5.Bölüm

885 59 1
                                    

"Sizinle sonra konuşacağız! Şimdi biri gelsin kaşımı patlatsın, revire gitmem için bir nedenim olması gerek!" Tabii ki sonunu sessiz söyledim.

"Komutanım neden böyle bir şey yapalım ki?"

"Bir şeyi de merak etmeyin be! Yüzbaşı Fatih, buraya gel ve bana vur!" Hadi emrime karşı gel de göreyim.

"Emredersiniz komutanım!" dedi isteksiz bir şekilde. Yanıma gelip sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına yüzüme yumruk attı. Sanırım artık bir kaşım yok.

"Öh, yavaş be öldür demedik vur dedik! Neyse hadi bana eyvallah."

Odadan çıkıp kendi odamda kaşımdan daha fazla kan akmasını bekledim. Çıkıp büyük bir mutlulukla ve gururla revire yürüdüm. Koridorda yürürken bütün askerler bana selam vermenin yanında tip tip bakıyorlar da. Askeriz diye dayak yiyemiyoruz sanırım! Revirin kapısının önüne gelince yüzüme acı bir ifade kondurdum. Kapıyı çalıp içeri girdim.

"Binbaşım! Sanırım yardımınıza ihtiyacım var." Yüzüme bakınca o da diğerleri gibi baya bi şaşırdı.

"Arda, ne oldu sana böyle?" Elini önce kaşıma götürüp inceledi. Sonra sert bir şekilde kolumdan tutup sedyeye oturttu. Eli baya sert ve gerçekten çok güçlü.

"Anlatacak mısın nasıl olduğunu?"

"Sen neden sadece ikisine eğitim verdiğimi sorunca onlarla da mindere çıktım. Profesyonel olduklarını söylemiştim!" Biraz pembe yalandan zarar gelmez, sanırım.

"Bir tane dikiş atılması gerek. Kim vurduysa sağlam vurmuş."

"Ben eğittim, tabii sağlam vuracak!" Arada kendimizi övmeyi de ihmal etmiyoruz.

"Aman! Bir dakika hava atmadan dur be adam."

Kaşıma dikiş attıktan sonra öğlen olduğu için beraber yemeğe çıkmayı teklif ettim. Kabul etti demek isterdim ama net bir şekilde, yüzüme vura vura 'HAYIR' dedi. Bu çok net olan cevaptan sonra sadece tamam demekle yetinip odadan çıktım. Şimdi ne mi yapıyorum? Kendi odamda yerin dibine girmekle meşgulüm. Bu böyle olmayacak. Yemekten sonra eğitim bahanesiyle timle beraber biraz mermi yakalım. Hem yeni silahları test etmiş oluruz hem de stresimizi atarız. Koskoca İKİ gündür elime silah alıp ateş etmedim. Avucum baya bi kaşınmaya başladı. Odamdan çıkıp yemekhaneye indim. Bizim tim masaya sübühaneke boncuğu gibi dizilmiş benim gelmemi bekliyorlar. Doğru, ben nasıl unuturum onların bensiz yemeğe başlamadığını. Hemen yanlarına gidip oturdum ve beraber yemek yemeye başladık. Acıkmışız!

Timle bahçeye çıkıp oradan da poligon sahasına geçtik. Silahları alıp herkes birer hatta geçti.

"Komutanım, Asena komutanı da çağıralım mı? Hani diğer özel timin komutanıymış ya."

"Gerizekalı! Bağır istersen!" deyip hafifçe(!) vurmuş olabilirim. Hemen yanımızdan geçen askerlerden birini durdurdum.

"Asker! Bak buraya." Hemen yanımıza koşarak gelip asker selamına geçti.

"Er Hasan Gümüş, Kırıkkale. Emret komutanım!"

"Gümüş, revirden Asena komutanını çağır bakalım."

"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

Hemen yanımızdan koşarak uzaklaşıp tugaya girdi. Biz atışlara devam ederken kapıdan çıkan Asena'yı gördüm. At kuyruğu olan saçı hafif esen rüzgardan uçuşurken gerçekten çok güzel ve havalı gözüküyordu. Görseniz 20 yaşında anca dersiniz ama koskoca binbaşı. Kim inanır? Daha da yanımıza yaklaşırken bizimkiler de onu fark edip atışı kestiler.

"Arda binbaşım! Beni ayağınıza çağırmışsınız!" Doğru ya. Kadını resmen ayağıma çağırdım.

"Binbaşım belki duymuşsunuzdur. ÖZEL CEHENNEM TİMİ! Sizin komutan olduğunuz özel timin diğeriyiz biz. Sizin de ÖZEL POLAT TİMİ'nin eski komutanı olduğunuzu öğrenince belki bizimle atış yapmak istersiniz diye düşündük."

Bir anda gözleri parladı Asena'nın. Bacak kılıfından hemen silahını çıkarıp benim yanımdaki boş hatta geçti. Anlaşıldı, kapışacağız! Beni bu zamana kadar atışta yenebilen kimse olmadı. Hedefleri en uzak mesafeye ayarlayıp bir şarjör boşalttık. İkimiz de silahlarımızın mermilerini tekrar doldurup bacak kılıfına taktık. Geri çekilip hedeflerin getirilmesine bekledik. Ben kendiminkini, Asena da kendi hedefini aldı. Baktığımda hepsi tam 12'den, sadece 1 tanesini santim dışardan vurmuştum. Asena bana dönüp hedefini gösterince hepsini tam 12'den vurduğunu görmem ile şok geçirmem bir oldu. Biri beni yendi! Şoku atlatınca Asena'nın bana elini uzattığını gördüm. Anlamaz bir şekilde elini sıkarken konuşmaya başladı.

"Komando Binbaşı Asena Şahin. Namıdiğer ANKA!"









Oy vermeyi unutmayın...

TÜRK ASKERİ OLMAK (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin