Tözün ailesi yeni bir güne gözlerini araladıklarında ikisinin de yüzünde belli belirsiz gülümseme vardı. Yan yana olmalarına rağmen başkalarının sebep olduğu gülümsemeler...
Ekim ilk başta normal bir güne uyandığını sandı. Ta ki başının yaslı olduğu şeyin yastık değil de birinin göğsü olduğunu fark edene kadar. Şaşkınlıkla kendini geri çekse de, şanslı gününde değildi. Ayağı yorgana takılmasıyla kendini yere bulması bir oldu. Çığlığıyla Canerin de uykulu halinden sıyrılmasını sağlamıştı. Genç adam ilk başta etrafına baksa da, yanındaki boşluk sayesinde ne olduğunu anlamıştı. Hızla yataktan kalkıp karısının yanına gitti. Kadın tek gözünü açarak baktı yanındaki adama. Caner de karısının bir yere çarpmadığından emin olduktan sonra derin bir nefes aldı. O anlık korku kalbinin sıkışmasına sebep olmuştu. Ancak sakinleşe bildiğinde durumun komikliğini fark edip kahkaha atmaya başladı. Birinin gülümsemesi kalbinizin ritmini alt üst eder miydi? Ekim Tözünün etmişti. Bu kadar karanlık biri nasıl bu kadar güzel gülüyordu? Caner Tözünün karısının bakışlarını fark etmesiyle gülümsemesi dudaklarında dondu. Her daim boş bakan gözler garip bakıyordu.
"Bir şey mi oldu?"
"Eğer senden bu kadar nefret etmeseydim her zaman gülmen gerektiğini söylerdim."
Genç kadının kendi bile fark etmeden söylediği cümle üzerine eliyle ağzını kapatıp ayağa kalktı. Son zamanlarda saçmalamaktan başka bir şey yapmıyordu. Artık kendine gelmeliydi. Banyoya geçip kapıyı kilitledi. Bakışları anında aynadaki aksine takılmıştı. Ne yapıyordu böyle? Kim olduğunu, nasıl göründüğünü nasıl unutmuştu? Bu adamla arasında olması gereken mesafe çoktu, böyle değildi. Ekim Canerin gözünde iyi biri değildi. Titrek bir nefes alıp elini yüzüne uzattı. Onun gibi birini kim niye isterdi ki? Kulaklarında yankılananlarla gözlerini sıkıca kapattı. Aynı anda bir damla yaş da boynuna doğru akmıştı.
Belki de yatağıma girerek soy ismini garantilemeyi amaçlıyordur. Ama ne söyleyeceğim biliyor musun? Senin gibi ucubeyi zevk için bile olsa yatağıma almam.
Senin gibi bir ucubeyle aynı odada kalmak benim için ölümden farksız.
Ben senin mide bulandırıcı görüntünden etkilenip susmam. Seninle konuşurken kusmak istesem de haddini bildiririm.
Caner Tözün için Ekim bunlardan ibaretti. Fazlası yoktu. Olmayacaktı. Banyonun kapısının tıklatılmasıyla irkilip gözlerini araladı.
"Ben çıkıyorum. Bir şey istersen numaraları bıraktım telefonun yanına. Otelden çıkma."
Kaşlarını çatarak "Otelden çıkma mı?" diye mırıldanıp dışarı çıktı. Ne saçmalıyordu bu adam? Tüm gününü otel odasında geçirecek değildi ya. "Hasta mısın lan sen?!" diye bağırsa da, onu duyacak kimse yoktu. Caner Tözün çoktan gitmişti. Kocasının söylediklerini umursamadan giyinmek için dolabına doğru ilerledi. Elbette otelde durmayacaktı. Buraya kadar sürüklendiyse keyfini çıkaracaktı. Otelin girişinde Canerin adamları olmasaydı.
***
Sonunda dosyalarla işi bittiğinde derin bir nefes aldı genç adam. Uzun süredir buraya gelmediğinden işler birikmişti. Gece otele bile dönememişti. Adamlarından öğrendiği kadarıyla Ekim dün birkaç kez dışarı çıkmaya çalışmıştı. Şansına otel aile tanıdıklarından birinindi de sorun olmadan halledilmişti. En son dün akşam denemişti, ondan sonra ses çıkmamıştı. Bu yüzden rahattı. Eliyle alnını ovuşturup düşünmek istediği tek kişiyi düşündü, Rüyaların Kızını. Dün kadına duyduğu özlem ağır geldiğinden sesini duyma ihtiyacına yenilmişti. Bir an bile düşünmeden kadını aramıştı. O gün son anda numarasını aldığı için mutluydu. Aldığı cevaptan mutlu olduğu gibi. Birlikte şarkı söylediği adam sadece arkadaşıydı. Artık tek engeli karısıydı. Aslında onu engel olarak görmesi saçmaydı. Sonuçta her şey sahteydi. Kadının huzur dolu sesi kulaklarına çalındığında rahatlamıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/97291413-288-k355103.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{Tamamlandı} Çirkin Aşkı
FanfictionAtılan tokatın sesi hala ikisinin de kulaklarında yankılanırken gözleri bir kez daha buluştu. İlk kez kadının gözleri de adamın öfkesine eşlik ediyordu. Bu adam ona binlerce kötü söz söylemiş, onu her fırsatta aşağılamış, ondan nefret etmiş, iğrenmi...