Büyük villanın bahçesinin önüne geldiğimizde Nigar kontağı kapattı ve kemerini çıkarttı. Yol boyu fazla konuşmamıştık, hevesim de yoktu zaten. Moralim bozukken konuşmak eziyet gibi geliyordu. Elimden geldiğince normal görünmeye çalışsam da sessizlik adetim olmadığından Nigar'ın dikkatini çekmiş olacak ki halim, bir çok kez yeltenmesine rağmen arabadan inmeden önce bir sorun olup olmadığını sormuştu. Kısaca bir sorun olmadığını söyledim. İnandırıcı değildim muhtemelen ama konuşmak için üstelemediği için de şanslıydım. Bu sefer kimlik gizlemeyecektik. O polisti ben de gazeteci. Ne kadar kendi başımıza halletmek istesek de bir şekilde başaramamıştık gizlemeyi. Bu sefer de prosedürlere uygun davranmayı deneyecektik.
Kapıdaki güvenliğe polis kimliğini gösteren Nigar'ın arkasından girdim. Adam da alışmış gibiydi polislerin gelip gitmesine. Dünden beri yoğun takip ve baskı vardı. Bir sürü kişi tutuklanmış, yasa dışı iş tespit edilmişti. Ne yazık ki alttakiler üsttekilerin ne iş yaptığını, nerede olduğunu bilmiyorlardı. Aldıkları paralarla kendilerine söyleneni yapıyorlardı. Dikkat çekmeden, kendilerinden habersiz bir şekilde gizlenmeye bile ihtiyaç duymadan aleni suçlar işliyorlardı. Yakalandıkları zaman da baştakilere tehdit unsuru oluşturmuyorlardı. Caner gibi değillerdi, o birçok şeyi biliyordu belki de. Konuşmasından korkmuş, onu ortadan kaldırmışlardı.
Büyük, bakımlı bahçenin içine yapılmış dekoratif taş yoldan yürüyerek kapıya vardık. Ev büyük ve gösterişliydi. Soğuktan dolayı renklerini kaybetmiş bitkilerin başında bahçıvan kıyafetinde adamlar duruyordu. Birden fazlaydılar ve çekinmeden bizi izliyorlardı. Nigar'a baktığımda hepsini tek tek süzdüğünü fark ettim.
"Özel koruma bunlar" diye mırıldandı. Kimseye saldırmak gibi bir niyetimiz yoktu, o yüzden tedirgin olmadım. İçeriye girip diğer memur arkadaşlar gibi biraz bakıp çıkacaktık. Aslan ağzı şeklinde altın renkli zile basıp bekledik. Birkaç dakika sonra kapı açıldı. Hizmetliydi bizi karşılayan. Geliş sebebimizi söylediğimizde, gözlerini devirdiği gözümden kaçmamıştı. Hazırda bekleyen kaşlarımı çattım. Bir süre daha iyi niyetimden uzakta, her şeye sinirlenebilme eğilimi gösterecektim muhtemelen.
Ev gerçekten büyüktü; tablolar, biblolar ve gösterişli eşyaların bize eşlik ettiği koridordan geçerek salona ulaştık. Daha az eşyayla çok daha güzel ve ferah olabilecek salon insanı boğmak için dizayn edilmişti sanki. İkili koltukta yatar gibi oturmuş başına masaj yaptıran bir kadın, bizi görünce hafifçe doğruldu yerinden. Nigar yine sabır ve soğukkanlılıkla geliş sebebimizi söylediğinde kadının ağzından küçük bir nida çıktı.
"Ay Allah'ım başıma gelen! Boyu devrilesi herifin nerede olduğunu bilmiyorum. Saatler boyu sandalye tepesinde oturttunuz beni. Bu gün kuaför randevum vardı ona bile gidemedim!" Önemsiz planları gerçekleşmedi diye şikayet eden kadın, ağlamaklı bir hale bürünmüştü. Kocasının pis işlerine ağlamak yerine, kuaföre gidemedi diye huysuzlanıyor oluşu bir tek bana garip gelmemişti anlaşılan. Nigar kadının karşısına geçip, kadife kumaşlı tozpembe koltuğun üzerine oturdu. Ne kadar gergin gözüküyor olsa da sakin tuttuğu sesiyle konuşmaya başladı.
"İçinde bulunduğunuz durumun farkında mısınız bilmiyorum ama kocanız çok büyük suçlarla yargılanıyor. Arkadaşlarım da söylemiştir, onu saklamak en az onun kadar ceza almanıza sebep olabilir. Kuaför randevunuzun iptalinden daha korkunç bir mesele bu, emin olun!" Fazlasıyla tehditkar cümleleri, kadının daha dik oturmasına sebep oldu. Başına masaj yapan kızı yanından gönderdi.
"Defalarca söyledim, bilmiyorum yerini. Yazlıklarımızın adresini biliyor zaten polisler, oralara baksınlar. En sonuncuyu üç ay önce almıştık. O kadar pahalıydı ki... ama değer, manzarası çok güzel. Bütün sosyetikler de oraya geliyor." Konu saptığında ayakta durmayı bırakıp en yakınımdaki koltuğa oturdum. Oturmamla yerimde rahatsızca kıpırdanmam bir oldu. Hatta tüm olumsuzluklar beni mi bulur dercesine kendimi tutamadan ofladım. Nigar ve kadın bir anda bana döndüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NUMUNE ŞAHIS
Ficción GeneralHer şey eski taş binaya adımını atmasıyla başladı. İşini çok seven bir gazeteci Numune Şahıs. Çalışmak için başvurduğu gazete binası ise bir ay gibi kısa bir zamanda batmak üzere. Üstelik bunu isteyen de gazete binasının sahibi. Numune, çevresindeki...