"Sen bana karşı bir şey hissetmesen de ben seni seviyorum Arda. Sadece bil istedim." dedikten sonra arabasına koşarak gitti ve mezarlıktan çıktı. Ben ise olayın şokuyla hala olduğum yerde bekliyordum. Asena az önce bana seni seviyorum mu dedi?
Gitmekten vazgeçip tekrar anne ve babamın şehitliğinin yanına geldim. Anlaşılan her zamanki gibi sabaha kadar buradayım. Yanlarına geçip yere oturdum. Tamamı siyah olan kıyafetlerim artık annemin, babamın toprağıyla kahverengiydi.
"Ben ne yapacağım sizsiz. Zaten bu zamana kadar yanımda yoktunuz Tümgeneral Harun da yok artık yanımda. Ben operasyondan döndükten sonra beni karşılayacak, onun için operasyonu erkenden bitirmek isteyeceğim kimsem yok. Neyse bu konuları konuşup daha fazla üzülmeyelim. Ha ben size şeyi söylemeyi unuttum. 2 ay önce bir ödül daha aldım. Evimde o kadar çok ödül var ki artık bazılarını neden aldığımı bile bilmiyorum. Ne yapsam ayrı bir ödül odası falan mı yapsam evimize?" dedim yüzümdeki acı gülümseme ile.
Güneş doğmaya başlamış artık gitme vaktim geldiğini anlamıştım. Kolumdaki saate baktığımda 5:40 olduğunu gördüm. Bu kadar erken mi doğuyordu güneş? Kalkıp üstümü bile çırpma zahmetimde bulunmadan bütün çamurumla arabaya oturdum. Önce evime gidip üstüme değiştirip tugaya götürmek için sivil kıyafet alsam daha iyi olur. Annem ve babam için aldığım üç katlı müstakil evin önüne geldim. Lojmanda da kıyafetim çok olmadığı için buradan alsam iyi olur diye düşündüm. Benim odam ikinci katta annemlerinkinin hemen yanındaydı. Giyinme odasına girip kapının yanındaki siyah spor çantasını alıp dolapların önüne attım. Önce üstümü değiştirip kamuflajlarımı giydim. Çantaya da birkaç parçadan biraz fazla kıyafet atıp evden çıktım.
Eğitim sonunda bitti. Diğer askerler gibi ben de fazlasıyla yoruldum. Bugün Asena'yı hiç görmedim. Güya beraber eğitim verecektik. Tuğgenerale bildirmem gereken bir durum. Sonuçta emre itaatsizlik ve sorumsuzluğa girer. Odamdan çıkıp koridorda yürümeye başladım. Kapısını çalıp 'Gel' sesini duyunca içeri girdim.
"Komutanım, bana ayırabilecek 10 dakikanız var mı?"
"Tabii ki Binbaşım gel otur." Geçip oturdum masanın karşısındaki sandalyelerden birine.
"Komutanım eğitimi Binbaşı Asena ile birlikte veremizi söylemiştiniz fakat ben Asena'yı bugünkü eğitimde hiç görmedim. Bir sorun mu var?"
"Asena iki gün izinli, yani yarın da eğitim sende sonra beraber yönetirsiniz." Hiç şaşırmadım nedense.
"Peki komutanım, izninizle." Dedim kalkarken. Tam kapıyı açıp çıkacakken Tuğgeneralin koltuğundan kalktığını duydum.
"Ha Arda dur bir dakika." Hemen arkamı döndüm.
"Emredin komutanım!"
"Asena bugün isteğin üzerine resmi olarak Cehennem Timinin sağlıkçısı olarak göreve başladı." Ha, şu konu. Bir de bu var!
"Tamam komutanım. Başka bir konu var mı?" Kafasını hayır anlamında iki yana sallayınca asker selamı verip bu sefer odadan çıktım. Derin bir nefes alıp kendi odama doğru yürüdüm.
Saat iyice ilerleyince otoparktaki arabama binip evime doğru sürdüm. Lojmana giderken yarı yolda durdum. Artık lojmanda değil kendi evimizde kalma zamanım artık geldi. Kolay bir u dönüşüyle kendi evime yöneldim. Evin önünde durdum. Arabadan çıkıp bahçe kapısının önünde bir süre bekledim. Sonunda artık burada yaşamam gerektiğine tekrar kanaat getirdim ve içeri adımlamaya başladım. 3 katlı, büyük bir bahçesi olan, tam annemin isteyeceği tarzda kırık beyazımsı renkte bir ev burası. Beş yıl önce aldım ama zaten içinin düzenlenmesi tadilat falan bir yıl sürdü. Büyük kapıdan içeri girdim. Holde adımlayıp salonu geçtikten sonra yukarı çıkıp önce hiç kullanılmamış olan anne ve babamın odasının kapısına baktım bir süre. Kendime gelip hemen yan taraftaki odama girdim. Her ne kadar kendimi yatağa atmak istesem de önce giyinme odasına geçip üstümü değiştirdim. Uykum kaçtı şimdi de. Odadan çıkıp en üst katın merdivenlerine yürüdüm. Yukarıda diğer insanlara göre saçma olsa da bana göre olması aşırı bir şekilde mantıklı olan harekat odası ve mühimmat odası gibi şeyler var. Harekat odasının duvarları silahlarla dolu. Ayrı bir mühimmat odası olsa da fazla silah göz çıkarmaz.
Hala üst kattaki odalarda takılırken kapı çaldı. Merdivenlerden hafif tempolu şekilde inip kapıyı açtım. Karşımda görmeyi beklediğim son kişi. Asena vardı karşımda. Asena mı?! Bu evi nereden buldu?
"Ne işin var burada? Nereden buldun burayı?!" Tuttuğum soru bombardımanıyla bir süre kalakaldı.
"Bulmak o kadar zor olmadı. Lojmana giderken yarı yolda döndüğünü görünce merak ettim ve tahmin ettiğin üzere merakıma yenik düşüp takip de ettim." Dedi rahatsız edici bir sırıtışla.
"Takip ettin?! Farkında mısın bilmiyorum ama bugün emir komutanın bende olduğu bir time katıldın."
"İçeri davet etmeyecek misiniz KOMUTANIM?"
"Hayır!" dedim ve kapıyı yüzüne kapattım.
Oy vermeyi unutmayın...<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÜRK ASKERİ OLMAK (Ara Verildi)
AçãoÇok ama çok kısa bir süreliğine ara verildi. Güncelleme: O çok kısa ara bir yıldan fazla oldu. Bu kadar bölüm yayınlayıp asla geri gönüş almadığım için kitabı bırakıyorum. Olur da belki bir gün devam ederim, kimse bilemez. İki Komando Binbaşı... As...