NUMUNE ORMANI - 16

84 13 0
                                    

Araçtan indik. Asaf bagajdan kamp çantasına benzeyen bir çanta aldı ve omzuna astı. Ağır gözüküyordu. Kendimi kötü hissettiğimden olsa gerek, önceki seferlerde olduğu gibi merak etmedim içindekileri. Silah, ilaç, su, yemek... Aklım, yaptığım telefon konuşmasındaydı. Korkut'un kırgınlığındaydı. Ona iyilik edeyim derken incinmesine sebep olmuştum. İleride af dileme imkânım olmayabilirdi üstelik. Hatırlamadığım bir kabahatim yüzünden özür dileyemezdim Korkut'tan. O beni bağışlar umuduna sarılacaktım önümüzdeki saatlerde. Hissediyordum, zamanım ve zihnim kısıtlı dakikalara hapisti. Mısır yolculuğum tamamen son bulmak üzereydi. Yanımdaki adamlarsa, bana bir hatıra bile bırakmamaya niyetliydi.

Birkaç dakika geçmeden iki kişi göründü kumların arasında. Serap görmediğime emindim. Yerel kıyafet giymiş, yüzü kapalı olan bir adam ve yanıma yaklaştıkça tanıdığım bir kız; Hatice. Demek isteyince kamptan kaçabiliyordu. Kızarmış gözlerimi kırpıştırıp elimin tersiyle sildim. Hâlâ iç çekiyordum farkında olmadan. Asaf benimle hiç konuşmadan Hatice ve diğer adamı karşıladı. Birkaç adım gerilerindeydim, hepsine ters bakışlarımı gönderiyordum. Beni pek umursadıkları söylenemezdi, kendi aralarında plan yapıyorlardı. Asaf arabadan siyah ince bir poşet çıkardı, adama uzattı.

Hislerim ağır basıyor, kırgınlığım kendini hatırlatıyor olsa bile, artık merak etmeye başlamıştım. Ne hakkında konuşuyorlardı? Ama sormayacaktım, her nereye gidiyorsak da tek kelime etmeyecektim. Zaten teşkilat peşimizdeyken fazla uzağa gidemezdik. Hainlikle itham ediliyordum, bana aitmiş gibi görünen bir ses kaydı başıma belaydı. Hem benim hem de Korkut'la Nigar'ın. Tamam, haksızlık etmeyeceğim. Asaf da bulaştı bu belaya. Şimdi çölün ortasındaysak ve hâlâ teşkilata teslim edilememişsem, görevi ile gazeteci kız arasında kalan asker sayesindeydi.

Hatice ara sıra kaçamak bakışlar atıyordu bana. Aklımda, yardım eli uzatmayışı vardı. Onu esir tutulan bir kız zannedip haline acımıştım üstelik. Duru'nun oyununa kurban gittiğimi bilmiyordum. Oturup akşama kadar iki kişilik bir kurtuluş planı yapmaya çalışmıştım. Hatice'nin kıyafet getirmesini, bir yol bulmasını beklemiştim. Yem olarak kullanmışlardı beni. Bağırıp çağırsam ve hesap sorsam, "ben emir alan bir askerim" diyecek olan Hatice'nin karşısında boşuna nefes tüketmiş olurdum. Artık kabullenmeliydim; onlar askerdi ve bir program dahilinde hareket ediyorlardı. Beni umursadıkları yoktu.

Adam gitmeye hazırlanınca Hatice eteğini toplayıp yanıma yaklaştı. "Sen kurtuldun" elini kalbine koydu ve gülümsedi "sevindim." Kamptaki kadar kötü konuşmuyordu ama Türk olmadığından emindim hâlâ. Samimiyetine karşılık vermedim. Yalan söylediğini yüzüne vuracak oldum, gereksiz buldum. "Kendine iyi bak." Elini sıkmam için bir hamle yaptı. Başımı salladım olumsuz anlamda. Bu gün teşkilatı, Duru'yu, bana kaçırılmamı hatırlatacak herhangi birini görmek istemiyordum. "Tamam..." Yine de kibarlığını bozmadı ve geriye çekilip onu bekleyen adamın yanına gitti.

"Onun görevi..." Asaf Hatice'yi savunmaya başlayacaktı ki durmasını sağladım. Arkamı dönüp kumların üstünde yürüdüm biraz. Yorgun, aç ve üzgündüm. Her yanım ağrıyordu, şükür ki yıkanacak fırsatım olmuştu. Bu şartlar altında Hatice'nin göreviyle ilgilenmiyordum. Araba sesi duyulana kadar arkam dönüktü askerlere. Sonra irkildim. Şehirden uzağa bırakılan üvey evlatlar gibi, çölün ortasında terk etmeyeceklerdi beni değil mi? Başımı çevirip hareketlenen arabaya baktım.

"Hey!" diye bağırdım. Üstüne toz gelmesin diye kenara çekilen Asaf'ı görünce durdum. Hatice ve yanındaki adam arabayı alıp gitmişti. Biz ne yapacaktık? "Niye verdin arabayı?" Uzaktan cevap vermek yerine, çantanın sapını tutup yanıma yaklaşmaya başladı. Büyük adımlarla aramızdaki mesafeyi azalttı.

"Araba takip ediliyordu" dedi. "Bizim bulunmamamız lazım, öyle değil mi? Onlar başka yöne gidecek, hedef şaşırtacağız yani."

"Sen niye yapıyorsun bunu?" Hayretime karşın güldü hafifçe. Beni teşkilattan saklama işinde fazlasıyla ciddiydi. Her yeni adımında buna inanıyordum.

NUMUNE ŞAHISHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin