmasa da Nigar komiseri beklerken zaman geçiriyorduk. Nihayet merdivenlerden çıkıp koridorun başında göründüğünde ben de ayağa kalktım. Beni görünce yüzünün aldığı bir ifade vardı; sevinç, şaşkınlık, kızgınlık? Henüz netleştirememiştim. Bildiğim tek şey beni görmeye alıştığıydı.

"Günaydın Numune. Hayırdır beni kapılarda karşılıyorsun?" Kapısının kilidini açana kadar bir şey söylemedim. Onun yavaş hareketlerinin aksine ben sabırsızdım. Kapı açıldığında hemen ardından içeriye girip kapıyı kapattım.

"Acelen mi var? Sakin olsan biraz..." Her zaman oturduğum sandalyeye oturup çantamı masanın üzerine koydum. Sakindim zaten, bir şeyleri açığa çıkardığımızda, merakım teskin edildiğinde daha da sakin olacaktım.

"Acelem yok ama merak ettiğim şeyler var. Dün Harun beyden bahsettiğimi nasıl anladınız? Olay çok karışık, intihar değil belki de?" Montunu çıkartıp asarken gevelemeden söylediğim cümlelere karşı sessizliğini korudu. Bu sessizliği hiç cevap vermeyeceği anlamına geliyordu belki de. Yine de bekledim, karşıma oturup gözlerimin içine bakana kadar bekledim. Yüzündeki kararsızlığa dair ifade yok olduğunda konuşmaya başladı.

"Artık neden her olayın içinde olduğunu sorgulamayı bırakıyorum, bir şekilde yollarımızın kesiştiğini, bu saatten sonra da kesişeceğini anladım çünkü. Ama senin de anlaman gereken bir şey var Numune, ben bir polisim, davalar sonuçlanana kadar bende gizli kalmalıdır. Sırf sen haber yapacaksın diye kuralları çiğneyemem." Tam da beklediğim gibi bir cevap almıştım. Oysa amacım sadece haber yapmak değildi. Öyle olsaydı üçüncü sayfada, bir intihar vakası başlığı altında kısa bir hikaye yazardım. Beni rahatsız eden bir şeyler vardı, Sevde'nin o hali gözümün önünden gitmiyordu. Olayların göründüğü gibi olmadığını söylemeye çalışmıştı sanki. Herkesin yazdığını yazmamı istemiyordu.

"Menfaatim için istemiyorum ki bunu. Belki de hiçbir şey göründüğü gibi değil. Kızıyla konuşmuşsunuzdur, farklı bir şeyler olduğunu biliyor."

"Bir şey mi dedi sana?" Arkasına yaslanırken hızlıca sordu sorusunu.

"Babam intihar edecek birisi değildi, öyle yazma dedi." Alnını kaşıyıp ellerini önünde bağladı. Sabah güneşi pencereden yüzüne vurduğu için gözleri kısıktı.

"Adamın raporu varmış, inşaatta çalışması yasak. Bir şekilde kimsenin haberi olmadan aylarca çalışmış, gizlemeyi başarmış. İnşaat firmasının dikkatinden kaçan bu durum aileye maddi yardımda bulunulmasıyla kapatılır zannediliyor. Şu anlık durum netleşene kadar işlem yapılmayacak."

"Kızı böyle bir durumdan hiç bahsetmedi, evdekilerden de gizleyemez ya?"

"Bahsetmemelerinin sebebini tahmin edebiliyoruz. Harun beyin hasta bir oğlu var, tedavi için gerekli olan parayı, şirketin verdiği gayrı resmi tazminattan temin etmiş olmalılar. Avukat ikna edici konuşmuş belli ki, iş mahkemeye giderse paradan mahrum olmakla beraber altından kalkamayacakları hukuki işlemlerle uğraşmaları pek hoşlarına gitmemiş olacak."

"Peki o gün ne olmuş da, Harun bey..." Artık o kelimeyi kullanmak istemiyordum. Hikayelerin içine girdikçe konuşması daha da zor oluyordu. Bahsettiğimiz bir insandı, o gittikten sonra ailesi farklı bir tercih yapmıştı başka bir insan için. Ne kadar severlerse sevsinler, yokluğunda hayatlarına devam edeceklerdi.

"Kanında ilaç bulundu. Doktor reçetesiyle yazılmış bir ilaç, günlük hayatta da kullanıyormuş zaten. Raporda bu ilaçlar yüzünden hayal gördüğü, şuur kaybı yaşamış olabileceği yazılmış." Her gün kullandığı ilacın o gün yan etkilerini göstermiş olması çok saçmaydı. Üstelik ilaç iyileştiren bir şeydi, neden böyle bir şeye yol açsındı ki? "İşte bu yüzden Numune, biz de bu olayı araştırmaya karar verdik. Bünyesinin alışık olduğu bir ilaç, neden o gün farklı bir etki bıraktı Harun beyin üzerinde?"

NUMUNE ŞAHISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin