☆Final☆

6.4K 206 39
                                    

"Eğer kalbimizde geçmişten kalan yaralar olmasaydı her şey farklı olur muydu? Bize verilen şansı değerlendirebilir miydik?"

Caner kadının dudaklarından dökülenlerle gülümseyip yüzünü ellerinin arasına aldı. Sabah olmak üzereydi ama ikisinin de uyumaya niyeti yok gibiydi. Sadece birbirlerini izlemek, konuşmak ve kaybettikleri zamanı telafi etmek istiyorlardı. "O yaralar olmasaydı belki de birbirimizi fark etmezdik." Yüzüne düşen birkaç tutamı kulağının arkasına itip "Belki birbirimizi yaralamazdık ama birbirimizi sevmezdik de," diyerek Ekimi kollarına çekti. Huzur dolu kokusunu solurken söylediklerini düşünüyordu. Gerçekten... Yaraları olmasaydı birbirlerini sevebilirler miydi?

Ekim kendine olan nefretine odaklanmış olduğu için farkında olmadan sahte evlilik yaptığı adamı sevmeye başlamıştı. Durum öyle olmasa Araftan sonra yıllardır yaptığı gibi Canerden uzak dururdu çünkü kimseyi sevmek istemiyordu. Hayatına birini almak, yeniden bir adama güvenmek istemiyordu. Onların ilişkisi zaten nefretle başladığından kalbini saran duygulara engel olmak şansını kaybetmişti.

Adam için de durum farklı değildi. Mineden sonra hiçbir kadına güvenmek istememişti. Hele de Ekimi tanıdığı ilk halindeki birine bir daha asla güvenmezdi. İlişkileri nefretle başladığı için aşık olmak ihtimali aklından bile geçmemişti. Bu sayede onu tanıyabilmiş, kalbine ikinci kez şans vermişti. Şimdiye kadar kendilerine çektirdikleri acıya öylesine odaklanmışlardı ki, bu gerçeği fark etmemişlerdi. Yaraları olduğu için birbirlerini seve bilmişlerdi. Hissettikleri acıyı tanıdıkları için merhem olabilmişlerdi.

Genç kadın göğsünde soluklandığı adamın yanağını okşayarak "Çok yoruldum," dedi fısıltıyla. Şimdi fark ediyordu, bugüne kadar diledikleri gibi dertleşememişlerdi. İkisi de her şeyi içine attığından biriktirdikleri boğazlarında düğüm olup kalmıştı. "Tüm hayatım mücadele etmekle geçti. Annemle babam daha ben dünyanın nasıl bir yer olduğunu anlayamadan gitmişlerdi. Anneannem olmasa hayatım ne halde olurdu tahmin bile edemiyorum. Sonra hayatıma Araf girdi. Gerçekten mutlu olduğumu hissettiğim anılarım onun gelişiyle başladı. Yaşamak ne demek anlamamı sağladı." 

Kaza gününü düşünürken buğulanan gözlerini saklamak için başını biraz daha adamın boynuna bastırdı. Çağatayla bile bu konuyla ilgili konuşmamıştı. Hastanede gözlerini araladığında terk edildiğini öğrenmenin acısını tek başına yaşamıştı. Aradan geçen yıllarda değişmeyen tek şey buydu. "Ben ne zaman canım yansa yanı başımda Arafı görmeye alışmıştım. Ailemden geriye kalan boşluğu o doldurmuştu." Söylediklerinin Caneri üzme ihtimalini düşünerek bakışlarını yüzüne çevirdiğinde karşılaştığı anlayışla gülümsedi. Adam geçmişin geçmişte kaldığının farkındaydı. "Çağatay karşıma geçip de yıllardır insanların söylediğinin gerçek olduğunu, onun benim güzelliğimi sevdiğini söyleyince dünyam başıma yıkıldı. Hayatımı ona bağlamıştım, Caner. Mutluluklarımı, umutlarımı, gelecekte kuracağım ailemi..."

"İntihar etmeye karar verdiğinde... Nasıl yaptın, Ekim? Canından nasıl vazgeçtin?"

"Annem yoktu, babam yoktu, anneannemi kaybetmiştim. Her şeyim oydu. Bir insanın elinden her şeyi alınınca hayatın anlamı kalmıyor."

Anlatmayı bitirince bir süre sessiz kaldılar. Sonrasını tahmin etmek zor değildi. Terk edilmesinin nedenini güzelliği olarak görmüş, farklı birini yaratmıştı. Ailesinin yanındayken, daha doğrusu gündüzler yarattığı çirkin Ekim oluyordu, akşamlar sahneye çıkıp sesiyle insanları büyüleyen Rüyaların Kızı oluyordu. Canerle tanışınca da hem evlilikleri şirket yüzünden olduğundan hem de onu gördüğünde aldığı tepkiden dolayı kendini tamamen kapatmıştı. Tahmin edemediği şey ise adamın da bununla ilgili yaraya sahip oluşuydu.

{Tamamlandı} Çirkin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin