Ailesi Ekimi ilk gördüklerinde yanlarındaki kadına "Bizim kızımız Ekim Solmaz. Bu kız değil," demişlerdi. Sanki kızlarını tanıyorlarmış gibi... Ekim Solmazın ilk ve tek hayal kırıklığı o andı. Zaten ondan sonra bir daha kimsenin söylediğini umursamamıştı. Kimseden nefret de etmemişti. Sadece kendi içine kapanmıştı, ailesini tanımamak için elinden geleni yaparak. Aslında tanımasına gerek de yoktu. Anne ve babası sınavdan geçememişlerdi. Çağatay dışında kimse gerçek Ekimi tanımıyordu. Onun nasıl biri olduğunu bilmiyordu. Herkes sadece onun görünüşünü değerlendiriyordu. Aslına bakarsanız Ekim de bundan yanaydı.
Şimdi karşısındaki kadına bakarken dört yıl önce olanların tekrarlanacağını anlamıştı. Büyük ihtimalle bu kadın da oğlunu evlatlıktan reddetmek isteyecekti onun gibi biriyle evlendiği için. Belki tokat bile atardı. Kim bilir? Tarih tekerrürden ibaretti.
Caner Tözün şaşkınlığından kurtula bildiğinde Çağatayı bıraktı. Arkasını dönüp bir annesine, bir de karısına baktı. Az önce olanları hala anlayamıyordu. Nasıl bir anda delirip bu adamın üzerine çullanmıştı? Onların yakınlığını neden umursamıştı ki? Ekim istediğini yapabilirdi. Sonuçta evlilikleri gerçek değildi. Hayır. İstediğini yapamaz. Benim soy ismimi taşırken olmaz. Kendini böyle ikna ediyordu. İki gündür bu çirkin kadını düşünmesinin tek sebebi soy ismiydi. Babasını kaybettiği günden beri koruduğu, leke sürülmesin diye çabaladığı soy ismine bu ucubenin zarar vermesine izin vermeyecekti.
Aradan geçen günlerde Ekimle ilgili sadece iki anıyı düşünüyordu. Biri o çocuğu kurtardığı andı, diğeri de Çağatay denen adamın sesini duyduğu zaman yüzünde yaranan gülümsemeyle kendisini şaşırttığı andı. Caner onun fedakarlığından etkilendiğini kabul ediyordu. Her hangi birinin yapabileceği şey değildi kendi hayatını riske atarak çocuğu kurtarmak. Kadının yüzündeki ifadeyi görmüştü. Ekim bir saniye bile başına gelebilecekleri düşünmemişti. Çocuğu gördüğü anda koşmuştu. Diğer anıda ise onu etkileyen şey kadının içtenliğiydi. Ailesine bile buz gibi bakışlarla bakan Ekim Solmaz o adama tüm kalbiyle gülümsemişti. Kendi kendine Ekim Tözün diye düzeltti. En son istediği şey annesinin aralarındaki evliliğin sahte olduğunu bilmesiydi. Doktoru yalnız kaldıklarında Nazan hanımın hayatının riskte olduğunu söylemişti. Fazla stres yüzünden her an kalp krizi geçirebilirdi. Caner bunu göze alamazdı. Bu yüzden yüzüne her zamanki ciddi ifadesini yerleştirip annesine doğru ilerledi. Ekimin elini tutarak arkasından gelmesini sağlamayı da unutmamıştı.
"Evet, anne. Karım. Sizi tanıştırayım. Ekim Tözün."
Genç kadın kaşlarını çatarak kocasına baktı. Evet, bu adam onun kocasıydı. Evet, kendisi onun soy ismine ortaktı. Ama aralarındaki gerçek değildi ki. Sahte bir evlilikti. Bir nevi iki taraf için de kazançlı olan bir anlaşmaydı. Peki bu adam ne yapıyordu? Neden onu annesine "karım" diyerek tanıtıyordu? İtiraz etmek için dudaklarını araladığında Caner kadının elini hafifçe sıktı. Sessizce sus diyordu. Ekim de mesajı alarak ona ayak uydurdu. Ondan hoşlanmasa da, boşandıkları zaman eline geçecek olan yeni bir hayata başlama şansını onun sayesinde kazanacaktı. Bu evlilik acılarını silip götürecekti. Eğer annesini mutlu etmek için evlilik yalanına sığınacaksa, ayak uydurabilirdi. Kadına dönüp sahte bir gülümseme sunacağı sırada tüm bedenini titreme sardı. Hayır, hasta falan değildi. Kriz de geçirmiyordu. Sadece şok geçiriyordu. Karşısındaki kadın ağlıyordu. Ekim yıllar sonra ilk kez bir hayal kırıklığı daha yaşadı. Tepki alacağını biliyordu fakat bir anneyi ağlatmak bu listede yoktu. Anne sevgisi görmeyen biri olduğundan o sevginin ne kadar özel olduğunu sadece hayal edebiliyor, hayalindeki haline bile hayran oluyordu. Bir anneye bunu yaşatmayı ruhu kaldıramazdı. Pişmanlık kanına girerken elini Canerden kurtardı. Büyük ihtimalle o da şaşkındı. Elini gevşetmesinin başka açıklaması olamazdı.
![](https://img.wattpad.com/cover/97291413-288-k355103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Çirkin Aşkı
Fiksi PenggemarAtılan tokatın sesi hala ikisinin de kulaklarında yankılanırken gözleri bir kez daha buluştu. İlk kez kadının gözleri de adamın öfkesine eşlik ediyordu. Bu adam ona binlerce kötü söz söylemiş, onu her fırsatta aşağılamış, ondan nefret etmiş, iğrenmi...