☆42☆

3.2K 200 18
                                    

"Abi, bunu yapamazsın. Donör olma ihtimalin söz konusu bile değil."

Çağla öğrendiği bilgi üzerine durmadan aynı cümleyi tekrarlarken kendisini dinlemediğini fark ettiği abisinin yüzünü ellerinin arasına alarak bakışlarını buluşturdu. Doktorun söylediklerini anlattıktan sonra kahvelerini bir an bile Ekimden ayırmamıştı. İçinde bulunduğu durumdan tek başına sıyrılamazdı. Bu yüzden kardeşine anlatmıştı. Karşısında iki yol vardı ve ikisinin de sonunda ölüm vardı. 

Ekimi yaşatmak için ameliyata girse de, ölürdü, onu yaşatamazsa da, ölürdü.

"Tavsiye almak için anlatmadım, Çağla. Ameliyattan sonra anneme, Ekime neler olduğunu, bunu isteyerek yaptığımı, kendilerini suçlamamaları gerektiğini söyleyen biri olsun diye anlattım."

"Suçlamamak mı?" Duyduklarından ölümüne nefret eden kız abisinin yüzünü yatakta yatan kadına doğru çevirdi. Yaptığı şeyin iyi mi, kötü mü olduğunu bilmiyordu ama mecburdu. Evet, gencecik bir kadının hayatı söz konusuydu. Biliyordu. Fakat gencecik kadının hayatının karşısında da abisinin hayatı vardı. Seçme şansı varsa bunu elbette abisinden yana kullanacaktı. "Her şeyin yolunda gittiğini düşünelim. Abi, bu kız uyanıp da uyanmasının sebebinin sen olduğunu, senin de bir daha uyanamayacağını öğrenirse o hayatın tadını çıkarabilir mi? Canın pahasına sunduğun hayatın gözünde küçücük bile olsa anlamı olur mu sanıyorsun?" Canerin yüzüne düşen saçlarını geriye tarayarak "Sevdiği adamın canından can gitmesi ona verdiğin cana değer verir mi sanıyorsun?" diye sordu.

"Anlamıyorsun." Kardeşinin yüzündeki ellerini tutarak kalkıp odadaki koltuğa oturdu. Yan-yana oturduklarında Çağlanın zihni tamamen adamla, Canerin zihni ise sevdiği kadınla doluydu. "Benim yaptığım ona can vermek değil. Sadece aldığımı geri ödüyorum."

"Ne?"

"Ona neler yaşattığımı bilmiyorsun, Çağla. Karşılaştığımız ilk gün... Daha ilk gün bir sürü hakaret ettim. Ailesi canını az yakmış gibi önlerinde küçük düşürdüm. Her şeyi bir kenara bırakalım. Evlendiğimiz zaman onu babasından satın aldım."

Caner anlattıkları yüzünden kendisinden tiksindiğinden elleriyle yüzünü kapattığı zaman kardeşinin şaşkınlıktan dolayı dudakları aralanmıştı. İkisinin evliliğiyle ilgili bazı şeyleri biliyor olsa da, tüm hikayeyi bilmiyordu ailesinden uzakta yaşamasının etkisiyle. Çağla abisine aşık genç kız olduğundan da duyduklarına inanmak istemiyordu. Satın almak ne demekti? Caner Tözün onun için dünyanın en iyi insanıyken nasıl bir kadını satın alabilirdi?

"Ben neden bahsettiğini anlamıyorum yada sen anlatamıyorsun. Kelimeleri düzgün seç."

"Düzgün seçiyorum, kardeşim. Tam da dediğim gibi oldu. Babasından şirketi, yani babamdan kalan şirketi alabilmek için kızıyla evlendim."

Genç kız öfkesi anbean artarken ayaklandı. Sağa sola dönüyor, ne söylemesi, ne yapması gerektiğine karar veremiyordu. "Hayır. Anlıyor musun? Hayır. Bunu yapmış olamazsın." Adamı omuzlarından sarsarak kendisine bakmaya zorladı. Farkında değildi ama yanakları yaşlarla ıslanıyordu. "Benim abim böyle iğrençlik yapmaz. Benim abim bir kadını satın almaz. Ekimin babası kızını satacak kadar iğrenç olabilir ama abim yaptığına ortak olacak kadar iğrenç olamaz."

Hissettiği suçluluk duygusuyla boğulan adam "Özür dilerim," diyerek gözyaşlarını serbest bıraktı. Başından beri ucubesiyle çok konuda tartışmışlardı ama bu... Sadece bir kez bahsedilip rafa kaldırılanlardandı. Oysa yaşadıkları en iğrenç şey onların karşılaşmasına neden olandı. Caner Tözünün ilk ve en büyük hatası ilk başta yaptığıydı, kendi hırsı yüzünden Ekimi babasından satın almak. "Ben gerçekten çok özür dilerim. Babasına evet dediğimde emin olamasam da onu görünce böylesine bu kadarı bile fazla diye düşünmüştüm. Umursamadım. Kahretsin ki, şirkete karşılık evlenmemin ona neler hissettireceğini umursamamıştım."

{Tamamlandı} Çirkin AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin